Türkiye'de yaşanan süreçle birlikte hakları gaspedilen ve kendilerine yaşam hakkı tanınmayan onbinlerce insan çareyi yurtdışına yerleşmekte buldu. Göçmen ya da mülteci statüsüyle yapılan başvurular yavaş yavaş netice veriyor. Zaman ilerliyor, taşlar yerine oturuyor ve insanlar bulundukları coğrafyalarda kök salmaya başlıyorlar.
Brezilya'da bekleyen fırsatlar
KAMİL ERGİN | BREZİLYA
Türkiye'de yaşanan süreçle birlikte hakları gaspedilen ve kendilerine yaşam hakkı tanınmayan onbinlerce insan çareyi yurtdışına yerleşmekte buldu. Göçmen ya da mülteci statüsüyle yapılan başvurular yavaş yavaş netice veriyor. Zaman ilerliyor, taşlar yerine oturuyor ve insanlar bulundukları coğrafyalarda kök salmaya başlıyorlar.
Gideceği ülke hakkında bilgi toplayanlar şu iki gerçeğe vakıf olmuştur: Hiçbir ülke mükemmel değil, her ülke herkese göre değil. Kriterler alt alta konulunca iklim şartlarından tutun, kamp süreci, dil, sosyal yardımlar, eğitim, sağlık, ticaret gibi birçok konu başlığı irdeleniyor. Üstüne bir de pasaport, vize, uçuş ya da geçiş kolaylığı gibi faktörler eklenince karar vermek daha zor hale geliyor veya seçenekler tükeniyor.
Türkiye'den veya başka sıkıntılı ülkelerden ayrılmak durumunda kalanların çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika'da kümelendiler. Bu iki coğrafya dışındaki ülkeler daha az rağbet gördü veya göç verdiler. Kuşkusuz bundaki en büyük faktör gelişmiş ülkelerde hayata tutunmanın daha kolay olacağı varsayımı ve güvenli bir liman arayışı. Halbuki bu durum birçok açıdan sağlıklı ve sürdürülebilir değil. Hizmet Hareketi, geniş bir coğrafyaya yayılmış olmanın sağladığı avantajlar ve oluşturulan network sayesinde küresel bir vizyonla çeşitli faaliyetler yürütebiliyordu. Diaspora için her yerde varolmanın önemi tartışılmaz bir gerçek. Daha önce tayinle gidilen uzak ve az tanınmış coğrafyalar, şimdilerde daha ıssız.
Hal böyleyken yeterince tanıtımı yapılmadığı için bu süreçte keşfedilmeyen/rağbet görmeyen coğrafyalar var. Bunlara örnek olarak Brezilya gösterilebilir. Brezilya, sosyal devlet değil. Dili Portekizce ve asgari ücretle eve ekmek götürebilmek mümkün değil. Bunlar olumsuz etken olarak birçok kişiyi gitme düşüncesinden vazgeçirebilir.
Ancak, kapıdan girdiğiniz andan itibaren kendinizi evinizde hissettirecek derecede insan sıcaklığı olan, ticari imkanların son derece elverişli olduğu, mülteci olmakla vatandaş olmak arasında hiçbir ayrımın bulunmadığı açık, bakir ve güvenli bir ülke. Vize gerektirmeden gelinebilmesi ve sığınma kolaylığı alternatif bir destinasyon olarak önem arz ediyor. Bu durum, elinde az bir sermayesi olup iş yapmak isteyen insanlar için Brezilya'yı cazip hale getiriyor.
Brezilya'nın güvenli oluşuna delil, geçen yıl bir iş adamının Türkiye'ye iadesi talebiyle açılan davada Hizmet Hareketi lehine bir karar çıkmış olması. Türk hükümeti tarafından delil olarak sunulan Bankasya, Bylock suçlaması gibi saçmalıklar en üst mahkeme tarafından aşağılanırcasına tenkit edildi ve oy birliği ile reddedildi. Ülke medyasının yakından takip ettiği dava kısa sürede sonuçlandı ve cemaat mensuplarının aklanmasına vesile oldu.
Brezilya, Türkiye'nin interlandında olan bir ülke değil. Siyasi kararlar alırken iki tarafın ilişkisini etkileyecek derecede herhangi bir diplomatik girişimi ya da ticari bağı yok. Bu açıdan Avrupa ve Amerika'dan daha özgür bir ülke.
Ticari faaliyetler açısından bakılırsa, birkaç yıl öncesine kadar küçük sermayelerle iş yapmanın mümkün olmadığı düşünülen ülkede şimdilerde ardı ardına işletmeler açılıyor. Ülkenin dışa karşı korumacı yapısı, her ne alanda olursa olsun üretim yapanlar için büyük avantajlar sağlıyor. 200 milyondan fazla nüfusa sahip Brezilya, gelişmiş bir hammadde ve sanayi ülkesi. Ancak ticari anlamda Türkiye'nin 80'li 90'lı yıllarına benzer koşullara sahip. Buradan hareketle geçtiğimiz yıllarda üç öğretmenin bir araya gelerek açtığı lahmacun dükkanı ve yakalanan başarı kısa sürede başkalarına da ilham verdi.
Bir düzine restoranın yanı sıra dondurma, lokum ve şerbet imal ederek yol yürüyen insanlar var. Kurduğu teksil atölyesiyle birkaç senede piyasada isim yapan girişimciler, devasa çiftliklerde büyükbaş hayvan yetiştirenler, toptancıdan aldığı ürünleri arabasıyla civardaki küçük şehirlerde satanlar, e-ticaretle ilerleyenler veya Çin'den ithalat yapıp ülkeye dağıtım yapanlar.
Ülkede bulunan girişimciler, şimdilerde küçük işlerde elde edilen başarı motivasyonuyla daha büyük işlere girmeye hazırlanıyorlar. Göçmenlerin kurduğu bir ülke olan Brezilya'da Japonlar tarım sektörünü, Araplar teksil üretimini ve Koreliler teknoloji pazarını elinde tutuyor. Diğer milletler gibi göçmen Türklerin de talip olabileceği bir çok açık alan mevcut.
Birlikte yapılan ticari girişimler her zaman hazin sonla bitmek zorunda değil. Kolektif iş yapma düşüncesiyle Brezilya’da birkaç yıl önce dikilen fidanlar bugün meyvelerini veriyor. Türkiye’de yaşanan sürecin ağırlığı ve kaderin hakkımızda icra ettiği hükümler göz önüne alınınca her zamankinden çok dayanışmaya ihtiyacımız var. Brezilya’da girişimcilerin oluşturduğu dayanışma modeli incelenmeye değer. Böylelikle dünyadaki güzel örneklerin sayısı artırılabilir.