Söz konusu arazi 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gündeme gelmişti. Akmercanlar İnşaat’a ait otel için Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in inşaat ruhsatını rüşvet karşılığında onayladığı iddia edilmişti.

Araziye ait 2012 yılındaki planda bir bölümü otopark alanı olarak görünen ve yüksekliği dört katı geçmeyen otel projesine ait yapı yüksekliği de revize edilerek yaklaşık 19 metreye çıkarıldı. Yeni projede arazinin tümüne inşaat hakkı tanındı.

Fatih belediyesi, yeni projeye ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 02.11.2016 günlü ve 195049 sayılı kararı uyarınca 2863 sayılı yasanın 57.maddesinin 9. fıkrasına göre işlem yapılacağı’ notunu da düştü.

Söz konusu not, SİT alanında kalan otel projesinin koruma kuruluna gitmeyeceği anlamına geliyor.

İBB meclisi geçen yıl, koruma kurulunu devre dışı bırakarak tescilli yapılara komşu parsellerdeki yapıların ve tescilsiz yapıların belediye tarafından değerlendirilmesini oy çokluğuyla karara bağlamıştı.

Karara göre bu alanlarda bölgenin mimari karakteri göz önünde bulundurularak, doku bütünlüğünü zedelemeyecek mimari yaklaşımla plan ve plan hükümlerinde belirtilen esaslara göre, ilçe belediyesi uygulama yapacak.

Otel projesine ilişkin çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu hazırlayan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, söz konusu projenin 3’üncü derece koruma bölgesinde kalan tescilli anıt eser etkileşiminde olduğunu ve Marmaray projesi güzergahının kritik kot kapsamında ve jeolojik olarak da önlemli alanda kaldığını belirtti.

Raporda “Geçmiş iki büyük imparatorluğun ve medeniyetin merkezi olmasının taşıdığı tarihi önemin yanı sıra; söz konusu alan içerisinde yer alan uygarlıklara ait önemli anıtsal eserler, yer altı, yer üstü kalıntılar açısından sadece ulusal değil uluslararası düzeyde taşıdığı önem nedeniyle UNESCO Dünya Miras Alanları listesinde yer alan Sur-u Sultani bölgesi sınırını bitişiğinde yer almaktadır” dendi.

Otel projesinin bulunduğu arazinin Topkapı Sarayı Müzesi yapısı ve müzede bulunan eserlere zarar verilebileceği endişesiyle kazı yerine uzaktan algılama yöntemleri ile araştırma yapılmasına izin verilebilen bir alanın bitişiğinde bulunduğu ifade edilen raporun devamında Koruma Kurulu’nun by-pass edildiği belirtilerek şöyle denildi: “Söz konusu parseli de içeren açık ve net olarak tampon bölge içinde bulunan bu alanda; 2863 sayılı yasanın amacına ve ruhuna aykırı olarak; Koruma Kurulunun denetimini de devre dışı bırakıp işlem yapılacağını hükme bağlamak ve böylelikle  parselin yukarıda aktarılmaya çalışılan konumun özelliklerinin  gerek halen hakkında davamız sürdürülen koruma imar planı yapılırken gerekse imar uygulamaları sırasında göze alınmaması durumunun ortaya çıkması ileride geri dönülemeyecek sakıncalara neden olacağından Odamızca çekince ile karşılanmaktadır.”

Marmaray kazıları sırasında Osmanlı, Bizans ve Roma dönemi kalıntılarının ortaya çıktığı belirtilen raporda “Alanda tüm dünya için son derece zengin ve önemli arkeolojik bir yapı bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Raporda söz konusu proje ile parsel tamamında önerilen bodrum katların inşası esnasında ortaya çıkacak zararlara değinilerek “Gerek arkeolojik katmanların gerekse önlemli ve zayıflatılmış bir zemin nedeniyle bitişindeki anıtsal bölgenin zarar görme olasılığı da ciddi bir çekince olarak ortaya çıkmaktadır” dendi.

Oda, bahsettiği açıklamalar ve gerekçeler nedeniyle projenin çevresel etkileri bakımından çekinceyle karşılandığını dile getirdi.

Söz konusu arazi 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gündeme gelmişti. Akmercanlar İnşaat’ın sahibi Gazi Akmercan, Marmaray Sirkeci İstasyonu üzerinde bulunan Fatih Hoca Paşa Mahallesi 4 ada 1 parselde yerin üç kat altına inilmesi ve üst kısmının ise dört kat olarak inşa edilmesi için 2012 yılında Fatih belediyesine başvuru yapmıştı.

İnşaatın başlamasıyla kazının Marmaray’a 50 metre yaklaşacağı ve sarsıntıdan tünelin zarar göreceğini belirten Japon mühendislerin görüşü ve DLH’nin raporuna rağmen, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir inşaat ruhsatını iddiaya göre rüşvet karşılığında onayladığı iddia edilmişti.

Başkan Demir, Başkan Yardımcısı Ednan Güler’e talimat vererek Koruma Bölge Müdürü Günseli Aybay ve Kurul Başkanı Oğuz Ceylan’ı ikna etmesini istemiş, Güler ise Kurul Müdürü Günseli Aybay’la görüşerek DLH’nin raporunu işleme koymadan dosyanın belediyeye geri gönderilmesini sağlamıştı.

Başkan Mustafa Demir’in ayrıca 1’inci derece tarihi eser niteliğindeki bölgenin 2’nci dereceye düşürülmesi karşılığında mimar Sevinç Doğan’dan 1.5 milyon dolar aldığı soruşturma dosyasına girmiş, projenin onay sürecinde Doğan’ın, Demir’in kardeşi Sebahattin Demir’le de görüşerek onayı hızlandırmaya çalıştığı aktarılmıştı.