Girişimcilik hikayeleri deyince çoğumuzun aklına sokakta limonata satan çocuk tiplemesi gibi örnekler gelir.
KAMİL ERGİN- Sao Paulo/ Brezilya
Dışkınız kaç para eder?
Girişimcilik hikayeleri deyince çoğumuzun aklına sokakta limonata satan çocuk tiplemesi gibi örnekler gelir. Gösterdiği azim ve gayretle tezgâhı nasıl büyüttüğü, yaptığı işi bir marka ya da zincire dönüştürme süreci ballandıra ballandıra anlatılır. Hepimizin çevresinde illaki sıfırdan büyümüş, emeğiyle özverisiyle bir yerlere gelmiş, şansı yaver gitmiş böyle insanlar vardır. Geleneksel bir iş kolunda veya ticarette ilerlemiş kişiler hakkında gıpta verici hikayeler duyarız.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Bir de sermaye sahibi büyük iş adamlarının başarı sırları anlatılır. İşçi seçerken, iş takip ederken veya bir işe girişirken uyguladığı yöntemler birer efsane olarak kitaplarda konu edilir. Bu kişilerin ne kadar planlı programlı oldukları, iş ve hayat tecrübeleri kulaktan kulağa anlatılır.
Ne var ki bir girişimin başarılı olması için planlama, tecrübe, gayret, şans ve sermaye gibi faktörler etkili olsa da günümüzde bunlar tek başına yeterli olmayabilir. Teknolojideki gelişmeler şirketlerin iş yapış biçimlerini değiştirirken, hayranlık uyandıran yeni nesil girişimcilik örnekleri gençlere ilham veriyor. Artık fikirlerini gerçek yaşama uyarlayanların ve başarı hikayelerinin her geçen gün arttığı bir dünyadayız.
Eskiden bir ustanın çırağına yıllar içinde öğrettikleri, bugün internet aracılığıyla dünyanın erişimine açıldı. Bilginin her yerden bu kadar ucuz ve hızlı ulaşılabilir olması klasik iş anlayışını da değiştirdi. Girişimci olmak isteyenlerin sayısı arttı. Dolayısıyla rekabet büyüdü ve hangi alanda olursa olsun tüm köşe başları tutulmuş durumda. Yeni bir iş kolu veya açık bir pazar keşfedildiği anda hücuma uğruyor ve kısa sürede onlarca kopyayla doluyor. Dolayısıyla kimsenin görmediğini görebilmek ve kimsenin yapmaya cesaret edemediğine talip olmak girişim açısından daha da kıymetli hale geldi.
Konuyla alakalı olarak insan dışkısını paraya ve bir iş modeline dönüştüren üç örnekten bahsedeceğim.
İlki, Kenya merkezli bir şirket olan Sanivation, insan dışkısından katı yakıt üretiyor. Kanalizasyonu olmayan bölgelerde, evlerden bidonlarla toplanan dışkı çamuru, talaş ve gül atığı ile birleştirildiğinde, daha uzun süre yanan ve normal kömür emisyonlarının yalnızca üçte birini yayan, sürdürülebilir kömür briketlerine dönüşüyor. Ortaya çıkan ürün birçok restoranda kullanılıyor ve ısıyı odun kömürüne nazaran daha dengeli bir şekilde salmasıyla mangallara lezzet katıyor!
İkincisi, İspanya merkezli bir proje olan All-Gas, kanalizasyon suyu ile biyoyakıt üretiyor. Atık suda bol miktarda bulunan fosfor ve nitrojen gibi maddelerle yapay havuzlarda yosun yetiştiriliyor. Hızla büyüyen ve ardı ardına hasat edilen yosunlar, uygulanan işlemin ardından araç depolarına etanol olarak giriyor. Ortaya çıkan tablo, Geleceğe Dönüş filmindeki çılgın profesörün çöp kovasından aldığı birkaç şeyi aracında yakıt olarak kullanması gibi fantastik geliyor.
Üçüncüsü, Chicago'da bulunan dünyanın en büyük su arıtma tesisinden bir örnek. Atık su ayrıştırılırken elde kalan amonyak ve fosfor, kimyasal bir işleme tabi tutularak ticari gübreye dönüştürülüyor. Ortaya çıkan ürün, hammaddenin bolluğu açısından ucuz, içerdiği mineraller ve yavaş çözülmesi bakımından oldukça verimli ve etkili bir gübre olarak sınıflandırılıyor.
Anlayacağınız, tavşanın etinden yahni, suyundan çorba, kemiklerinden keşkek yapılabiliyor! Sifonu çekerek unutmaya çalıştığımız şeyler, günün sonunda birilerinin rızkı olarak tabiattaki döngüsünü tamamlıyor. Dışkı üzerinden verilen örnekler, bu bakış açısıyla elde edilen ticari başarılardan birkaç tanesi. Amerika kıtasının en büyük zeytin işleme fabrikası da çekirdeklerle ne yapacağını düşünürken benzer bir formül uygulamış. Çekirdekleri yakarak, fabrikanın ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin tamamını kendisi üretebiliyor. Örnekler çoğaltılabilir.
Altın, herkes için kıymetli bir maden. Talibi çok, miktarı az. Altına erişilemiyorsa değersiz görülen nesneleri bir simyacı gibi altına dönüştürmek gerekiyor. Varlığına kıymet verilmeyen şeylerden bir değer üretmek için ihtiyaç duyulan tek şey farklı bakış açısı. Fikir pazarı öyle genişledi ki, yatırımcılar yüz proje içinde işe yarayan tek bir fikir bulmak için 99 deneme yapmaktan çekinmiyor. Bu sebeple günümüzde Ar-Ge yatırımları şirketlerin bütçesinde çok daha önemli bir yer tutuyor.
Bir problemi çözmek, emeği azaltıp verimi artırmak, alışkanlıklara farklı bir yöntem geliştirmek her devrin değişmeyen arayışı oldu. Temsil ettiği alanda keşif yapanlar ve pratik çözümler getirenler sistemin öncüleri ve dönemin sembolleri oldular. Günümüzde, hangi alanda olursa olsun sıra dışı düşünmek ve pratik çözümler üretebilmek, varlığını sürdürmenin esaslarından birisi haline gelmiştir.