Bilimadamları, 2010'da da uzay konusunda ve astronomi çalışmalarında önemli buluşlara imza attı.
Space.com'un derlemesine göre, bilimadamlarının bu yıl içinde uzay konusunda yaptıkları en önemli 7 buluş şöyle:
1- İlk yaşanabilir dış gezegen mi?
İnsanoğlu yıllardır uzayda yalnız olmadığı haberini beklerken, eylülde astronomlar, yıldızının yaşanabilir bölgesinde bulunan bir yabancı dünya keşfettiklerini açıkladı. Dünya'nın ölçülerine yakın Gliese 581g adlı dış gezegen, sıvı su için ve belki de yaşam için uygun bir yörüngede bulunuyor.
Gezegeni keşfedenlerden California Üniversitesi öğretim üyesi Steven Vogt, bu gezegende yaşam şansını yüzde 100 olarak hissettiğini söylerken, İtalya'nın Cenova Gözlemevi'nden astronom Francesco Pepe, kendisininkinin ve başka ekiplerin bu gezegenin varlığından şüpheli olduklarını açıkladı.
2- Dünya'ya göktaşı tozu getirildi.
Yakıt sızıntısı, iletişim kopukluğu ve iyon motorlarının bozulması gibi birçok sorunla karşılaşan Japon uzay aracı Hayabusa sonunda, bir göktaşının yüzeyinden ilk kez numune getirerek bir rekor kırdı.
Japonca Şahin anlamına gelen Hayabusa, 2 milyar kilometre katettikten sonra silikon zengini Itokawa göktaşına 7 yılda ulaştı. Normalde göktaşına bir sonda indirmesi gereken Hayabusa, sondanın dev kayanın yüzeyini kaçırması üzerine kendisi göktaşına iki kez indi ve numune topladı. Dünya'ya 13 Haziran'da dönen ve planlandığı üzere büyük bölümü atmosfere inişte yandıktan sonra kapsülü Avustralya'ya inen uzay aracı, bilimadamlarının incelemesi için göktaşından 1500 toz zerresi getirdi.
3- Arsenikli yaşam mı?
NASA'nın "dünya dışı yaşam kanıtı arayışlarında önemli etkisi olacak bir astrobiyolojik buluşu" açıklayacağı haberi internet blogcuları ve gazetecilerin büyük spekülasyonuna neden olurken, araştırmacıların Dünya'da arseniği yiyebilen ve normalde fosfor yerine bu zehri DNA'larına koyabilen bir mikrop keşfettikleri açıklaması, bazı çevrelerde neredeyse hayal kırıklığı oluşturdu.
Buluş, birçok bilimadamı tarafından da özellikle bilimsel kurgusu açısından kuşkuyla karşılandı.
4- Güneş uyandı.
Güneş, olağanüstü şekilde uzun süren bir düşük faaliyet döneminden sonra şiddetli patlamalarla aniden uyandı.
Patlamaların güneş küresini bir ağ gibi sardığı, oluşan şok dalgalar ve tsunamilerin tüm yarıküresi boyunca yayıldığı tespit edildi. Daha önce patlamaların, Güneş üzerinde yerel bölgelerde olduğu düşünülüyordu.
Lockheed Martin'in Güneş ve Astrofizik Laboratuvarı'ndan Karel Schrijver, patlamayla ilgili Güneş'in uzaya, milyarlarca ton sıcak gaz taşıyan dalgalar gönderdiğini açıkladı.
5- Karanlık madde bulundu mu?
Bilimadamlarının evrenin yüzde 80'ini oluşturduğunu hesapladıkları karanlık maddenin izlerini yakalamış olabileceklerini düşündükleri gözlemde, Fermi Gama Işın Teleskobu, galaksinin tam ortasında düşünülenden daha parlak gama ışınları tespit etti. Araştırmacılar, karşıt parçacıklarla uzayı paylaşan yoğun biçimde sıkışmış karanlık madde parçacıklarının birbirlerini yok etmeleri sonucu böylesine parlak bir ışının çıkmış olabileceğini düşünüyor.
Bu radyasyonun verileri, karanlık maddenin, bir protondan 9 kat daha yoğun olan ve WIMP (weakly interacting massive particles) olarak bilinen maddelerden meydana geldiğini düşündürüyor.
6- Hartley 2 kuyrukluyıldızıyla yakınlaşma...
NASA'nın "Deep Impact" (Derin Darbe) adlı uzay aracı, Hartley-2 kuyrukluyıldızının 700 kilometre yakınına gelerek, dünyaya bu gök cisminin yüzeyinin yakın mesafe fotoğraflarını gönderdi.
Uzay aracının teleskoplar ve diğer cihazlarıyla, yaklaşık 1 kilometre çapında ve yerfıstığı şeklindeki kuyrukluyıldızın yüzeyi ve cisimden rekor düzeydeki gaz çıkışları inceleniyor. Uzay aracının gönderdiği veriler, NASA'nın California'daki Jet Propulsion laboratuvarında inceleniyor.
"Deep Impact" 5 yıl önce Tempel-1 adlı bir başka kuyrukluyıldıza yaklaşarak bir sonda göndermiş, sondanın yüzeye çarptırılmasıyla uzaya fırlayan maddelerin incelenmesi suretiyle gök cisminin iç yapısının anlaşılmasına çalışılmıştı.
NASA'nın "Deep Impact" uzay aracı, eylül ayından beri Hartley-2'nin resimlerini çekiyor. Bu çalışmayla, bir kuyrukluyıldızın bu kadar yakından incelenmesi beşinci kez yapılmış oluyor.
7- Evrensel değişmezler...
Uzak galaksiler üzerindeki son gözlemler, elektromanyetik güç ölçüsü alfa gibi temel değişmezlerin tüm evrende değişiklik gösterebileceğini ortaya çıkardı.
Işık hızı veya elektron yükünün gücü gibi olguların bulunulan yere göre değişiklik gösterebileceği görülen son araştırmalar çerçevesinde bu yıl Hawai'deki Keck teleskobu ile Şili'deki Very Large Telescobe'dan elde edilen veriler değerlendirildi.
Gözlemlerde, gökyüzünün kuzey bölümünde hassas yapı değişmezinin artan mesafeyle daha küçük olduğu, güney gökyüzündeyse değişmezliğini koruduğu tespit edildi.