251 şehit gerçeği BM kayıtlarında

15 Temmuz'da hayatını kaybeden 251 kişiyle ilgili hazırlanan raporlar, Birleşmiş Milletler tarafından dikkate alındı. BM, bu ölümlerden 70'inin askerlerle doğrudan ilişkisi olmayabileceğini soruşturmaya değer buldu ve raporları BM’nin resmi web sitesinde yayınlandı. Bu gelişmeyle AİHM ve BM'deki ihlal başvurularında savunma olarak bu bilginin kullanılabilmesinin önü açıldı.

Bold Medya'da yer alan habere göre 15 Temmuz gerçeklerini araştırma platformu koordinatörü Selçuk Adıgüzel, 15 Temmuz kaos ve kumpas gecesinde hayatını kaybeden 251 kişiyle ilgili bağımsız araştırmacılar olarak hazırladıkları raporların, uluslararası alanda ses getirdiğini duyurdu. Buna göre, ilk kez bir uluslararası kuruluş olan Birleşmiş Milletler, 15 Temmuz’da gerçekleşen ölümlerden 70’inin askerlerle doğrudan ilişkisi olmayabileceğini soruşturmaya değer buldu. Bu tespit, Birleşmiş Milletler’in (BM) resmi web sitesinde yayınlandı ve önemli bir hukuki tartışmanın kapısını araladı.

BM’DE 14 EKİM-8 KASIM ARASINDA TÜRKİYE SORGULAMASI YAPILACAK

Araştırmacı Selçuk Adıgüzel bu önemli gelişmeyi YouTube kanalında yayınladığı yeni videoyla duyurdu;

”Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin üyesi olduğu ve belirli sözleşmelere taraf olduğu iki önemli uluslararası kurum olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin insan hakları sicilini denetleyen BM bünyesindeki İnsan Hakları Komitesi, özellikle Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin uygulamalarını izlemekle yükümlü. Bu bağlamda, Türkiye’nin adil yargılanma ihlalleri, işkence iddiaları ve benzeri meseleler incelenmekte.  14 Ekim – 8 Kasım tarihleri ??arasında gerçekleştirilecek bu toplantıların bir günü sadece Türkiye sorgulamasına ayrılmış durumda. Bu oturumda, insan hakları gönüllüleri ve diğer kuruluşlar tarafından ortaya konan sorular Türkiye’ye yönlendirilecek ve bu soruların aydınlatılmasına yönelik bilgiler talep edilecek.

15 TEMMUZ ÖLÜMLERİNİN ASKERLERLE İLGİLİSİ OLMADIĞI

15 Temmuz gecesi gerçekleştiği iddia edilen 251 kişinin ölümüne dair araştırmalarımız sonucunda, 70 ölümün askerlerle doğrudan ilgili olmadığını ortaya koyduk. Bu önemli bulgu, ilk kez bir uluslararası kuruluş nezdinde dikkate alınarak BM’nin resmi web sitesinde yayınlandı. Bu gelişme, AİHM ve BM önüne gelecek olası ihlal başvurularında savunma olarak kullanılabilmesi açısından önemli bir adım.”

BAĞIMSIZ ARAŞTIRMACILARIN ÇALIŞMALARI

Araştırmacı Selçuk Adıgüzel, bağımsız araştırmacılar olarak yaptıkları çalışmaların uluslararası alanda ilk kez karşılık bulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Adıgüzel, “251 kişinin ölümünün 70’inin askerlerle ilgili olmadığı yönündeki bulgularımız ilk defa bir uluslararası kuruluş tarafından soruşturmaya değer görüldü,” dedi. Adıgüzel’in yürüttüğü bu önemli çalışmalar, BM İnsan Hakları Komitesi’nde de gündeme alınarak incelendi.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİ VE BM’NİN TUTUMU

BM, insan hakları ihlalleriyle ilgili yaptığı incelemelerde Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinden ve yurt dışındaki insan hakları gönüllülerinden destek alıyor. Türkiye’deki işkence ve adil yargılanma ihlalleri gibi konularda hazırlanan raporlar, BM tarafından incelenip uygun görüldüğünde resmi web sitesinde yayınlanıyor. Bu kapsamda hazırlanan raporlarda ilk kez 15 Temmuz’da hayatını kaybeden 251 kişiyle ilgili çalışmalar da yer aldı.

AİHM VE BM ÖNÜNDEKİ DAVA SÜREÇLERİNE ETKİSİ

BM İnsan Hakları Komitesi’nin bu çalışmaları dikkate alması, 15 Temmuz’la ilgili AİHM ve BM önünde açılacak ihlal davalarında önemli bir savunma zemini oluşturuyor. Türk hükümeti, 15 Temmuz ile ilgili davalarda genellikle “251 insanımız şehit edildi” savunmasını öne sürerken, bu yeni bulgular davaların seyrini etkileyebilecek nitelikte.

ULUSLARARASI KURULUŞ İLK KEZ TARTIŞMAYA DEĞER BULDU

Bir uluslararası kuruluşun, 15 Temmuz’da gerçekleşen ölümlerin 70’inin askerlerle ilgili olamayabileceğini soruşturmaya değer bulması ve bu çalışmaları BM’nin resmi web sitesinde yayınlaması, hukuki süreçlerde kullanılabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu adım, Türkiye’deki insan hakları ihlalleriyle ilgili başvuruların sonuçlanmasında da etkili olabilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Bu raporların uluslararası arenada ses getirmesi, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve yargı süreçlerine dair yeni bir zemin oluşturabilir.
07 Ekim 2024 22:14
DİĞER HABERLER