Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), 2018 yılında Suriye'nin başkenti Şam'ın doğusunda yer alan Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde 43 kişinin ölümüne yol açan kimyasal (klor) saldırıdan Beşşar Esad liderliğindeki Şam yönetimini sorumlu tuttu.
Kurum müfettişleri, Suriye Hava Kuvvetleri'ne bağlı en az bir helikopterin Duma'ya iki silindir zehirli gaz attığına dair "makul gerekçeler" olduğunu bildirdi.
Şam ve en güçlü destekçisi konumundaki Moskova, saldırının, İngiltere ve Fransa ile birlikte Suriye'ye hava saldırıları düzenleyen ABD'nin emriyle kurtarma görevlileri tarafından düzenlendiğini iddia etti.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü, 1 Mart 2019'da Duma'da kimyasal silah kullanıldığını teyit etmiş olsa da OPCW'nin Şam yönetimini sorumlu tutan raporunun yayınlanması uzun süredir bekleniyordu.
Duma vakası, iki eski çalışanın sızdırdığı bilgilerin Lahey merkezli OPCW'nin daha önceki bulgularına şüphe düşürmesi nedeniyle tartışmalara neden olmuştu.
Ancak örgüt, müfettişlerinin "bir dizi olası senaryoyu değerlendirdiğini" ve "Suriye Arap Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri'nin bu saldırının faili olduğu" sonucuna vardıklarını bildirdi.
OPCW Genel Direktörü Fernando Arias, "Duma'da ya da herhangi bir yerde kimyasal silah kullanımı kabul edilemez ve uluslararası hukukun ihlalidir. Dünya artık gerçekleri biliyor. OPCW'den bağımsız harekete geçmek uluslararası topluma düşer." değerlendirmesinde bulundu.
OPCW: Zehirli gaz saldırısı Suriye helikopteri ile yapıldı
Bazı kaynaklara göre, Duma'yı hedef alan kimyasal silahlı saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 78 kişi yaşamını yitirdi.
OPCW'nin raporunda, 7 Nisan 2018'de "Dumayr hava üssünden kalkan ve Kaplan Güçleri'ne bağlı faaliyet gösteren Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait en az bir Mi-8/17 helikopterinin iki sarı silindir attığı" bilgisi yer aldı.
Ayrıca raporda, silindirlerin Duma'nın merkezindeki iki konuta isabet ettiği belirtildi.
Raporda ilk tüpün "patladığı ve çok yüksek konsantrasyonlarda zehirli gaz olan kloru hızla saldığı, bunun da bina içinde hızla yayılarak 43 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin de etkilenmesine yol açtığı" kaydedildi.
İkinci tüpünse bir daireye çarparak bir miktar klor salımı yaptığı ve "olay yerine ilk ulaşanları hafif şekilde etkilediği" aktarıldı.
Müfettişlerin raporu hazırladığı sırada 70 çevresel ve biyomedikal örnek, 66 tanık ifadesi ve adli analizin yanı sıra uydu görüntüleri, gaz dağılım modellemesi ve yörünge simülasyonları dahil diğer bazı verileri inceledikleri ifade edildi.
Duma'da 7 Nisan 2018'de düzenlenen kimyasal silahlı saldırı, yaklaşık 5 yıl boyunca Şam yönetimi ve destekçilerinin (Rusya, İran, Hizbullah) yoğun ablukasına maruz kalan Doğu Guta bölgesindeki zorunlu tahliyelerin yaşandığı sırada meydana gelmişti.
Hafızalara kazınan olayda, çoğu kadın ve çocuk yüzlerce sivil de zehirli gazlardan etkilenerek tedavi gördükten sonra evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Rusya, katliamdan 5 gün sonra ordu güçlerinin Duma ve Doğu Guta'nın tümünde kontrolü ele geçirdiğini duyurmuştu.
Hafızalara kazınan diğer kimyasal silah saldırıları
Esad yönetimi, ilk büyük kimyasal silahlı saldırısını 21 Ağustos 2013'te yine başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yapmıştı.
Uzun süre uluslararası camianın gündeminde kalan olayda 1400'ün üzerinde sivil hayatını kaybetmişti.
Suriye ordu güçleri, 4 Nisan 2017'de de İdlib'in Han Şeyhun ilçesinde sivilleri kimyasal silah saldırısıyla hedef almıştı.
Söz konusu katliamda 100'den fazla sivil yaşamını yitirmiş, 500'den fazla sivil yaralanmıştı.
Suriye İnsan Hakları Ağına göre, Esad yönetimi, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere en az 217 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi.
Analistlere göre Şam yönetimi, iç savaşta işlediği savaş suçlarından dolayı, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) üye olmadığı için yargılanamıyor.
Ayrıca BMGK toplantılarında Rusya ve Çin tarafından korunduğu için herhangi bir kollektif yaptırıma maruz kalmıyor.