[ Numan Yılmaz Yiğit] Lütuf, İhsan ve Mağfiret Gecesi-2

Samanyoluhaber.com yazarı Dr. Numan Yılmaz Yiğit , Kadir Gecesinin faziletlerini anlatmaya devam ediyor.

NUMAN YILMAZ YİĞİT

Kadir Gecesi ve emsali gecelerin en önemli özelliklerinin başında bu gecelerin rahmet, af ve mağfiret, birlere binlerin ihsan edilmesi gelmektedir. Sultanların önemli günlerde halkına hediye ve ihsanlarda bulunduğu, suçlular için genel af ilan ettikleri gibi Ezel ve Ebed sultanı olan Allah da (cc) bu ve emsali gecelerde, kulların işlediği amellere kat be kat mükafatlar lütfetmekte, aynı zamanda da günahlarından dolayı af ve mağfiret dilenen kullarını da ebedi hapisten kurtaracak affı ile bağışlayacağını vadederek onları sevindirmektedir.

Bir hadisi şerifte, "Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesi’nde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir."(Buhari, Siyam: 71.) Bu affa mazhar olabilmek için Peygamber Efendimiz’den gelen gecenin duası ise şöyledir: Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (s.a.s)'e: 

"- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir Gecesi’ne rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. 
Rasûlüllah (s.a.s): "Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l afve fa'fu annî: Allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu (Tirmizî, Daavât, 84.) Bu itibarla Kadir Gecesi az amelle çok kazanmak isteyen ciddi bir pişmanlık ile hata ve günahlarına af dileyen kimseler için bulunmaz bir fırsat sunmaktadır.

Kadir gecesi hangi gün?

Azınlıkta olsa Kadir Gecesi’nin yılın tüm gecelerinde araştırılması gerektiğini ifade eden görüşler vardır. Bu görüşün temsilcilerinden biri de Ebu Hanife’dir. Bunun dışında;

Birinci grup rivayetler Kadir Gecesi’nin ramazan ayının tüm günlerinde araştırılması yönündedir. "Resul-i Ekrem'e (asm) Kadir Gecesi’nden sorulduğunda ; 'O, her Ramazan-ı şerif ayındadır.' (Beyhaki, Es-Sünenü'l- Kübra,IV/307) cevabını vermişlerdir.

İkinci grup rivayetler de ise bu zaman dilimi biraz daha daraltılmakta, Kadir Gecesi’nin Ramazan ayının son yedi veya on gününde aranması gerektiği tavsiye edilmektedir. Abdullah ibn Ömer (ra) bildirdiğine göre bazı sahabeler rüyalarında Kadir Gecesi’nin Ramazan ayının son on gününde olduğunu görmüşler bunu Rasulüllah’a (as) söylediklerinde "Kadir Gecesi ile ilgili rüyalarınızın, ramazanın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir Gecesi'ni arayan onu ramazanın son yedi gecesinde arasın!" (Buhârî, Leyletü'l-kadr 2)buyurmuşlar. Hz Aişe’den (ra) gelen bir rivayette de Efendimiz (as) Ramazan’ın son on gününde itikafa girdiği ve "Kadir Gecesi'ni ramazanın son on günü içinde arayınız!’ (Buhârî, Leyletü'l-kadr,3 ) dediği bildirilmektedir. Şu rivayette aynı istikamettedir.’ "Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah aleyhsissalatü vesselam geceleri ihya eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle bu günleri ibadetle geçirir ve eşleriyle ilişkiyi keserdi." ( Buhârî, Leyletül-kadr, 5)

Üçüncü grup rivayetlerde ise Kadir Gecesi’nin Ramazan ayının son on günündeki tekli günlerde olma ihtimalinden bahsedilmektedir. Nitekim bazı rivayetlerde Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu gecenin Ramazan’ın son on veya yedi günündeki tek gecelerden birisi olduğunu haber vermektedir. (Tirmizî, Savm, 81; Nesâî, Sehv, 103). 

Dördüncü grup bazı rivayetlerde ise Kadir Gecesi’nin ramazan ayının 27. gününde olduğu yönündedir. (Buhâri, Fazlü leyleti’1-kadr 2) ‘“Bir adam Resûl-i Ekrem’e gelerek yaşlı ve hasta olduğunu, geceleyin namaz kılamadığını, fakat Kadir Gecesi’nde ibadet etmeyi arzu ettiğini belirterek o geceyi kendisine söylemesini istedi; Peygamber Efendimiz de ona, ramazanın yirmi yedinci gecesinde ibadet etmesini tavsiye etti.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 240) Bu ve benzeri rivayetlerden yola çıkarak Kadir Gecesi’nin ramazan ayının 27. gecesi olduğu kanaati güçlenmiş olsa da diğer rivayetlerle beraber değerlendirildiğinde bu hadisleri diğerlerine tercih ettirecek bir sebep görülmemiştir. Netice itibariyle Kadir Gecesi’nin diğer gecelerde olma ihtimali en az 27. gecede olma ihtimali kadar kuvvetlidir, denilebilir.

Bütün bu farklı rivayetlerden yola çıkarak Cenab-ı Hakk’ın hayatın içinde eceli, cuma namazında icabet saatini gizlediği gibi Ramazan ayının içine de Kadir Gecesi’ni gizlediği bunda da farklı hikmetler olduğu üzerinde de sıklıkla durulmaktadır.
    
Kadir gecesinin gizli kalmasının hikmeti

İlginç bir rivayette aslında Efendimiz’e (as) Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunun bildirildiği fakat haber vermek için çıktığında iki kişinin münakaşa ettiğini görerek, onlarla meşguliyetten bunun kendine unutturulduğunu buyurmuşlardır. “Kadir gecesini haber verecektim ama münakaşa edenlerle meşgul olurken Kadir Gecesi bana unutturuldu.” buyurur. (Buhârî, Leyletu’l-Kadr, 4) Bu olay müminler arası ihtilaf, kavga, gurur enaniyet kaynaklı anlaşmazlıkların nasıl Efendimiz’i (as) üzdüğünü, Allah’ın lütuf ve ihsanlarına nasıl set çektiğini göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. 

Bu kadar farklı rivayetlerden yola çıkarak, Kadir Gecesi’nin ramazan ayının tüm günlerinde aranması gerektiğinin daha ihtiyatlı bir yaklaşım olacağı aşikardır. Buna dair Fethullah Gülen Hocaefendi’nin değerlendirmesi ise şöyledir;

“Bu itibarla Ebû Hanife’nin (rahmetullahi aleyh) Kadir Gecesi’nin senenin bütün gecelerine yayılmış olarak görmesi bana çok latîf gelir. Çünkü Allah (celle celâluhu) bazı şeyleri bazı şeyler içinde gizlediği gibi Kadir Gecesi’ni de senenin içinde gizlemiş olabilir. Elbette ki, sadece ramazanın 27. gecesini değerlendirip ihya edenler de takdir edilip alkışlanmalıdır. Bu ayrı meseledir. Fakat esas olan Hazreti İmam-ı Hümam’ın yaklaşımı gereğince her geceyi Kadir bilmektir. İnsan bu niyet ve mülâhazayla her gece kalkmalı ve lâakal bir teheccüt namazı kılmak suretiyle berzah hayatını aydınlatmaya matuf, Cenâb-ı Hak karşısında kemer-beste-i ubûdiyet içinde sadakatini ortaya koymalıdır. Allah’ın misafiri olmak varken, döşeğe misafir olmanın ne kıymeti olabilir ki! Sadece bu geceyi ihya eden de belki hissement olabilir ama, her geceyi Kadir bilip ihya edenin nasibdar olacağında şüphe yoktur. (Mefkure Yoculuğu)

Bin aydan daha hayırlı olması
Bu gecenin bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu bizzat Kur’an haber vermektedir. Ayette açık bir şekilde ‘Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır’ (Kadir Suresi, 3) buyrulmaktadır. Tabi ki bu o geceyi kâmil manada değerlendirebilenler içindir. Bu gecede herkesin elde edeceği hayır kendi cehdi gayreti nispetinde olacaktır. Bin ay yaklaşık olarak seksen üç senelik bir zamana tekabül etmektedir ki bu da, aşağı yukarı bugünkü bir insanın ortalama ömrü demektir. Demek ki her bir Kadir Gecesi, hakkıyla ihya edildiği takdirde binlerce yıllık manevi kazancın elde edilebileceği bir potansiyeli, içinde barındırmaktadır. Bu ihya edilen gecelerden bir veya birkaçında bile Mevla’yı hoşnut edecek bir amel ortaya konulabildiği takdirde, mevcut kulluk vazifelerini aksatmamak kaydıyla, herhangi bir müminin geçmiş yıllardaki manevi açığını kapatması pekâlâ mümkündür. 
Bu açıdan Kadir Gecesi Ümmet-i Muhammed’e bir müjde bir hediye bir iltifattır. Zira Efendimiz’e (as) diğer ümmetlerin ömürleri arz edilmiş, O’da (as) ümmetine takdir edilen ömrün diğer ümmetlere göre daha az olduğunu müşahede etmiş, dolayısıyla da bu kısa ömürde, onlar kadar salih amel, ibadet hayır işleyemeyeceklerinden ötürü üzülmüştü. İşte bu üzüntüyü gidermek için Cibril (as) bir müjde mahiyetinde bu sureyi yani Kadir Suresi’ni ona getirmişti. (Muvatta, Siyam, 28)Bu indirilen sure ile sadece leyle-i kadirde, bir insanın hayatına denk gelebilecek, bin aydan daha hayırlı, manevi bir kazanç elde etme imkânı olduğu müjdesi verilmektedir. ‘Bu, şu demektir; bir mü’min, bin aya bedel olan bu geceyi, hayatında birkaç defa yaşarsa, geçmiş ümmetlerin ihraz ettiği o seviyeyi yakalamış olacaktı.” (Prizma, 9)
Kadir Gecesi’nde yapılması gerekenler
Kadir Gecesi’nde yapılması gerekenler onu en iyi şekilde değerlendiren Efendimiz’in (as) yaptıklarından farklı değildir. Bu gecede tavsiye edilen en önemli hususlardan biri; Gece ibadetidir. Nitekim Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Kim Kadir Gecesi’ni namaz kılarak ihya ederse geçmiş bütün günahları affolunur” buyurmaktadır. (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-?adr”, 1) İkinci olarak Kadir Gecesi’ni imkan varsa itikafla karşılamaktır. İtikaf, özellikle son on gün Kadir Gecesi’ni karşılama adına çok ehemmiyet arz eden bir sünnettir. Tabi ki bu gecenin en önemli amellerinden biri de hem şahsımız hem ailemiz hem de müminler ve tüm insanlık için dua etmektir. Bunun yanında kişi tüm ramazanda da yapabileceği gibi bu gecede yıllık muhasebesi ile hayatının artı ve eksilerini değerlendirebilir, artılar için Allah’a hamd ve şükür eksiler içinde tövbe ve istiğfarda bulunabilir.
Bunlara ilaveten Kur’an okuyarak da bu geceyi derinleştirebilir. Fakat bunlar kadar önemli bir başka husus da Efendimiz’in (as) ramazan-ı şerifte ‘Esen bir rüzgâr’ gibi cömertçe infakta bulunmasının ihya edilmesidir. Buna dair şu vakayı zikrederek konuya noktayı koyalım; 
Hz. İbn Abbas (r.a.) Mescid-i Nebevî’de itikaf yaparken yanına birisi gelir, selam verip yanına oturur. Her halinden sıkıntılı ve dertli  olduğunu anladığı  bu adama  İbn-i Abbas: “Seni çok üzüntülü  ve dertli gördüm, ne oldu, hayırdır?” der. Adam: “Vallahi, Hz. Peygamber’in Amcasının oğlu! Ödemem gereken bir borç var o sebeple çok üzülüyorum.” der. Hz. İbn-i Abbas: “Gidip alacaklılarla konuşmamı ister misin?” der. O da mahcup bir şekilde: “sen bilirsin.” der. Hz. İbn Abbas hemen hazırlanıp çıkar. Fakat itikafda olan ibn Abbas’ın  O’nun mescidden çıktığını gören adam çok şaşırır ve  “Neden çıktın? Yoksa itikafta olduğunu unuttun mu?” der. İbn-i Abbas, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) yakın zamanda vefat ettiği için gözyaşları içerisinde: “Şu kabrin sahibinden şunları işittim der: “Kim bir kardeşinin ihtiyacını gidermek için bir yere gider ve o işi çözerse 10 sene itikaf yapmış sevabı kazanır. Kim sadece rızayı ilahiyi hedefleyerek itikafa girerse Cenab-ı Hakk onunla cehennem arasına üç hendek koyar. Bu hendeklerin her birisi doğu ile batı arası kadar genişliktedir.” (Beyhakî, Şuabu’l-İman, 424-425)

Evet değişik vesilelerle üzerinde durulan ‘Kadir Gecesi’ hakikatinden ne kadar bahsedilse sezadır. Çünkü o bunu hakketmektedir. Bizlere düşende Kadir Gecesi’nin peşine düşerek onu yakalamaya çalışmak sonra da onu gereğince değerlendirmeye gayret göstererek istifade etmektir.

16 Nisan 2023 17:03
DİĞER HABERLER