19 Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Korkmaz, ’’Uluslararası firmaların kozmetik ve ilaç sanayinde hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla Kızılırmak Deltası florasında bulunan ve bilinçsizce toplanan 12 bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya’’dedi. Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kızılırmak Deltası’nın oldukça farklı ekolojik özelliklere sahip habitatlarında, çok sayıda bitki türü ve bitki topluluklarının yayılış gösterdiğini söyledi,. Deltanın kumul, bataklık ve subasar orman vejetasyonunda (bitki örtüsü) varolan birçok bitkinin kozmetik ve ilaç yapımı için kimya sanayinde kullanılması nedeniyle aracı firmalar vasıtasıyla yöre halkı tarafından bilinçsizce toplandığını belirten Korkmaz, bunun önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. Kızılırmak Deltası’nda üç yıldır bitki türleri üzerine araştırma yaptıklarını belirten Korkmaz şu bilgileri verdi: ’’Kızılırmak Deltası, doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alanıdır. Deniz, ırmak, göl, sazlık, bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi farklı ekolojik karakterlerdeki habitatların bir arada bulunması, besin maddelerince zenginlik ve uygun iklim koşulları deltanın eşine az rastlanır ölçüde biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını sağlamıştır." "Deltanın faklı ekolojik özelliklerine sahip habitatlarında, yaklaşık 407’nin üzerinde doğal bitki türü yayılış göstermektedir. Ancak, uluslararası firmaların kozmetik ve ilaç sanayinde hammadde ihticanın karşılanması amacıyla, özellikle soğanlı bitkiler aracı firmaların isteği üzerine yöre insanınca zamansız olarak toplanmakta. Bu nedenle delta florasında bulunan 12 bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu bitkilerin toplanması önemli bir sorun olarak görülmektedir." "Deltada kardelen, sümbül, göl soğanı, kum zambağı, orkide, yılan yastığı, karga tırnağı ve salep adı altında Cephalanthera damasonium, Ophrys mammosa, Orchis coriophora, Orchis laxiflora ve Orchis palustris gibi beş farklı salep türünün ise yumruları, ticari amaçlarla yaygın olarak toplanmaktadır. Türkiye’de nadir bulunan ve deltada yayılış gösteren söz konusu bitki türleri kontrolsüz insan faaliyetleri sonucu, önemli oranda tehdit altındadır.’’ Deltanın doğal ekosistem yapısının, korunması ve sürdürülebilmesi için, öncelikle yöre halkının bilinçlendirilmesi ve koruyucu önlemlerin ilgili kamu kurumlarınca alınması gerektiğini ifade eden Korkmaz, Türkiye’nin doğal bitki örtüsü bakımından, özel bitki topluluklarını barındıran deltanın kontrol altında tutulmasının önem taşıdığını da kaydetti. AA