İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanıp İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen İBB iddianamesi, 4 bin sayfalık büyük bir dosyadan oluşuyor. Peki iddianame, en kısa haliyle ne anlatıyor ve kimi neyle suçluyor? İşte 10 soruya 10 cevap…
İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu ile çok sayıda yakın çalışma arkadaşının gözaltına alınıp tutuklandığı operasyonun ardından 8 aydır hazırlanması beklenen İBB iddianamesi tamamlanarak dün (11 Kasım’da) mahkemeye sunuldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianame, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Yaklaşık 4 bin sayfa olan iddianameyi, 10 soruda özetledik.
1- İddianame temelde neyi konu alıyor, kaç bölümden oluşuyor?3739 sayfalık İBB iddianamesi, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi faaliyetlerini, bu kapsamda geliştirdiği ilişkileri ve bunlarla bağlantılı olduğu öne sürülen mali hareketleri konu alıyor. Dosya resmi olarak “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Soruşturması” şeklinde isimlendiriliyor.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olan İmamoğlu’nun siyasi kariyeri, bütünüyle “suç” çemberine alınıyor ve kendisinin siyasette yükselerek en sonunda Cumhurbaşkanı Adayı olmak için “suç örgütü kurduğu” ve “bu örgüte liderlik ettiği” savunuluyor.
İddianamede;
“Ekrem İmamoğlu’nun kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünün Beylikdüzü Belediyesi'nde yapmaya başladığı usulsüzlüklerle örgütün temellerini attığı, bahse konu suç örgütünün eylemleri neticesiyle elde ettiği maddi menfaati ise 2019 yılında İBB başkanı seçilebilmesi amacıyla kullandığı”;
“2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Genel Seçimlerinde ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ olarak gösterilmeyen şüphelinin [İmamoğlu’nun] Cumhuriyet Halk Partisinin o dönemki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı parti içi gizli çalışmalarını hızlandırarak Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığı ile bilinen Cumhuriyet Halk Partili yöneticileri çeşitli vaatlerle yanına çekmiş ve bu konuda gizli toplantılar yapmıştır”;
“Cumhuriyet Halk Partisinde yaşanan genel başkan değişikliğinden sonra partinin kontrolü tamamen örgüt liderine [İmamoğlu’na] geçmiş (…)”
“Ahtapot kolları gibi hareket eden ve belediyeleri ele geçiren Ekrem İmamoğlu soruşturma safahatinden haberdar olması üzerine hızlandırılmış Cumhurbaşkanlığı aday adaylığını gündeme getirerek kurduğu suç örgütünün kamuoyu nezdinde tartışılmasını engellemeye çalıştığı anlaşılmıştır” şeklinde ifadeler yer alıyor.
Metnin giriş bölümünde ve toplam farklı 4 yerinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla kullandığı “ahtapotun kolları” benzetmesine başvurulması dikkat çekiyor.
İddianamede “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” olarak tanımlanan yapının silahsız olduğu kaydedilerek, “maddi menfaate dayalı ve çıkar amaçlı kurulduğu” ve belediyeler aracılığıyla kamu gücünü kullanarak çalıştığı ileri sürülüyor. Bu çalışmanın bütününe “sistem” yakıştırması yapılıyor. Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülbekaran, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün ise “örgüt yöneticisi” olarak tarif ediliyor.
7 bölümden oluşan iddianamenin ilk 5 bölümünde “örgütün” işlediği iddia edilen suçlar, 143 adet eylem üzerinden anlatılıyor. “Örgütün faaliyetleri”, genellikle belediye ihalelerini konu alıyor.
10 yılda kamu zararının 160 milyar TL ve 24 milyon ABD doları olduğu iddia ediliyor.
15 gizli tanık
İddianame 15 gizli tanığın ifadesini içeriyor. Gizli tanıklara takılan isimler şöyle: Meşe, Doğan, İlke, Çınar, Rüzgar, Maun, Gürgen, Mimoza, Köknar, Sekoya, Zeytin, Martı, Kartal, Şahin, Ladin.
2- Dosyada kaç şüpheli var?Dosyada 5’i “müşteki şüpheli” toplam 407 şüpheli bulunuyor. Ekrem İmamoğlu dahil bu isimlerden 105’i tutuklu olarak cezaevlerinde tutuluyor. 170’i adli kontrollü, 7’si ise yakalama emriyle aranıyor.
Hakkında kamu davası açılan isimlerden 99’unun “örgüt mensubu”, 92’sinin de “örgüt üyesi” olduğu ifade ediliyor.
Diğer şüphelilerin “örgüt mensubu olmamakla birlikte bağlantılı suçlar işleyen konumunda yer aldığı” öne sürülüyor.
Hazırlanan şemada, Ekrem İmamoğlu’na doğrudan bağlı 10 “örgüt üyesinin” olduğu, 77 “örgüt üyesinin” Fatih Keleş’e, 35’inin Murat Ongun’a, 8’inin Ertan Yılmaz’a, 7’sinin Hüseyin Gün’e, 6’sının Murat Gülibrahimoğlu’na ve 6’sının Adem Soytekin’e bağlı olduğu savunuluyor.
3- Ekrem İmamoğlu’na hangi suçlamalarla, ne ceza isteniyor?İddianamede 23 Mart’tan bu yana tutuklu olan Ekrem İmamoğlu, “suç” olarak nitelendirilen 143 eylemden sorumlu tutuluyor. İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2 bin 430 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in açıklamasına göre İmamoğlu, “örgüt yöneticisi olarak kabul edildiği için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu” tutuluyor.
İmamoğlu’nun böylece “kişisel verilerin kaydedilmesi”, “kişisel verileri ele geçirme ve yayma”, “suç delilerini gizleme”, “haberleşmenin engellenmesi”, “kamu malına zarar verme”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “irtikap”, “ihaleye fesat karıştırma”, “çevrenin kasten kirletilmesi”, “Vergi Usul Kanunu, Orman Kanunu ve Maden Kanunu'na muhalefet” suçlarından cezalandırılması isteniyor.
İmamoğlu’nun doğrudan şahsına ise “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “rüşvet” (12 kez), “suç gelirlerinin aklanması” (7 kez) ve “kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık” (7 kez) suçlamaları yöneltiyor.
4- Diğer isimlere hangi suçlamalar yöneltiliyor?İddianamede, “suç örgütü yöneticisi” olarak tanımlanan şüpheliler Fatih Keleş, Murat Ongun, Murat Gülibrahimoğlu, Adem Soytekin, Ertan Yıldız ve Hüseyin Gün'ün, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” uyarınca cezalandırılmaları, ayrıca şüphelilerin “örgütün yöneticileri olması nedeniyle” kendi sorumlu oldukları yapılanmalarını emir-komuta yetkisi bulunduğundan aynı Kanunun 220/5'inci maddesi uyarınca “örgütün kendilerine bağlı yapılanmalarının faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan ayrıca fail olarak cezalandırılmaları” öngörülüyor.
“Örgüt üyesi” olarak bahsedilen isimlerden şüphelilerden Yakup Öner, Emrah Bağdatlı, Resul Emrah Şahan, Necati Özkan, Tuncay Yılmaz, Mustafa Akın, Mehmet Pehlivan, Seza Büyükçulha, Hüseyin Köksal, Ali Nuhoğlu, Ali Sukas, İbrahim Bülbüllü ve Melih Geçek'in "suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak" suçundan cezalandırılmaları, ayrıca bu kişilerin "özel vasfı üye konumunda oldukları anlaşıldığından”, “kendilerine diğer örgüt mensubu şüphelilere nazaran alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini yapılması” isteniyor.
İddianamede “örgüt yöneticisi” olarak nitelendirilen İBB Medya A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun 52 ayrı numaralandırılmış eylemden dolayı suçlanıyor. Ongun’a “ihaleye fesat karıştırma ve kamu zararına dolandırıcılık”, “rüşvet ve irtikap eylemleri”, “rüşvet alma”, “kişisel verileri ele geçirme”, “trol yapılanmasını finanse etme”, “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçlamaları yöneltiliyor.
5- Kaç kişi “etkin pişmanlık”tan faydalandı?İddianamede 76 kişi “etkin pişman” olarak yer alıyor.
İddianamede, şüphelilerden Deniz Dörtyol’un “gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi verdiği”, bunun üzerine Dörtyol hakkında “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanması, “örgüt yöneticisi” olarak tarif edilen Adem Soytekin, Hüseyin Gün ve Ertan Yıldız’ın da “yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi verdikleri” belirtildi.
Başsavcı Gürlek, dün yaptığı açıklamada, “Etkin pişmanlıktan faydalanan Adem Soytekin bize etkili bilgiler verdi. Adem Soytekin’i iddianamede örgüt yöneticisi olarak belirledik. Örgüt yöneticisi olarak verdiği bilgilerin eksik olduğunu belirledik ama verdiği bilgiler doğru. Ve kendisi ile ilgili bilgiler vermedi. Bilgiler eksik olduğu için tutuklandı” dedi.
İBB soruşturmasında “etkin pişmanlık”tan yararlanarak tahliye edilen ASOY İnşaat’ın sahibi Adem Soytekin, ifadelerinde tutarsızlık tespit etmesi üzerine Ekim ayında bir kez daha tutuklanmıştı. Soytekin’in son ifadesi üzerine, İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan “suç örgütüne üye olma” iddiasıyla tutuklanmıştı.
İddianamede yakalandıktan sonra “etkin pişmanlık”tan faydalandığı ifade edilen isimler şöyle: Murat Abbas, Ogün Soytekin (Adem Soytekin’in kardeşi), Yakup Öner, Süleyman Atik, Murat Kapki, Sarp Yalçınkaya, Burak Korzay, Adem Başer, Vedat Şahin, Cem Çelik, Gökhan Köseoğlu, Ali Nuhoğlu, Ümit Polat, Eyüp Subaşı, Mete Maden, Naim Erol Özgüner, Veysel Erçevik, Serpil Altıntaş, Altan Gözcü, Ziya Gökmen Togay ve Bülent Yılmaz.
İddianamenin hazırlık sürecinde, yandaş basın organlarında Fatih Keleş’in itirafçı olduğu ve “etkin pişmanlıktan yararlanmak için başvuru yaptığı” iddia edilse de Keleş iddianamede İmamoğlu’ndan sonra “örgütün en önemli yöneticisi” olarak tanımlandı.
6- Kimlerin şirketine el konulması talep edildi?İddianamede İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, İBB Medya AŞ Müdürü Murat Ongun, eşi Gözdem Ongun ile İmamoğlu'nun basın ve kampanya danışmanı Necati Özkan’ın da aralarında olduğu 36 kişinin şirketlerine, “suçtan elde ettikleri, haksız kazanç sağladıkları ve bunları suçta kullandıkları” iddiasıyla el konulması talep ediliyor.
Şirketlerine el konulması istenen tüm isimler şu şekilde:
Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Murat Gülibrahimoğlu, Emrah Bağdatlı, Hüseyin Köksal, Mustafa Nihat Sütlaş, Tuncay Yılmaz, Ömür Yılmaz, Murat Kapki, Fatoş Pınar Türker, Hakan Karanis, Serhat Kapki, Vedat Şahin, Necati Özkan, Eyüp Subaşı, Gülşah Subaşı, Ahmet Köksal, Alihan Aydın, Alper Aydın, Alperen Aydın, Ali Kurt, Serpil Kadıoğlu, Sarp Yalçınkaya, Seza Büyükçulha, Ali Nuhoğlu, Berat Çağrı Kapki, Elif Kapki, Yiğit Çam, Baran Gönül, Hasan İmamoğlu, Zeynep Ayten Gözdem Ongun, İbrahim Bülbüllü ve Mehmet Selim İmamoğlu.
7- CHP iddianamede nasıl yer alıyor?Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), iddianamede “Ekrem İmamoğlu suç örgütünün ele geçirdiği parti” gibi tanımlanıyor. Savcılık, CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel’in Genel Başkan olduğu değişim sürecini, “örgütün faaliyetleri ve hedefleri” etrafında değerlendirip suç kategorisine sokuyor. CHP’de değişimin gerçekleştiği kurultayda, delegelerin iradesinin “çıkar karşılığı yönlendirdiği” öne sürülüyor. İddianamenin 4 farklı yerinde “CHP’nin ele geçirilmesi” kalıbı kullanılıyor.
İddianamede “Suç örgütünün temel felsefesi, elde ettiği suç gelirlerini ‘kişisel zenginleşme aracı’ ve ‘siyasetin finansmanı’ için kullanmak olup örgütün siyasetin finansmanı ile amaçladığı Örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü Belediye Başkanlığından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına taşımak, Cumhuriyet Halk Partisini ele geçirmek, elde ettikleri bu suç gelirleri ve bu suretle ele geçirdikleri siyasi güç ile örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmak olduğu tespit edilmiştir” ifadelerine yer veriliyor.
Savcılığa göre CHP, “örgütün” faaliyetlerinde kritik bir konum teşkil ediyor. 2019 seçimleri öncesi “CHP’den temin edilen sandık verilerinin İBB Hanem’e işlendikten sonra bu verilerin yerel seçimde kullanılmasının amaçlandığı” söyleniyor.
İddianamede, CHP’nin Sarıyer Ayazağa’daki İstanbul İl Başkanlığı binasının, bağışların yanında, “örgütün suç gelirleriyle satın alındığı” iddia ediliyor ve dönemin il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “saf dışı bırakılarak” yürütüldüğü dile getirilen satın alma işlemine dair, “CHP yönetimine talip olmada ilk gövde gösterisi” yorumu yapılıyor.
İddianamede CHP Milletvekilleri Özgür Karabat ve Turan Taşkın Özer de yer alıyor. İki vekilinin dosyalarının ayrılacağı öğrenildi.
(Ayrıca; Savcılık, hazırlanan iddianame kapsamında dün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı bildirimde, CHP’ye Anayasa’nın 69. maddesi kapsamında “kapatma davası açılması yönünde” ihbarda bulundu. Başlayan tartışmalar üzerine savcılık söz konusu bildirimin yalnızca “ihbar” kapsamında olduğunu belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur” ifadelerini içeren bir açıklama yaptı.)
Gazeteciler de suçlanıyor
İddianamede, geçen hafta ifadesi alınan gazeteciler Soner Yalçın, Ruşen Çakır, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak ve aynı zamanda CHP İletişim Koordinatörü olan Yavuz Oğhan da suçlanıyor.
Gazetecilerle ilgili, “sözde gazetecilik faaliyetleri yaparak kamu barışını bozmaya yönelik halkı yanıltıcı bilgi yaydıkları ve İmamoğlu Suç Örgütüne yardım ettikleri” iddiası iddianame metninde yer alıyor. Murat Ongun'un, şüphelilerden Emrah Bağdatlı aracılığıyla gazetecilere ödeme yaptığı öne sürülüyor.
Gazeteciler geçen hafta emniyette verdikleri ifadede bu iddiayı reddetmişti.
8- Belediye başkanlarına ne tür suçlamalar yapılıyor?İddianamede, soruşturma sürecinde tutuklanıp görevden alınan CHP’li belediye başkanlarına da çeşitli suçlamalar yöneltiliyor.
Şehir Plancısı ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren İmamoğlu ile birlikte çalıştığı, Şişli’de “örgüt lideri” yani, İmamoğlu tarafından yetkilendirildiği iddia edilerek, belediye başkan adaylığının da İmamoğlu tarafından sağlandığı belirtiliyor.
2024 yerel seçimlerinde yüzde 66’yı aşan oy oranıyla seçilen Şahan için iddianamede, “rüşvet alma”, “irtikap”, “kişisel verilerin hukuka aykırı kaydedilmesi”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” iddialarıyla 35 yıldan 91 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Çok sayıda CHP’li belediye başkanı gibi tutuklandıktan sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Mehmet Murat Çalık’ın da “rüşvet alma” ve “suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma” iddialarından 30 yıldan 88 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
9- Aziz İhsan Aktaş iddianamede nasıl konumlandırılıyor?İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “ihale yolsuzluğu” soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve “suç örgütü lideri” olduğu iddiasıyla tutuklanan Aziz İhsan Aktaş, iddianamede “müşteki” sıfatıyla yer alıyor.
AKP’li belediyeler ile devlet kurumlarından çok sayıda ihale aldığı bilinen ve “etkin pişmanlık”tan yararlandırılıp serbest bırakılan Aktaş için İBB iddianamesinde, “Kamu kurum ve kuruluşlarından usulsüz ihale almak maksadıyla kurmuş olduğu suç örgütünün, İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partili Beşiktaş Belediyesi, Esenyurt Belediyesi, Avcılar Belediyesi, İBB iştraklari İETT ve İsfalt' tan 2019 yılından sonra 40' tan fazla ihale aldığı tespit edilmiş ve suç örgütünün aldığı usulsüz ihaleler hakkında iddianame tanzim edilmiştir” sözleri kullanıyor.
Aziz İhsan Aktaş’ın “siyasi profillerle rüşvet, çıkar ilişkisine” girdiği, “sistemin [kendi sisteminden söz ediliyor] devamlığını ve büyümesini sağladığı”, 2019 yılından sonra da en fazla ihaleyi İstanbul’da “CHP’li belediyelerden aldığı” öne sürülüyor.
Savcılık, Aktaş’ın, “İmamoğlu’nun kurduğu suç örgüt içerisinde gerekse Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde söz sahibi kişilerle temas kurarak bu kişilere verdiği rüşvetlerle ihale sisteminin devamlılığını sağlamaya çalışmıştır” görüşünü savunuyor ve seçim çalışmaları için “İmamoğlu’na maddi destekte bulunduğunu” öne sürüyor.
10- İmamoğlu’nun diploması için ne deniyor?İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının, İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edildiğine de yer veriliyor.
Diploma için “sahte” kelimesinin kullanılması dikkat çekiyor. Zira diploma “sahte” olduğu gerekçesiyle değil, İmamoğlu’nun 1990 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümüne yaptığı yatay geçişin “usulsüz” olduğu iddiasıyla iptal edilmişti.
İddianamede İmamoğlu’nun yükseköğrenim süreciyle ilgili, “1994 yılında mezun olduğuna dair bilgiler olsa da mezun olduğu üniversite ve mezuniyet diplomasının sahte olduğu ve bu sahte belgeyi bilahare kullandığı gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame neticesinde kovuşturmasının devam ettiği, 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalında başladığı yüksek lisans (MBA) eğitimine bir süre ara verdiği, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde öğrenci affından yararlanarak yüksek lisans eğitimini tamamlandığı (…)” sözleri yer alıyor.