26. Abant Toplantısı, 'Yeni Anayasa'nın Çerçevesi' konusuyla Bolu Abant'ta Palas Oteli'nde başladı.
Toplantıda anayasa hukukçuları, aydınlar, yazarlar, farklı branşlardan akademisyenler görüş ve önerilerini ortaya koyacak. Vatandaşlık ve kimlikler; ana dilde eğitim; üniter devlet-özerklik dengesinde yerel yönetimler; inanç özgürlüğü, diyanet ve din dersleri; yeni anayasada cumhurbaşkanının konumu beş oturumun başlıca ana başlıklarını oluşturuyor. Toplantıda Abant Platformu'nun yaptığı çalışmaları anlatan 6 dakikalık bir film izletildi.
"YENİ ANAYASA DEVLETİ DEĞİL, İNSANI ESAS ALMALI"
26. Abant Toplantısı'nın açılışında bir konuşma yapan Bolu Valisi İbrahim Özçimen, artık temel sorunların görülemeyeceği bir noktaya gelindiğini söyledi. Yeni anayasanın devleti değil insanı esas alan bir metin olması gerektiğine dikkat çeken Özçimen, yargı devleti koruyan değil, hukuk düzeni koruyan bir yapıda olması gerektiğini belirtti.
"DEMOKRASİNİN TEMELLERİNİ ATACAK BİR ANAYASA OLMALI"
Abant Platformu Dönem Başkanı Prof. Dr. Levent Köker, özgürlükçü ve katılımcı değerler üzerinden bu çalışmayı yapmayı düşündüklerini söyledi. Bu çoğulcu ve özgürlükçü ortamı daha da üst seviyeye taşıma gayreti içinde olduklarını vurgulayan Köker, yeni anayasanın toplum için özgürlük ve demokrasinin temellerini atacak bir anayasa olması gerektiğini belirtti. Meclis Başkanı'nın elini taşın altına değil kayanın altına koyduğu bir çalışmanın içine girildiğini dile getiren Köker, Meclis'te temsil edilen siyasi partilerin tamamen farklı ve yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda ittifak etmiş durumda olduklarını kaydetti. Toplumun umutsuz ve desteksiz oluşu görüşünün aslında bakılan yere göre tespit edilen bir konu olduğuna dikkat çeken Köker, aslında tam tersinde bakılmasının daha doğru olduğunu ifade etti.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Abant toplantılarından çıkan bildiriden bahsetti. Yeşil, yeni bir baharla birlikte toplumu ısıtacak bir anayasa olması temennisinde bulundu.
"YENİ ANAYASA HESAPLAŞMA METNİ OLMAMALI"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, toplumlar için önemli bir metin olduğunu, ancak bütün sorunları çözecek nihai bir metin olmadığını ifade etti. Bu ülkenin gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Toprak, yeni anayasada herkesin beklentisinin aynı olmadığını kaydetti. 12 Eylül Anayasasının tarihte en çok tartışılan anayasa olduğunu dile getiren Toprak, en büyük rolün hükümetin olduğunu belirterek, yeni anayasananın hesaplaşma metni olmaması gerektiğini söyledi. Herkesin sadece kendi cephesinden değil öteki cepheden de bakması gerektiğini vurgulayan Toprak, herkesin uzlaştığı bir metin olması gerektiğini ifade etti.
"İKTİDAR FARKLI SESLERİ YADSIMAMALI"
İktidar olmanın başka farklı sesleri yadsımak anlamına gelmemesi gerektiğini dile getiren Toprak, insanın yaşamın kaynağı kabul edildiğini belirterek, bütün bu çabaların insanlık tarihine bakıldığında binlerce yıl çekilen acının tecrübesini yansıttığını kaydetti. Sorunların üzerine yürümek gerektiğinin altını çizen Toprak, bunun bir özgürlük yürüyüşü olması gerektiğini belirtti. Hiçbir toplumun ortak akıl ve vicdanın yanlış üzerine ittifak edemeyeceğini anlatan Toprak, ortak bir dile ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Yeni anayasanın bataklığa dönüşmemesi, etrafını yeşertmesi gerektiğini ifade eden Toprak, barışı, farlılıklara saygıyı koruması gerektiğini anlattı. Toprak, anayasanın demokrasi, insan hakları, din ve vicdana yönelik olması gerektiğini söyledi. Herkesin sorumluluğunu sağlıklı bir yaklaşımla benimsemesi gerektiğini belirten Toprak, iyi bir sonuç çıkacağını umduğunu ifade etti.
MECLİS BAŞKANI ÇİÇEK: 'BUNLAR MI ANAYASAYI YAPACAK?' HAVASI YAYGINLAŞTIRILMAMALI
26. Abant Toplantısı'nda konuşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, en fazla tartışılacak müzakere başlıklarının bu toplantıda ele alınacağını söyledi. Uzak yakın demeden, katılanların azlığına bakmadan, kimin katılacağına bakmadan bu konuyu gündemde tutmaya çalıştıklarını anlatan Çiçek, Türkiye'de yeni bir anayasa sorunu olduğuna inandığını ve en fazla mesai harcadığı konuların başında geldiğini belirtti. Gerçekten halkın katılımının sağlanması ve düzgün bir Türkçe ile yazılırsa anayasadan kaynaklı önemli bir sorunun geride bırakılacağını anlatan Çiçek, bu çabanın olumlu sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı. Anayasa için inanmak ve inandırmak gerektiğini dile getiren Çiçek, samimi olarak Türkiye'nin yeni bir Anayasa ihtiyacının olduğunu açıkladı.
Bu konuda kendilerinin gerçekten samimi olduklarını dile getiren Çiçek, herkesin birbirine 'sayın' diye ifade ettiğine dikkat çekti. Anayasa komisyonunda 'sayın'ların kalktığı, yeri geldiğinde şaka yapılan bir ortama gelindiğini anlatan Çiçek, suçlama diliyle bir yere varılamayacağını, suçlayınca da mesafelerin açıldığını ifade etti. Bir bayram havasına ihtiyaç bulunduğunu, suçlamalardan ve sertliklerden uzak durulması gerektiğini anlatan Çiçek, toplumun çok önemli bir kesiminin böyle düşündüğünü, böyle bir siyaseti özlediğini bildiğini dile getirdi.
İlk defa 4 siyasi partinin yan yana bir konu için bir araya geldiğini ve ülkenin her yanına gittiğini belirten Çiçek, bu tabloyu kurumsallaştırıp Türkiye'nin her yanına yansıtılması halinde bu anayasanın yapılabileceğini söyledi. Ülkenin her yanından bu toplantıların yapılması için talepler geldiğini dile getiren Çiçek, son iki aydır önemli katılımlar olduğunu söyledi.
Meclis'te, ümitsizliği pompalayan bazı görüntülerin oluştuğunu hatırlatan Çiçek, 'bunlar mı Anayasayı yapacak' sorusunu gündeme getirecek bu havanın yaygınlaşmasına fırsat verilmemesini istedi. 'Daha en basit bir konuda dahi anlaşamayan bu partiler, bir araya gelip Anayasa mı yapacak?' düşüncesinin oluşmaması için burada herkese büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Çiçek, partilerin genel başkanlarının da bu görüntülerin doğru olmadığını söylemesi gerektiğini ifade etti. Meclis'te yaşanan bu görüntülerin hoş olmadığının altını çizen Çiçek, "Kavga ortamında birbirimizi anlayamayız ama anlamaya ihtiyacımız var. Onun için düzgün bir üslupla konuşmak, ağza alınmayacak üslup kullanmak doğru olmaz." şeklinde konuştu.
Bu Anayasanın yapılmaması halinde 30 yıl daha mevcut anayasaya hayat hakkı tanınmış olacağına dikkat çeken Çiçek, her bir, bir buçuk senede bir anayasa konusuyla Türkiye'nin meşgul edildiğini belirtti. Bundan sonra ise 30 yıl 'sen engel oldun' diye tartışmanın devam edeceğini ifade etti.
"VATANDAŞIN KATILIMI YETMİYOR, İZLENMESİ GEREKİYOR"
Sürece vatandaşın katılımın yetmediğini, izlenmesi gerektiğini anlatan Çiçek, toplumun bu dört siyasi partiyi çok iyi izlemesini, herkesin karnesini tutmalarını, kimin ne dediğine şahitlik etmelerini istedi. Meclis'te çoğunluğa bakılmaksızın bir uzlaşma komisyonu oluşturulduğunu dile getiren Çiçek, yeni anayasanın bu Meclis'in yapacağı konusundaki uzlaşmayı hatırlattı. Çiçek, 30 Nisan'a kadar katılım sürecinin olduğunu ancak bu tarihten sonra da devam edeceğini söyledi. Kaba bir takvim belirlediklerini söyleyen Çiçek, 1 Mayıs'a kadar gelen görüşler doğrultusunda anayasanın yazılımın yapılacağını söyledi.
"Eksikliğimiz olacak, yanlışımız olacak. Konjonktür ve siyasi tartışmalardan etkilenebiliriz." diyen Çiçek, mutlaka sade vatandaşın olumlu katkı vermesini beklediklerini ifade etti. Olumsuzluklar da yaşanacağına dikkat çeken Çiçek, bu olumsuzlukları öne çıkararak toplumun moralini bozmanın ise çok fazla faydalı olmayacağını vurguladı.
"Bütün Türkiye burada diye düşünüyorum." diyen Çiçek, bu toplantıdan çıkacak sonucu komisyon olarak en iyi şekilde değerlendireceklerini söyledi. "Herkes benim dediğim doğru derse, o zaman herkes bulunduğu yerde çakılı kalır. Kapıyı açık bırakan bir kültürden, gelenekten geldiğimize inanıyorum." diyen Çiçek, uzlaşmanın değerleri gözardı etmek anlamına gelmeyeceğini belirterek uzlaşmanın herkesin bulunduğu noktada esneyeceğini belirtti.
"Uzlaşma olmazsa cevabını herkesin çok iyi vermesi gerekiyor." diyen Çiçek, "Uzlaşma olmazsa postmodern suçlama ve ithamlar dönemini başlatmış oluruz. Ne nasıl olmalı, bunu toplumdan bekliyoruz. Yeni bir Anayasa yazmıyoruz, yeni Anayasa yapıyoruz." şeklinde konuştu.
ABANT PLATFORMU 'YENİ ANAYASA'NIN ÇERÇEVESİ'Nİ TARTIŞIYOR - CANLI YAYIN...