[ Kadir Gürcan] Kıyıya Vuran Truva Atları!

Saray ve iktidarın demokratik zaafları ve Türk Halkı'na uyguladıkları insani hak ve hürriyet ihlalleri dış dünya tarafından daha dikkatli takip ediliyor.
KADİR GÜRCAN- SAMANYOLUHABER.COM 

İktidarın diken üstündeki rahatsızlık ve tedirginliğini anlıyoruz da, muhalefetin tam iyi işler yapmaya başlamışken herşeyi ellerine yüzlerine bulaştırmalarını izahta zorlanıyoruz. Bütün günün birikimini, mesai bitimine beş kala berbat etmenin alemi ne? Hani denir ya, deve'ye biraz oyna demişler kırk çadırı birbirine katmış. Aynen öyle!

Elçiler Krizi ve yeni bir Sınır Operasyonu Tezkesi'ndeki oldu-bitti kimin ne işine yaradı belli değil. İktidar ve muhalefet elbirliği ile ülkeyi uçurumdan aşağı itmek için birbiri ile yarışıyor. Daha önce de muhalefete bazı yapıcı tavsiyelerimiz olmuştu. Dinlemiyor, okumuyor ve nasihatlara karşı ayak diretiyorlar, kardeşim! İlk adımı, sabah kalktığınızda ayna karşısına geçip “Ben Saray ve İktidar Muhalifiyim!” demekle atmalısınız. Aksi halde daha kuşluk vakti olmadan, Saray'ın rüzgarında bütün psikoloji ve kimyanızın bozulması işten değil. Bunca yıldır hala Havuz Medyası'nın merhametine mahkum olmaktan kurtulup, gündem oluşturacak stratejiler geliştirememek en büyük hatanız.

Son bir kaç aydır anamuhalefet de dahil küçük-büyük iktidar muhaliflerinin ortaya koydukları performans mükemmel değil ama, seçmenin zihninde alternatif düşünceyi uyarması açısından önemliydi. Halkın Saray ve iktidardan gına geldiği zamanda, yakalanmış rüzgarı boşa harcamak reva mı? Madem muhalefet şemsiyesi altına girdiniz, sonuna kadar gereğini yapmanız gerekiyor. Seçime kadar olsun kuyruğunuzu dik tutun! Mehter Marşı'na ahenk tutup iki adım ileri bir adım geri atarak günlük mesai doldurmanın ne yeri ne de zamanı! 

Saray ve iktidarın demokratik zaafları ve Türk Halkı'na uyguladıkları insani hak ve hürriyet ihlalleri dış dünya tarafından daha dikkatli takip ediliyor. Büyükelçilerin yayınladıkları bildiri, ülkelerinin Türkiye'nin geldiği noktadaki endişelerini yansıtmakla kalmıyor aynı zamanda muhtemel kırılmalara da işaret ediyordu. Şimdilik soğumaya bırakılan gerilimin, bundan sonra hangi görüntü ve formatta ortaya çıkacağını birlikte göreceğiz. İktidar bu tecrübeyi de gol yiyerek savuşturmuş oldu. Puan getirmeyen bu tür mücadelelerin ileriye dönük iç hasarlarını tesbit etmeye iktidarların ömrü yetmez. Büyük ülkelerin dış münasebetleri, ikide-bir horozlanan devlet başkanlarının günlük şehvetlerine terkedilmiyor. G20 görüşmesinden birgün önceye kadar Biden'in Saray'a yeşil ışık yakmaması, ABD Elçisi'ne yapılanın rövanşı değil miydi?

Allah korusun, yarın birgün güvenlik problemlerinden dolayı ülkeler Türkiye elçilik ve konsolosluklarının kapısına kilit vururlarsa o daha beter olur. Filistin ve Afganistan'ın durumunu düşünün. Filistin 1948'den bu yana göstermelik bile olsa, ülke olma rüşdünü gösteremediği için, devlet statüsüne sahip değil. Afganistan ve Filistin'de elçilik açan devlet sayısı bir elin parmakları kadar. Geçtiğimiz Birleşmiş Milletler toplantısında, Taliban'ın ülke için yazdığı “Sizinle çalışmak istiyoruz!” rica-minnet mektubu bu yıl dikkate alınmadı. G20 görüşmelerinde gönderdikleri “Bizi tanıyın!” çağrısı da aynı çaresizliğin çığlıkları. 

11 Eylül Terör saldırısından sonra, Afganistan'a gönderilen ABD Elçisi, gazetecinin “Askerler, ABD birliklerinin bir kaç yıla kadar Afganistan'ı terkedeceklerine kesin gözü ile bakıyorlar. Siz ne dersiniz?” sorusuna,  “Oradan yirmi yıldan önce bir netice beklemeyin!” cevabını verir. Yıllar, tecrübeli elçiyi haklı çıkarır. ABD Afganistan'ı 2021'in Ağustos ayı'nda terkedebildi. Duayen konsolos ve elçiler, gönderildikleri ülkenin siyasi yapı ve reflekslerini çok iyi etüd ediyorlar. Ortodoğu'nun zorba ve despot lider tipleri onlar için orijinal değil. 

Türkiye'de ekonominin ray'dan çıktığı bir zamanda, alışılmış siyasi manevra olmanın ötesinde bir şey ifade etmeyen Elçiler Krizi ve Operasyon Tezkeresi'ne onay veren muhalefet mensupları iktidarın ağır suçuna gönüllü olarak ortak oldular. Operasyon masraflarının vatandaşın sırtına vergi yükü olarak yükleneceğini seçmen kitlesine anlatmak ve seçim yatırımına çevirmek muhalefet için kaçmaması gereken bir fırsattı. Ayaklarına yuvarlanan altın fırsatı tac'a atıverdiler!

Hal itibariyle Türkiye'de Saray ve iktidar vehmedildiği gibi güçlü ve herşeyin üstesinden gelebilecek izlenimi vermiyor. Onların ömrünü uzatan, beceriksiz ve stratejiden yoksun muhalefet ya da muhalefet içinde görünüp, Truva Atı fonksiyonu görenler.

İktidar tek şeritli ve dönüş ihtimali olmayan ekonomik felakete doğru tam gaz ilerliyor. Duvara tosladığında, etrafa saçılacak cesetler içinde muhalif gibi görünüp iktidara omuz veren bir çok Truva At'ı ve tanıdık çehre ile karşılaşabiliriz. Muhalefetin yerine olsam, cesetler kıyıya vurmaya başladığında Saray Soytarılarına karışan Truva Atları ile aynı çukurda olmaktan endişe ederdim.
01 Kasım 2021 15:58
DİĞER HABERLER