Süleyman Bey, "Basın Sözcüsü" Yavuz Donat'a "günlük yalanlamaları"nı yazdırmış, oradan öğreniyoruz...
Neyi mi? Asla "Kafam Zenith marka saat gibi çalışıyor" dememiş: Reddediyor...
Madem öyle, dikkat: "Zenith Süleyman" haberini yazan gazeteler muzip bir başlıkla ortadaki yanlışlığı düzeltebilirler:
"-Demirel'in kafası saat gibi çalışmıyor!"
Hikaye bu ya, Süleyman Bey "Herkese eşit mesafede" imiş: Hiçbir siyasi işe karışmadığını, hiçbir senaryonun mucidi olmadığını anlatmaya çalışıyor. Güniz Sokak'taki köşesine çekilmiş, öyle masumane oturup istirahat eden bir duayen lider havasında: Yerseniz, tabii!
Zenith muhabbeti, Demirel'in yeniden Çankaya rüyası gördüğü iddiasıyla bağlantılı olarak çıkmıştı...
Keşke Çankaya Sandığı yetişse, Demirel de aday olup halkın karşısına çıkabilse: Ne kadar çok isterim...
Saatin kaç olduğunu "Zenith Süleyman"a en iyi seçmenin anlatabileceğini düşünüyorum. Seçmenin hangi marka kol saati taktığını hep birlikte görmüş oluruz...
***
Yürümeyeceği belliydi. DYP ile Anavatan nişan yüzüklerini kısa süre içinde atıverdiler. Evlilik çöpe gitti. Merkez Sağ'daki "büyük buluşma" hüsranla hatta rezaletle sonuçlandı...
Demek ki, bu iki partinin bir araya getirilmesinin asıl maksadı onların TBMM'deki Çankaya oylamasından uzak tutulması imiş: Önce "Nokta Vuruş" ardından "Ne haliniz varsa görün!"
Hepi topu, Ağar'ın partisinin adı değişmiş oldu. Kimi önde gelen isimler kapıyı çarpıp gittiler; DP'de kayda değer bir hasar meydana geldi...
Erkan Mumcu, demokrasi sınavını kaybederek hayatının en büyük siyasi hatasını yapmıştı. "Bir öyle, bir öyle" derken şimdi hepten bitti. Mesut Yılmaz'ın tükettiği Anavatan'ı temelli bitirdi...
Anavatan'dan istifa eden Yılmaz, Rize'den bağımsız aday! Meclis'e gelirse ne diyecek? Yüce Divan hatıralarını mı anlatacak? Belki de Çankaya hesabı yapıyordur. Keşke ikinci sandık yetişse de, Demirel'le birlikte o da aday olsa!
Aday listeleri açıklandı. Ortalık karıştı. AKP ve CHP grubundaki vekiller epeyce bir tırpan yedi...
AKP'deki vitrinlik "solcu"larla CHP'deki vitrinlik "sağcı"lar listelerdeki villalarda oturuyorlar. Alıcı gözüyle baktığınızda kendinizi resmen "Face-Off" filminde hissediyorsunuz. Yüzler, el değiştirmiş...
"Nicholas Cage" Ertuğrul Günay altı yıl önce Baykal'a kurultayda rakip olurken, CHP liderini Aydın Menderes'i ziyaret ettiği için yerden yere vuruyor "Seçilirsem ilk iş olarak Erdal İnönü'ye gideceğim" diyordu. Kurultayda (şaka yapmıyorum) bu satırların yazarını bile hedef almıştı; filmin sonunda AKP'ye gitti. Gülümsü'yorum!
"John Travolta" İlhan Kesici "normalleşmenin ilacının CHP olduğu" savıyla, gerçekte resmi "anormalleşme" projesi olan CHP'ye en iyi yerden kapağı atmış durumda...
Olayı "Süleyman Demirzenith'in Cumhuriyet Halk Bankası'nda açtırdığı hesap" olarak da görebilirsiniz...
1994 İstanbul seçiminde Erdoğan'a az farkla yenilerek belediye başkanlığını kaptıran Kesici aslında maçı o zaman kaybetmişti: O seçimde; Kesici ANAP, Günay CHP adayı idi!
Final Notu: Sanal Muhtıra/ Çankaya seçiminin iptali/ DP'de birleşme işinin yatması/ Aday listeleri vs. Bütün hepsi AKP'nin ekmeğine yağ süren faktörler. Sürprize hazırlanan GP'nin atağı bile AKP'ye yarıyor. Seçmen, 22 Temmuz'da saatin kaç olduğunu "Zenith Süleyman"a soracak gibi görünüyor!
Tamer Korkmaz/Zaman