Son olarak 1987 yılında “Allahım Sen Bilirsin” ile sinema seyircisi karşısına çıkan ünlü sanatçı Ferdi Tayfur, 23 yıl aradan sonra “Yağmur Durunca” adlı kitabını iki bölüm halinde sinemaya uyarlamaya hazırlanıyor.
Büyük alışveriş merkezlerindeki konforlu sinema salonlarının bulunmadığı, mahalle aralarındaki beton duvar ve onun yansıttığı beyaz perdede hayranlarının karşısına müzikal ve duygusal filmlerle çıkan Ferdi Tayfur, sinemada yeniden çıkış yapmak için çalışmalarına başladı.
“Çeşme”, “Huzurum Kalmadı”, “Kır Çiçekleri” ve “Derbeder” gibi, 1980'li yılların gişe rekorları kıran filmlerine imza atan Ferdi Tayfur, memleketi Adana'da, yaptığı açıklamada, 23 yıl aradan sonra yapımcılığını üstleneceği filmde oyuncu olarak da yer alacağını söyledi.
Her biri bir başka şarkı üzerine yazılmış senaryolardan oluşan yaklaşık 40 sinema filmi ile seyircisinin karşısına çıkan Ferdi Tayfur, sinemada yeniden çıkış yapmaya hazırlandığını belirterek, “Son olarak 1987'de 'Allahım Sen Bilirsin' adlı filmim ile sinema seyircisi karşısına çıkmıştım. Şimdi, 2010 yılında 'Yağmur Durunca' adlı kitabımı iki bölüm halinde sinemaya uyarlayacağım” dedi.
Tayfur, kitabın öncelikle senaryoya dönüştürülmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu kitaptan 2 film çıkacak. Eski filmlerimin tadını bu kez yüksek teknoloji ile destekleyip, sinemaya bomba gibi dönüş yapacağım. Aklımdaki sanatçılar Kenan İmirzalıoğlu ve Özgü Namal. Birinci bölümde oynayan jön olacak. İkinci bölümde ben oynayacağım” diye konuştu.
Filmin konusu hakkında da ipucu veren Tayfur, Adana Cezaevinden İstanbul'daki bir cezaevine sürgün giden kişinin başından geçenlerin anlatıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bu filmin çok büyük bir izleyici kitlesine ulaşacağına inanıyorum. Nasıl ki yıllar sonra 'Emmioğlu' adlı şarkım büyük bir dinleyici kitlesine ulaştıysa filmim de öyle olacak. Emmioğlu, korsanlarıyla birlikte 5 milyon sattı. Bu da gösteriyor ki beni sevenler de sevmeyenler de, sevdiğini belli etmeyenler de o kaseti aldı ve dinledi. Ben başarısız olacak hiçbir projeye imza atmam.”
AYHAN IŞIK, EKREM BORA VE EDİZ HUN
Adana'dan, 1960-70'li yıllarda meşhur olmak için İstanbul'a gittiğinde, kendisine figüranlık teklif edildiğini, ancak kabul etmediğini anlatan Tayfur, şöyle devam etti:
“O dönemde torpil lazım, tip lazımdı. Ben de çok da güzel tipli adam değilim. O zamanlar Ediz Hun vardı, Ayhan Işık vardı, Ekrem Bora vardı. Uzun boylu, yakışıklı adamlardı. Bu yüzden oyunculukta çok şansımı zorlamayıp öncelikle şarkı söylemeyi tercih ettim. Yani şöhretimin sermayesi tipim değil sesim oldu.”
Tayfur, bugünün sanatçılarının meşhur olmaları için ellerinde birçok fırsat ve araç bulunduğunu belirterek, “Oysa bizim dönemimizde televizyonu bile göremezdik. Sadece 1979'u 80'e bağlayan gecede televizyona çıkabildim. Şimdi internetten bile meşhur olmak mümkün” dedi.
AA