Çünkü gece rahmet, mağfiret, feyiz ve bereketin coştuğu bir zaman dilimidir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
"Gecenin son üçte biri kaldığında Rabb'imiz dünya semasına inerek (rahmetiyle tecelli ederek) buyurur ki: Hani bana kim dua eder ki, duasını kabul edeyim! Benden kim istekte bulunur ki, dileğini vereyim! Benden kim mağfiret diler ki, onu bağışlayayım!"
İşte teheccüde kalkmak, Rabb'imizin bu sorularına karşı, "Ya Rabbi, ben dua ediyorum. Ben istekte bulunuyorum. Ben mağfiret istiyorum." diyebilmektir. Bu hadisten anlıyoruz ki, teheccüt namazı kılarak kim ne isterse Rabb'imiz onu verecektir.
Teheccüdün vakti biraz uyuyup uyandıktan sonra başlayıp imsak vaktine kadar devam eder. En faziletlisi, gecenin son üçte biridir. Burada "Hiç uyumadan önce teheccüt kılınabilir mi?" sorusu akla gelebilir. Uyumak, teheccüdün şartı değil, vaktini belirleme aracıdır. "Uyumadan kılınmaz" demek, gece yarısından önce uyuyan kimsenin tekrar uyanıp kılması gerektiğini anlatmak içindir. Yoksa geç yatan veya hiç uyumayan kimse gece yarısından sonra pekâlâ teheccüt kılabilir.
Teheccüt iki, dört veya sekiz rekât kılınabilir. Efendimiz (sas) gecenin sonuna doğru, imsaktan önce, sekizi teheccüt, üçü de vitir olmak üzere 11 rekât namaz kılar, sonra bir müddet uyur, sabah namazına kalkardı.
Sahura kalkmak teheccüde başlamak için bir fırsat
Ramazan'da sahura kalkmak çok faziletli bir ibadet olan teheccüt namazına başlamak için altın bir fırsattır. Zaten yemek için uyandığımızda birkaç dakikamızı teheccüt kılmaya ayırabiliriz. Peygamber Efendimiz (sas) kendisi teheccüdü kılar, sahabe efendilerimize de tavsiye ederdi. Abdullah b. Ömer'i (ra) bir gece rüyasında iki melek yakalayarak cehenneme götürdüler. Cehennem kuyu duvarı gibi taşla örülmüş olarak görünüyordu. İki boynuz gibi iki yanı vardı. Burada kendilerini yakından tanıdığı kimseleri de görmüştü. O anda:
—Cehennemden Allah'a sığınırım, demeye başladı. O sırada yanına başka bir melek gelerek ona:
—Korkma, sen buraya atılmayacaksın. Senin için tasa ve endişe yoktur, dedi.
Abdullah b. Ömer (ra) bu rüyasını Resulüllah'ın (sas) hanımı olan ablası Hz. Hafsa'ya (r.anha) anlattı. Hafsa Validemiz de Resulüllah'a (sas) aktarınca Efendimiz şöyle buyurdu:
—Abdullah ne iyi adamdır. Keşke gecenin bir kısmında kalkıp da ibadet etmeyi âdet edinseydi.
Peygamber Efendimiz'in (sas) burada kast ettiği ibadet teheccüt namazıydı. Abdullah b. Ömer bunu öğrenince gecenin pek azında uyuyup kalan zamanını ibadetle geçirmeye başlamıştı. Ümmetine sünnet olan teheccüd namazı, Efendimiz'e (sas) Rabb'imiz tarafından özel bir farz olarak emredilmişti.
Teheccüt, nimetlere karşı şükür, kabir ve cehennem azabına karşı bir zırhtır. Bediüzzaman Hazretleri'nin ifadesiyle, "kabir gecesinde ve berzah karanlığında lüzumlu bir ışık"tır.
Teheccüt, insana sunulan eşsiz bir hazine
Teheccüt âdeta kulun, ezelî ve ebedî Sevgilisiyle buluştuğu, O'nu tesbih ve tazim ettiği, derdini döktüğü, yardım istediği özel dakikalardır. Teheccüt namazı, maddî ve manevî sayısız dertlerle mahzun, birçok arzusu ve emeli bulunan, nihayetsiz ihtiyacı olan insana sunulan eşsiz bir hazinedir. Rabb'imizin hazinesinden istifade etmenin tek şartı, kalkıp abdest alıp o yüce dergâha yönelmektir.
Hayatımızı,kaybettiğimiz şeylere borçlu olabiliriz
Soru: 23 yaşımdayım. Gelecekle ilgili hayallerim vardı, suya düştü. İdeallerim adına üzerime düşen her şeyi yaptığıma inanıyorum. Ancak irademle istediğim hedeflere ulaşamadım. Sürekli yapamadığım şeyleri hayal ediyor, şöyle yapsaydım keşke diyorum. Ehliyet sınavını dahi veremedim. N'olacak benim halim?
Cevap: "It's gonna be okay", yani her şey çok güzel olacak. Geçenlerde bir kertenkele ile karşılaştım. Kuyruğu kesilmişti ama mutluydu. "Nasıl mutlu olabiliyorsun?" dedim. Gülümseyerek; "Kaybettiğim şeye hayatımı borçluyum." dedi. Belki ehliyeti alsaydın otomobiline binip kaza yapacak ve hayatından olacaktın, bilemiyoruz. "Keşke demek yerine, bir dahaki sefere inşallah demeyi denemelisin". Geçmişte yapamadığın şeyleri hayal etmektense gelecekte yapmak istediklerini hayal etmelisin. Ayrıca hayallerine de yüzme öğretmelisin. Geçmişe ait tüm rüyalarını yeniden tabire koyul ve hepsini hayra yor. Kutlu insanın tavsiyesinde olduğu gibi "se"li, "sa"lı konuşma. Yani öyle olsaydı şöyle olurdu, böyle yapsaydım bunlar olmazdı gibi. Hepsini KKK'ya (kaderin kapalı kutusu) at. Bir gün tüm eşya ve hadiselerin en pozitif yorumunu deşifre edeceksin.