28 Şubat'ta Refah'a şimdi Cemaat'e!

28 Şubat'ta Refah'a şimdi Cemaat'e!
Çözüm sürecindeki ihmal ve hataları terör örgütünü palazlandıran hükümetin, ‘Hizmet Hareketi’ni PKK ile yan yana gösterme çabası, akıllara durgunluk veren bir kumpasa dönüştü. ‘Cemaat evinde kalan bombalı eylem hazırlığındaki PKK’lılar yakalandı; Gülen’in kitapları bulundu’ diye kurgulanan ‘sır’ adamlar sürüldü sahneye. Twitter fenomeni Fuat Avni tarafından deşifre edilmesine rağmen iktidar medyası destekli yürütülen bu algı operasyonu, aslında 28 Şubat Süreci’nden miras.

Refah Yol’a ‘Algı Operasyonu’

‘Dini kesimleri terör ile irtibatlı gösterme’ çabası, cunta yöntemiydi. ‘İrtica-PKK el ele’ söylemi ile Refahyol (RP-DYP) hükümet itibarsızlaştırılacak, mütedeyyin kesimlere baskı meşrulaştırılacaktı. Haziran 1997’de Çekiç Harekatı’na katılan askeri helikopter düştü ve 11 şehit verildi. Kamuoyu ayağa kalktı. Hemen ardından bir manevrayla dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri, Kuzey Irak operasyonu için ödenek verilmediğini ileri sürdü. Hürriyet başta gazetelere ‘Gaflete öfke’ manşetleri attırıldı. Hükümeti vatan hainliği ve PKK ile mücadeleye para vermemekle suçlayan demeçler patladı. Sürecin kudretli ismi Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, dönemin RP’li Maliye Bakanı Abdüllatif Şener’i suçladı. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan ile görüştü. Neticede, Maliye’nin TSK’ya güvence verdiği açıklandı. Gerçekte, ödenek sıkıntısı yoktu ama kamuoyu buna inandırılmıştı.



‘MGV ve HADEP kolkola’

1997’deki ünlü yargı ve medya brifinglerinde de benzer vurgular vardı. Sunumlarda, “İrticai kesim, ideolojisini ülkeye yerleştirmek doğrultusunda, kanlı terör örgütü PKK ile ilişkiye girmekten kaçınmamakta… Siyasi İslam amacına ulaşmak için PKK ile de işbirliği yapmaktadır. Milli Gençlik Vakfı ve HADEP yoğun bir temas içindedir…” denilmişti. Brifingden 4 gün sonra Hürriyet, ‘İhanetin itirafı’ manşeti ile çıktı. Eski RP Milletvekili Hasan Mezarcı’nın, “Hem şeriat hem de Kürt devleti kurulacak.” dediği, Genelkurmay’ın son brifingdeki ‘RP şeriat devleti kurmak için PKK ile işbirliği yapıyor’ iddiasının pekiştiği ileri sürülüyordu. Haber tıpkı bugünkü soruşturmalarda olduğu gibi uydurma bir ihbardan ibaretti. Mezarcı beraat ettiğinde algı operasyonu istediği neticeyi almıştı bile. RP’nin 1994 yerel seçimlerinde ‘sarı-yeşil-kırmızı’ renkler kullanması, PKK elindeki askerleri kurtarmak için kampalara giden heyette RP’li vekilin bulunması da ithamlara malzeme yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Askerlik yan gelip yapma yeri değildir.” sözü çok eleştirildi. Geçmişte şehitlere ‘kelle’ dediği,  Öcalan’a ‘sayın’ diye hitap ettiği gündeme getirildi sürekli. MHP, çözüm süreci, Habur skandalı, PKK ile Oslo ve HDP ile Dolmabahçe buluşmalarını hükümete yönelik ‘yıkım projesi, ihanet’ suçlamaları arasında yargıya taşıdı.

Şehit cenazeleri hala yürekleri yakıyor, terör ülkeyi vuruyor. AKP hükümeti ise 6-7 Ekim Kobani olaylarından Suruç katliamı, Sur, Nusaybin ve Ankara patlamalarına uzanan süreçte sorumluluğu ‘paralel’ söylem de ekleyerek hep başkalarına atıyordu. Son algı operasyonu da diğerleri gibi tel tel dökülüyor.

Devlet Ajansı, ‘operasyon’ yapıyor

Dün 28 Şubatçıların Refah Partisi’ne yaptığını, bugün devletin haber ajansı AA, Hizmet Haraketi’ne yapıyor. AA, Cemaat ve PKK terör örgütünü birlikte hareket ediyormuş gibi göstermek için akıl almaz haberlere imza atıyor. Halkın vergileriyle ayakta duran AA, son olarak Mersin’de Hizmet’e kurulan kirli kumpası abonelerine ‘operasyon’ diye servis etmişti. AA’nın ‘operasyonel’ haberinde, Efendimiz’in (sas) hayatını anlatan Fethullah Gülen’e ait Sonsuz Nur kitabı, silah ve bombalarla birlikte teşhir edilmişti.

05 Mayıs 2016 18:01
DİĞER HABERLER