’15 Temmuz şehidi’ demişlerdi, ama belgelerdeki gerçekler başka çıktı

15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde helikopterden açılan ateş sonucu ‘şehit’ olduğu ileri sürüne İzzet Özkan isimli vatandaşın ‘otopsi raporu’, söz konusu iddiaları yalanlıyor.

AKP ve yandaşlarının ‘15 Temmuz’da 251 kişi öldüğü‘ yalanı dökülmeye devam ediyor. Helikopter ateşi ile öldüğü iddia edilen kuafer İzzet Özkan’ın mahkeme kayıtlarına göre, vücudunda yapılan incelemede, mermi ve şarapnel izine rastlanmadığı gibi herhangi bir mermi giriş ve cıkış bulgusu da yok. Ayrıca alkol aldığı tespit edilen Özkan’ın trafik kazasında ölme ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.

15 Temmuz gecesi ölümlerin kesin nedeni belirlenmeden, silahlarının balistik incelemeleri dahi yapılmadan askerler sorumlu ilan edildi. AKP ve yandaşlarının yıllardır üzerinde tepindiği ve milyonlarca kişiyi haksız yere suçlayıp işkence ettiği, ömür boyun hapis cezası verdiği  ‘251 şehit yalanı’ ile ilgili bir gerçek daha gün yüzüne çıktı. Daha önce bir çok kişinin askerler tarafından öldürülmediğini belgeleri ile ispatlayan ’15 Temmuz‘da ölenleri Araştırma Platformu’ Koordinatörü Selçuk Adıgüzel şimdi de 67. Dosya da İzzet Özkan olayını çözdü;




15 Temmuz Ölümlerini Araştırma Platformu Koordinatörü Selçuk Adıgüzel, İzzet Özkan’ın ölümünün asker ile ilgili olmadığına videosunu kişisel youtube hesabında yayınladı. 33 yaşındaki İzzet Özkan evli, 3 çocuk babasıydı ve kuaför olarak çalışıyordu. Rejimin iddiasına göre Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde helikopter atışı sonucu şehit edildi. Adıgüzel’in mahkeme dosyasından derlediği deliller ise çok farklı gerçekleri ortaya koyuyor. Bu dosyanın çözülmesiyle askerle ilgisi kurulamayan ölümlerin sayısı 67’ye ulaşmış oldu ve araştırmalar sürüyor. 

Adıgüzel şu bilgileri veriyor;

BAYINDIR HASTANESİ TUTURSIZ BİLGİLER

Maktülün ölümüyle ilgili tek delil var o da rivayetin ötesine geçmiyor. Tanık Mahmut Sağlam külliye önünde helikopter ateşiyle yaralanan bazı kişileri Bayındır Hastanesine götürdüm, içlerinde İzzet Özkan da varmış iddiasında bulunuyor. Bu ifadeden hareketle ölümün helikopter atışı ile olduğu kararı verilmiş. Oysa Bayındır hastanesinin adli raporu, kamera görüntüleri ve ilgili yazılarındaki bilgiler büyük ölçüde tutarsızlık içeriyor. Böylece ölümün tek delili de boşa düşüyor.

OTOPSİ RAPORU HELİKOPTER ATEŞİNİ TEYİT ETMİYOR

Otopsi raporuna göre maktul iç ve dış kanama ile kemik kırıkları sebebiyle ölmüş. Ayrıca vücudundan metalik cisim çıkarılamadığı tespit olunmuş. Yani vücutta kalan mermi, şarapnel bulunamamış. Vücuttan çıktığına dair çıkış deliği de yok. Mermisiz, şarapnelsiz bir ölümü helikopter mühimmatı nasıl gerçekleştirmiş olabilir?

TRAFİK KAZASI OLABİLİR Mİ?

Savcılık belgesine göre maktul İzzet Özkan olay sırasında Mercedes marka aracının içinde bulunuyormuş. Helikopterlerin aracı vurduğu varsayımını düşünelim. Bu durumda araçta mermi delikleri veya roket sonucu aracın yanması gibi etkiler olmalıydı. Mahkeme dosyasından anlaşıldığı kadarıyla araçta böyle bir bulguya rastlanmamış. Ayrıca maktulin otopsi raporu, vücutta 117 mg/dl alkol bulunduğunu ortaya koymuş. Maalesef maktul ölümü sırasında yaklaşık 1 Promil alkollüymüş. Bu oran, muhakemeyi kaybetmek için ve dikkatin ortadan kalkması için oldukça yeterli bir seviye. Yaralanmanın türü ve bu bilgileri yan yana koyduğumuzda acaba maktul bir trafik kazası sonucu mu öldü? sorusunu sormadan geçemiyoruz.

RESİJİMİN İDDİASINI DESTEKLEYEN BAŞKA DELİL YOK

Maktulün olay sırasında nerede bulunduğuna dair HTS kaydı dosyaya kazandırılmamış. Ayrıca olay sırasında ölümüne şahitlik ettim diyen görgüye dayalı tanık yok. Kamera kayıtlarına giren ölüm anı görüntüsü de bulunmuyor. Elbise incelemesi yapılmamış ve zaten mermi/şarapnel olmadığı için balistik inceleme de yapılamamış. Özetle, bir ön kabulünüz yoksa maktulü asker öldürdü demeniz çok zor…

31 Ocak 2024 13:21
DİĞER HABERLER