HSYK geçtiğimiz hafta sürpriz bir kararname ile AKP'nin en güvendiği 16 Başsavcıyı görevden almıştı. Kamuoyunu şaşırtan bu hamlenin sarayın işareti ile geldiği ortaya çıktı.
Son iki yıldır AKP iktidarının oluşturduğu hukuk sisteminde hukuksuz pek çok soruşturmaya imza atan başsavcı ve savcıların kızağa çekilmesi kamuoyunu oldukça şaşırtmıştı. HSYK bu görevden almanın yanı sıra sessiz sedasız bir başka oprerasyona da imza atmış.
HSYK Genel Kurulu, HSYK Teftiş Kurulu Başkanı Selim Yıldız’ın görevden alınmasına karar verdi. HSYK’nın en kritik birimi olan teftiş kurulu, hakim ve savcı soruşturmalarına bakıyordu. Yıldız’ın yanı sıra Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Açıkgöz, HSYK Genel Sekreter Yardımcıları Erdal Demir ve Serdar Mutta’nın da görevden alındığı öğrenildi.
Peki bu kadar süredir kullandığı kritik savcıları AKP neden harcadı. Kulislerde bu harcamanın işaretinin Saraydan geldiği yönünde . İddiaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 'itirafçı'ların ifadelerinden rahatsız oldu. Bir çok ifadede soruşturulan konuların 'Dönemim Başbakanı Erdoğan'ın onayı, bilgisi hatta emri ile yapıldı ' denmesi Erdoğan'ı rahatsız etti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın itirafçılar üzerinden kendisine "operasyon çekilmeye çalışıldığını" düşündüğü, konuşmasında da "Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor" diyerek tavrını net ortaya koymuştu. HSYK'nın kritik kararı Saray'da Erdoğan ile bir araya geldikten bir gün sonra vermesi iddiaları güçlendiriyor.
OLAY NASIL GELİŞTİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak’ın koordinasyonunda yürütülen yargıdaki cemaat soruşturmasında, "itirafçı" olarak ifade veren tutuklu eski HSYK ve bakanlık yöneticileri İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, birçok kritik konuyla ilgili "dönemin Adalet Bakanı ve Başbakanının bilgisi ve onayı var" dedi. Örneğin eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur; gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasının Erdoğan’ın bilgisi ve talimatı doğrultusunda yapıldığını iddia ederek, kendisinin gazetecilerin tahliye edilmesinin iyi olacağını söylemesi üzerine Erdoğan’ın “Bırak yaptıklarını çeksinler” dediğini iddia etti. Okur, 7 Şubat MİT Krizi ve 17 Aralık operasyonları sürecinde de görüştüğü Erdoğan’ın yanında yer aldığını savundu.
Eski Kozmik Oda savcısı Mustafa Bilgili de tutuklanmadan önce verdiği ifadede, Kozmik Oda’ya dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanı’nın onayı ile girildiğini savundu. Bu itiraflardan sonra Hamsici, Tosun ve Özçelik tahliye olurken, İbrahim Okur’un tahliyesi ise Saray’ın araya girmesi sonucu son anda engellendi.
SARAYDAN GELEN TALİMATA UYMAMIŞLAR
Ayrıca Erdoğan ,Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem’in ısrarla şüpheli yapılmasını istemiş. Erdoğan’ın “bu adam şüpheli olmalı” demesine karşılık, tanık olarak dinlendi. Bu da bardağı taşıran son damla oldu. Birol Erdem’in Harun Kodalak’ın eski ev arkadaşı olduğu, “hak yolcu” dayanışması kapsamında şüpheli yapılmayarak korunduğu iddia edildi. Kulislerde, görevden almaların devam edeceği konuşuluyor.