Bu yıl da binlerce çocuk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı cezaevlerinde geçirdi. Cezaevlerinde 396’sı 0-6 yaş arası olmak üzere 2 binin üzerinde çocuk bulunuyor.
Türkiye’de çok sayıda çocuk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı demir parmaklıklar ardında geçirdi. Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş arasında 396 çocuk bulunuyor. Türkiye genelindeki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olan 12-18 yaş arasındaki çocuk sayısı ise 2 bin 76.
ÇOCUĞUYLA 3 YIL CEZAEVİNDE KALDI
HDP eski milletvekili, insan hakları alanında çalışan avukat Burcu Çelik Özkan da geçmişte çocuğuyla birlikte cezaevinde kalan binlerce kadından biriydi. 2017 yılında tutuklanan ve üç yıla yakın cezaevinde kalan Özkan’ın çocuğu da 3 yaşından 6 yaşına kadar belli aralıklarla annesiyle cezaevinde kaldı. Çocuğunun 23 Nisan ve çok daha özel günlerde cezaevinde kaldığını belirten Özkan’a göre bir çocuğun beş dakika dahi cezaevinde kalmaması gerekiyor.
ÇOCUKLARIN BİRÇOK HAKLARI İHLAL EDİLİYOR
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan Özkan, “Cezaevi insanın kalabileceği bir yer değil ama çocuklarla ilgili çok daha canımız yanıyor. Ne fiziksel olarak ne de diğer sosyal ilişkiler bakımından çocuğun oyun hakkından tutun birçok hakkının ihlal edildiği bir süreç oluyor. Çünkü bunların hepsinden mahrum kalıyor. Doyasıya koşup eğlenebileceği, daha büyük gökyüzü görebileceği zamanlarda dört duvarın ona bahşettiği yerle yetinmek zorunda kalıyor” dedi.
“BURADA NEDEN DEMİR VAR, BURASI NEDEN KİLİTLİ?”
Çocuğunun cezaevindeyken, “Burada neden demir var?”, “Burası neden kilitli”, “Biz neden diğer yerlere (diğer koğuşlara) geçemiyoruz” gibi sorularıyla karşılaştığını anlatan Özkan, “Biz neden markete gidemiyoruz, kendimiz de alabiliriz” sorularından çok daha derin sorularla çocuğu büyüdükçe karşılaştığını belirtti. Özkan bu süreci şöyle anlatıyor: “En kötüsü şu, bir yerden sonra bana hesap soruyordu. ‘Neden buradayız’ sorusunu ben çok aldım. Hatta en son ‘Tahliye yakınmış, artık çok yoruldum. Bundan sonra ben gelmeyeceğim. Beni görmek istiyorsan sen gel’ dedi. Benim açımdan cezaevinde geçirdiğim en sıkıntılı anlardan, çözüm üretemediğim zamanlardan biriydi.”
“SARILIP GİTMİŞ MİYİM DİYE KONTROL EDİYORDU”
Çocuğunun şimdi 8 yaşında olduğunu, cezaevinde geçen sürecin etkilerinin bugün farklı şekillerde açığa çıktığını söyleyen Özkan, “Yaşıtlarından çok daha farklı bir bakış açısına sahip ve çok daha duygusal. Şu an duygusunu sanata dönüştürüyor ve çizdiği resimlerde yaşadığı o döneme dair izleri görebiliyoruz. Evde bir anda gelip bana sarılıp, bir daha gitmemi istemediğini söylüyor. İlk tahliye olduğumda günlerce uyumadı, gelip beni kontrol etti. Gitmiş miyim, kalmış mıyım diye kaygılanıyordu. Çok şey yaşadık” dedi.
ÇOCUKLU KADINLAR İÇİN ADLİ KONTROL UYGULANMALI
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hapiste Çocuk Ağı Temsilcisi Cansu Şekerci tutuklu kadınlar için çeşitli adli kontrol sistemlerinin mevzuatta mevcut olduğunu, bu kadınlar için tutukluluk yerine adli kontrolün zorunlu olarak getirilmesini, hükümlü kadınlar için ise hapis cezası yerine alternatif infaz sistemleri getirilmesi gerektiğini söyledi.
CEZAEVLERİNDE 2 BİNİN ÜZERİNDE ÇOCUK VAR
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da 12-18 yaş arasında iki binin üzerinde çocuğun hükümlü ya da tutuklu olarak cezaevinde bulunduğunu hatırlatarak, “Çocuklara hiç uygun olmayan, gelişimleri için hiç olumlu olmayan yerlerde kaldıklarını gördük. ‘Sorununuz var mı?’ diye sorduğumuzda kendilerini ifade edemiyorlardı. 12-18 yaş arası çocukların daha farklı bir şekilde bu cezaları çekmesi lazım. Bu cezaları hak etmemeleri, suça sürüklenen çocukların olmaması gerekiyor” diye konuştu.