Sapasağlam gözaltına alındı, adım adım ölüme sürüklendi ve bu sabah 33 yaşında hayatını kaybetti..
Sapasağlam girdiği cezaevinden, belden aşağısı tutmaz vaziyette, makinelere bağlı halde tahliye edilen Kadir Eyce bu sabah hayata gözlerini yumdu. Eyce'nin son fotoğrafında tanınmayacak kadar zayıfladığı görülüyor.
Sekiz yıllık polis memuru Kadir Eyce (33), gözaltı süreci ve cezaevinde yaşadıklarının ardından yakalandığı hastalık sonucunda hayata gözlerini yumdu. Cezaevinde zamanında tedaviye gönderilmeyen ve tahliye edilmeyen Eyce, şuuru kapalı, belden aşağısı felç ve tuvalet ihtiyacı borularla giderilebilen bir duruma düşmüştü. Eyce’ye yapılanlar, işkence ve ağır insan hakları ihlalleriyle dolu.
SAPASAĞLAM GÖZALTINA ALINDI
Sivas’ın Zara ilçesinde görevli polis memuru Kadir Eyce, 2016 yılı Ekim ayında gözaltına alındı. Herhangi bir sağlık problemi yoktu ve kilosu 90'ın üzerindeydi. Gözaltı süreci boyunca kendisine Gülen Cemaati’nden olduğu, cemaatten tanıdığı kişilerin isimlerini vermesi yönünde baskı yapıldı. Kendisinin olay yeri inceleme polisi olduğunu, sadece teknik bir personel olduğunu, görevini başarıyla yaptığını anlatan Eyce, psikolojik ve fiziki baskıya rağmen, suçlamaları reddetti.
İNSANLIK DIŞI ŞARTLAR SONUCU HASTALANDI
Gözaltı süresince, beslenme problemleri, soğukta uyumak zorunda kalmak, sürekli psikolojik baskı, stres pozisyonunda tutulma gibi sebeplerle Kadir Eyce’nin karın bölgesinde şiddetli ağrılar başladı. Ancak dilekçe vermesine rağmen tıbbi yardım alamadı. 2016 yılı Ekim ayı içerisinde çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nde “Bank Asya’da hesabı bulunması” nedeniyle tutuklanarak Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Tutukluluğu sırasında karın ağrıları şiddetlenen Kadir Eyce’nin anlatımlarına göre, hastaneye gidebilmek için verdiği onlarca dilekçeye karşılık verilmedi.
(Kadir Eyce, eşi ve kanserden kaybettikleri 3 yaşındaki oğulları Murat Talha’yla mutlu günlerinde görülüyor)
TUVALETE GİDEMEZ HALE GELDİ
Kadir Eyce’nin şiddetlenen ağrıları özellikle tuvalete gittiği sırada artmaya başladı. Büyük ve küçük tuvaleti sırasında ağrıları dayanılmaz boyuta gelen Eyce, çareyi çok az yemek yemekte buldu.
Aradan geçen aylar boyunca her geçen gün durumu kötüleşen Eyce’nin tek başına yürüyemez hale gelmesinin ardından hastaneye sevki yapıldı. Önce Sivas Numune Hastanesi’ne gönderilen Eyce, buradan Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne sevkedildi. Ancak Kadir Eyce’nin anlatımlarına göre, Cumhuriyet Hastanesi’nde kendisiyle ilgilenilmedi, detaylı tetkikleri yapılmadı, tedaviye başlanmadı ve sürekli “başka gün gelmesi” istenerek cezaevine geri gönderildi.
“GECELERİ AÇLIKTAN UYUYAMIYORUM”
Cezaevinde durumu her geçen gün ağırlaşan Kadir Eyce, sonunda yürüyemez hale geldi. Koğuşundan görüş ve ailesine telefon etmek için koluna giren gardiyanlarla çıkabilir hale düştü.
Eyce’nin, ailesi ve avukatlarına son anlatımında, “Tuvalete gidemiyorum, bu sebeple yemek de yemiyorum. Aç kaldığım için iyice bitkin düştüm, hastalığım ilerledi, geceleri açlıktan ve ağrıdan uyuyamıyorum” dediği öğrenildi.
Sekiz yıllık polis memuru Kadir Eyce, gözaltı süreci ve cezaevinde yaşadıklarının ardından ölümle pençeleşmeye başladı. Şuuru kapandı, belden aşağısı felç oldu, tuvalet ihtiyacı borularla giderilebildi. 33 yaşındaki Eyce'nin yaşadıkları ağır işkencenin sonucuydu.
(Kadir Eyce, cezaevinden hastaneye nakledildiği ilk günlerde… Eski fotoğrafına göre aşırı derecede zayıflamış görülüyor)
BELDEN AŞAĞISI TUTMAMAYA BAŞLADI
Ailesi ve avukatının “Kadir Eyce’nin ölmek üzere olduğu, bundan tüm yetkililerin sorumlu olacağı” şeklindeki peş peşe dilekçeleri ve yoğun baskıları sonucunda Kadir Eyce’nin tahliyesi yönünde karar çıktı.
Ekim 2016’da gözaltına sapasağlam giren Kadir Eyce’yi devlet; belden aşağısı tutmaz vaziyette, aşırı derecede zayıflamış ve tuvalete bile gidemez halde geri verdi.
29 yaşındaki eşi ve ailesi perişandı. Gözaltı sırasında oğlunun durumunu gören babasının “İnşallah oğlumu burada öldürmezler” sözü neredeyse gerçek olmuştu.
DOKTOR: “ARTIK ÇOK GEÇ”
Kadir Eyce, ailesi tarafından Mersin Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldü. Yapılan tetkiklerde, mide ile bağırsağı arasında bir ur oluştuğu, tedavi için çok geç kalındığı ve artık ameliyatla müdahale edilemez hale geldiği söylendi. Kadir Eyce’nin karnına büyük tuvaleti için ayrı, küçük tuveleti için ayrı iki delik açıldı. Mama gibi yiyeceklerle beslenmeye başlandı.
Doktorlar, normalde ilaçla yok edilebilecek küçük bir kitlenin, geç müdahale edilmesi, tedavi yapılmaması ve kötü beslenme-psikolojik faktörler nedeniyle hızla büyüdüğünü ve sindirim sistemini çökerttiğini, artık müdahale edilemeyeceğini belirttiler. Uru almak için yapılacak ameliyat Kadir Eyce’nin ölümüne neden olabilecekti.
(Kadir Eyce'nin hastahanede ölmeden önce çekilen son fotoğrafı. Aşırı zayıflamış görülüyor)
ŞUURU KAPANDI
33 yaşında makinelere bağlı hale gelen Eyce, son derece zor ve acılı geçen bir günler yaşadı. Zaman zaman şuuru kapanan Eyce, makinelere bağlı halde sürekli olarak şiddetli ağrılar ve acılarla müadele etti. Gözaltına 90 kilonun üzerinde alınan Eyce, bir deri bir kemik hale geldi.
Son günlerinde ailesinin gözleri önünde adeta eridi.
GEÇEN YIL ÇOCUĞUNU KAYBETMİŞTİ
Eyce ailesi geçen yıl 3 yaşındaki oğulları Murat Talha’yı toprağa vermenin acısını atlatamamışken şimdi daha büyük bir dramla karşı karşıya. Daha üç yaşında kansere yenik düşen Murat Talha’nın ardından aile şimdi de Kadir Eyce'yi toprağa verecek. 29 yaşındaki eşi Emel Eyce ise hayatta yapayanlız kaldı.
“BENDEN HEP İSİM İSTEDİLER”
Hakkında hiçbir delil ortaya konulmayan Kadir Eyce’nin dosyasındaki tek şey Bank Asya’da hesabı bulunmasıydı. Yakınlarının anlatımına göre hastane sürecinde çabuk yorulduğu için çok az konuşabilen Kadir Eyce sürekli olarak, “Benden hep isim istediler, ben suçsuzdum, kimseye de iftira atmadım” diyordu.
aktifhaber.com