17 Aralık'la ilgili sır gibi saklanan bilgiyi ilk kez açıkladı

17 Aralık'la ilgili sır gibi saklanan bilgiyi ilk kez açıkladı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve sonrasında yaşanan süreçle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu

Türkiye’nin en büyük yolsuzluk soruşturmasının ardından görevden alınan eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili önemli bir bilgi verdi: “17 Aralık’tan 1 hafta önce beni ve Yakub Saygılı’yı görevden almak istediler. Ancak Emniyet Müdürü’müz Hüseyin Çapkın bize sahip çıktı.”

İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve sonrasında yaşanan süreçle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 17 Aralık’ın darbe girişimi olduğunu iddia edenlere cevap veren Ardıç, “Asıl darbe 18 Aralık sabahı yapıldı, o zamana kadar sürdürülen bütün yolsuzluk dosyaları durduruldu.” dedi. Yolsuzluk operasyonunda görev alan polislere yönelik 22 Temmuz’da başlatılan operasyonlara da değinen Ardıç, “17 Aralık operasyonundan 1 hafta önce ben ve Yakub Saygılı görevden alınmayla karşı karşıya kaldık. Emniyet Müdürümüz Hüseyin Çapkın, sahip çıkma tavrı almış ki, direkt merkezden başka bir ile tayinimiz söz konusu oldu.” diye konuştu. Bugün TV’de Tarık Toros’un sunduğu programa katılan Nazmi Ardıç’ın açıklamaları özetle şöyle:

17 DEĞİL, 18 ARALIK DARBEDİR:
Son üç yıllık süreçte yolsuzluk yoğunluğu görülüyor. Bu da bizim radarımıza yakalandı. Hangi taşı kaldırsak yolsuzluk bulduk. Görevden ayrıldığım süreçte tamamlanmış 7 yolsuzluk dosyası vardı. 17 Aralık yolsuzluk dosyası Eylül 2012’de başladı, Aralık 2013’te bitti. 17 Aralık değil, asıl 18 Aralık darbedir. KOM başkanlığına 2 yolsuzluk dosyası olan biri getirildi. Örgütlü suçlara karışmış kişilerin atandığını gördük. 17 Aralık’ın darbe olduğunu iddia etmek, hakimler de dahil operasyonlarda imzası olan herkesi darbeci ilan etmek anlamına geliyor. Oysa 17 Aralık’ta görev alan polisler hakkında tutuklama kararı veren Hakim Bekir Altun’un, Selam Tevhid terör örgütü dosyasında da 140 imzası var.”

17 ARALIK, AĞAOĞLU HAKKINDAKİ İHBARLA BAŞLADI: Ali Ağaoğlu’nun Maslak’taki 1453 İstanbul projesi ile ilgili imar projesinde usulsüzlük ihbarı aldık. Elde ettiğimiz bulguları cumhuriyet savcısı ile paylaştık ve soruşturma başlatıldı. Ağaoğlu’nun bazı belediyelerden imar alamadığı, ancak bazı imtiyazlar ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan izin çıkardığı ortaya çıktı. Birtakım bakan yakınlarının ve siyasilerin dâhil olduğu birtakım suiistimaller var burada.

REZA ZARRAB’IN HAYALİ İHRACATI TESPİT EDİLDİ: Mali şubede ise MASAK’ın bir raporu doğrultusunda Reza Zarrab hakkında bir çalışma yapılıyordu. İran, Rusya ve Dubai bağlantılı hayali ihracat tespit edildi. Hayali ihracat ile devletten haksız vergi iadesi alınır. Bu süreçte rol alan bürokratlar ve siyasiler var. Buna yönelik deliller var. Bu delillerin uydurma olduğunu söylemek algı amaçlıdır. 17 Aralık’ı kapatan hâkim dahi bu deliller için uydurma diyemedi. Sadece örgüt yok diyor.

17 ARALIK’TAN ÖNCE GÖREVDEN ALINACAKTIK: Operasyondan 1 hafta önce ben ve Yakub Saygılı görevden alınmayla karşı karşıya kaldık. KOM Daire Başkanı Mehmet Yeşilkaya İstanbul’a geldi, Hüseyin Çapkın’la 3 saat görüştü. Bizi görevden aldırmak için geldiğini öğrendim sonra. Emniyet müdürümüzün sahip çıkma tavrı göstermiş ki, direkt merkezden başka bir ile tayinimiz söz konusu oldu.

YÜKSEKOVA’DA FAİLLER YAKALANMADI: Yüksekova’da üç askerimizin şehit olduğu saldırıyla ilgili asli faillerinden hiçbiri içeri alınmamış. Ama halka yanlış bilgi verilerek bu olayın failleri yakalanmış gibi bir hava oluşturuluyor. Selin önüne katılmış bir kütük gibi ülkemiz. Planlı bir politika yürütülmüyor. Açılım sürecinde örgüt alan kazanıyor. Sanki paralel bir devlet gibi bölgede vergi topluyor, sokakta sanki kolluk kuvvetiymiş gibi asayiş uygulaması yapıyor. Örgütün dağda 17 bin silahlı militanı olduğu söyleniyor. Çözüm sürecinden önce bu 2 bin 500 kadardı. Örgüt Kobani eylemlerinde gücünü sınadı. Bu olayların Öcalan’ın bilgisi dâhilinde olmaması mümkün değil. Pazarlık masasındaki etkinliği için bir güç gösterisiydi bu.

DİNLEMELER MERAKTAN YAPILMIYOR: Polisler, insanları merak ettiğinden dinleme yapmıyor. Görev icabı yapılıyor bu dinlemeler. Bu arkadaşlar istihbari çalışma yaparak sadece İstanbul’da 9 bombacıyı bomba patlamadan yakaladılar benim bildiğim.

30 Ekim 2014 08:02
DİĞER HABERLER