"17-25 Aralık deyince artık Türkiye'de herkesin aklına yolsuzluklar geliyor"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 20. birleşimi yoklamasız açıldı. Birleşimi Meclis Başkanvekili Pervin Buldan yönetiyor. AK Parti Trabzon Milletvekili Adnan Günnar, 17-25 Aralıktan 2023'e konusu hakkında konuştu.

17-25 Aralık'ın uluslararası bir kumpas olduğunu iddia eden Günnar, "Türkiye'nin bu coğrafyada istikrarlı ve güçlü yapısını bozmak isteyen bazı ülkeler ellerini ovuşturmaktadır ancak milletimizin 1 Kasım iradesi tüm beklentileri boşa çıkaracaktır. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların, darbe girişimlerinin tek nedeni vardır, o da güçlü ve büyük 2023 Türkiyesi'nin pastadan büyük payı almamasını sağlamaktır. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar hiç bitmemiş ve bitmeyecektir. 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, e-muhtıralar ne ise 17-25 Aralık da o." diye konuştu.

GÖK: HERKESİN AKLINA YOLSUZLUKLAR GELİYOR

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise "17-25 Aralık deyince artık Türkiye'de herkesin aklına yolsuzluklar geliyor, hırsızlıklar geliyor. Eğer sizin dediğiniz gibi darbe geliyor ise dün Milliyetçi Hareket Partisi'nin vermiş olduğu önergede 'Darbe midir 17-25 Aralık, montaj mıdır?' konusunda biz de sizin görüşünüzün belki bir ölçüde doğru olabileceğini düşünerek Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu önergeye evet dedik ama siz o önergenin 'Darbe midir, montaj mıdır?' şeklindeki gerekçesine katılmadınız ve reddettiniz. Dolayısıyla artık sizin '17-25 Aralık darbedir.' şeklindeki söylemlerinizin hiçbir geçerliliği kalmamıştır, hiçbir geçerliliği kalmamıştır, kendi ellerinizle reddettiniz." şeklinde konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da "Bugün 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftasının da son gününe rastlamaktadır. İki yıl önce bugün suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet iddiasıyla dönemin Başbakanın ve oğlunun da şüpheli olarak bulunduğu yeni bir soruşturma dosyası açılmıştı. 25 Aralıkta İstanbul'daki operasyonda görev yapan 400 polis görevden alındı. Emniyette görev alacak polis kalmayınca dönemin İçişleri Bakanı kendi görevine son verdi. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı, bir televizyon canlı yayınında aynen şunları söyledi: 'Her şey Başbakan'ın talimatıyla yapıldı, bana istifa baskısı yapılmasını kabul etmiyorum, gerekirse Başbakan istifa etsin.' İki yıl sonra bugün hala İranlı rüşvetçinin önüne yatanlar yattıkları yerden hala kalkamadılar. İhalelere karıştırılan fesadın, rüşvetin, hayali ihracatın, kara paranın, altın kaçakçılığının, usulsüz imar düzenlemelerinin hesabı sorulamadı. Evlerdeki para kasaları, ayakkabı kutuları, sıfırlanamayan paralar, faizleriyle birlikte iade edildi. İki yıl önce, 'Failler bir şey çıkmaz.' demişti. Gerçekten de bir şey çıkmadı. Olan bu ikisinin bakanlığına ve milletvekilliğine oldu. Rüşveti ve yolsuzluğu doğuran yapı, kurum ve kişiler hesapsız kitapsız varlığını devam ettiriyor. Sonuç olarak, 17-25 Aralık'a kumpas ve darbe girişimi diyenlere tekrar seslenmek istiyoruz. Eğer cesaretiniz ve ciğeriniz varsa, görüş ve düşüncelerinizin bu kadar arkasındaysanız ve samimiyseniz, sıfırlama konuşmaları yalansa ve aslında yapılmamışsa, ayakkabı kutuları o evlere sonradan yerleştirilmişse, bakan çocuklarının evlerindeki para kasaları ve içlerindeki paralar, bu yaşananlar kumpassa, darbeyse, montajsa araştırma komisyonu kurmaktan neden kaçınılıyor? Kumpas ve darbeyi öğrenmek aziz milletimizin hakkıdır." dedi.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de şöyle konuştu: "Bu hafta içerisinde 17-25 Aralık dosyalarıyla ilgili buraya araştırma önergeleri getirildi. Muhalefet partileri iktidar partisinin de ayağında bir pranga olarak bütün kamuoyunu rahatsız eden bu gündemlerle ilgili Meclisin olaya müdahil olmasını, araştırma komisyonları kurarak bu yolsuzluk dosyalarının üzerine gitmesini ve böylece iktidar partisi için de bu prangalardan kurtulma şansının doğabileceğini ifade etti. Ama maalesef burayı bir çözüm zemini olarak görmeyen AKP, bu yolsuzluk dosyalarını da Meclis'in araştırmasını engelleyecek şekilde bir irade ortaya koydu. Biz bu her iki tutumun da yanlış olduğunu düşünüyoruz. Siyaset bütün sorunların çözüm adresi olarak, müzakerenin yapılacağı bir zemin olarak değerlendirilmeli."
CİHAN
25 Aralık 2015 19:05
DİĞER HABERLER