Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) İkinci Dairesi açıkladığı Yasak v. Türkiye kararında, başvurucunun madde 3 ve madde 7 kapsamında yapmış olduğu şikayetlerde ihlal olmadığına karar vermişti.
AİHM İkinci Dairesi, silahlı terör örgütü üyeliğinden 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Şaban Yasak’ın itirazını karara bağlamıştı. Strazburg Mahkemesi, terör örgütü üyeliğinden cezaya çarptırılan başvurucunun suçta ve cezada kanunilik ilkesi ihlali ve cezaevi koşullarından dolayı kötü muamele şikayetini reddetmişti.
AİHM’den yapılan açıklamada Yasak/Türkiye kararının Büyük Daireye gönderilmesi talebinin kabul edildiği ifade edilmişti.
Bugün yapılan duruşmada, AİHM Büyük Dairesi, 2011-2014 arasında görev yapan Şaban Yasak’ın silahlı terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin yapmış olduğu itirazı ele aldı.
Şaban Yasak’ın avukatı Johan Heymans duruşmada yaptığı konuşmasında, “Ben Belçikalıyım, sürrealizme alışığım. Ama 150.000 kişinin darbeyi bildiği, hükümeti devirmek istediği ve sadece hükümetin bunu bilmediği iddiası, artık sürrealizmi de aşan bir saçmalıktır.” ifadelerini kullandı.
Heymans’ın konuşmasının içinden bazı dikkat çekici bölümler şöyle:
“Buraya üzgün bir şekilde geldik. 2023 yılında Yalçınkaya davasında bu Mahkeme huzurunda durduk ve umutla ayrıldık. Umudumuz, Mahkemenizin güçlü kararıyla Türkiye’de hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesiydi. Yanıldık.”
“Bugüne dek 150.000 kişi – çoğu öğretmen, hemşire, sendika üyesi, yani sıradan vatandaşlar – Gülen hareketine üyelikten mahkûm edildi. Geçen yıl 14 yaşındaki kız çocukları bile aynı gerekçeyle yargılandı.”
“Terör artık şiddetle değil, ilişkiyle tanımlanıyor. Keyfi biçimde terör örgütü ilan edilen bir yapıyla bağlantınızın olması, otomatik olarak mahkûmiyet anlamına geliyor. Bu, kabul edilemez.”
“İkinci Daire kararında geçen ‘gizli’, ‘saklı’, ‘örgüte eleman kazandırma’ gibi kavramlar, iddianamede ve hükümde hiç geçmemektedir. Karar, sunulan belgelerle yanıltılmıştır.”
“Yasak Bey’in 100 öğrenciye rehberlik ettiği iddiası, 200.000 öğrencilik bir sistemde %0,005’lik bir orana denk geliyor. Bu oranın ‘hiyerarşi’ olarak değerlendirilmesi, akla ve mantığa aykırıdır.”
“Ben Belçikalıyım, sürrealizme alışığım. Ama 150.000 kişinin darbeyi bildiği, hükümeti devirmek istediği ve sadece hükümetin bunu bilmediği iddiası, artık sürrealizmi de aşan bir saçmalıktır.”
“Ceza hukuku bireysel kastı esas alır. Ama Türkiye’de kolektif suçluluk bireysel niyetin yerini aldı. Öğretmen, öğrenci, doktor fark etmiyor; biri örgütteyse herkes suçlu sayılıyor.”
“Bu adalet değildir. Bu hukuk değildir. Ve kesinlikle öngörülebilir değildir. Mahkemenizden bu keyfiliği net biçimde mahkûm etmesini talep ediyoruz”
İtirafçı beyanlarına dayanarak ceza verilmişti2020 yılında Çorum L Tipi cezaevinde bulunduğu sırada AİHM’e başvuran Yasak, 2011 ve 2014 yılları arasında öğrencilerle ilgilendiği için Şubat 2018’de Çorum Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7 yıl 6 ay cezaya çarptırılmıştı.
AİHM, Türk mahkemelerinin sunduğu kanıtlara ve başvuranın yaptığı şikayetlerin içeriğine dayanarak, Yasak’ın dahil olduğu faaliyetlerin bir gün ceza yargılamasına neden olabileceğinin öngörülebilir olduğunu ve “Kanunsuz ceza olmaz” ilkesinin ihlal edilmediğini söylemişti.