1980 ihtilali sonrası siyasi suçlardan cezaevine girdiği için çalıştığı bir inşaattan 4 günlük yevmiyesini alamayan Aydınlı Mehmet Vergili'ye (58) alacağı, 36 yıl sonra ulaştı. Kendisinin de unuttuğu alacağını hiçbir zaman unutmayan ve çocuklarını da borcunu vasiyet eden Kemal Serinci, Danimarka'ya taşınmasına rağmen borçlu oldukları kişiyi bulmaktan vazgeçmedi. Sonunda alacaklıyı bularak borcunu ödeyen Kemal Serinci, "Yıllar sonra buldum Mehmet Vergili'yi, konuştuk. Çalıştığı yevmiyelerin bedelini vereyim dedim, 'istemez' dedi. Zorla gönderdim, hakkını helal et dedim. Helalleştik. Artık huzurluyum, kimsenin bir lirası bende kalsın istemem. Bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğim." dedi.
Aydın Efeler Belediye Meclis Üyesi Mehmet Vergili, 1980 ihtilali öncesi Ankara'da çalıştığı 4 günlük yevmiyesinin karşılığını 36 yıl sonra aldı. 80 ihtilalinde siyasi suçlardan cezaevine giren Vergili'yi 36 yıl sonra televizyonda gören o günkü işvereni, Danimarka'da yaşayan Çorumlu Kemal Serinci, uzun uğraşlar sonunda ulaştığı Vergili'yi, 4 günlük yevmiyesi olan 400 TL'yi ulaştırarak herkese örnek bir davranış sergiledi.
Aydın ile Danimarka arasında yaşanan olayın geçmişi 36 yıl öncesine dayanıyor. 1980 yılında Ankara'da inşaatlarda demir bağlama ustası olarak çalışan Efeler Belediye Meclis Üyesi Mehmet Vergili, ihtilal sonrası gözaltına alınarak Mamak Cezaevi'ne gönderildi. Cezaevine girmeden 4 günlük çalıştığı işin karşılığı olan ücretini alamayan Vergili, 7 yıl cezaevinde yattıktan sonra özgürlüğüne kavuştu. 36 yıl önce çalıştığı 4 günlük işin ücretini unutan Vergili, geçtiğimiz günlerde sürpriz bir telefon aldı. Arayan kişi, yıllar önce yanında çalıştığı Kemal Serinci idi. Telefona çok şaşırdığını belirten Vergili, "Telefonda kısa bir sohbet ettik ve bana esas arama sebebinin 36 yıl önce çalıştığı 4 günlük yevmiye ücretini ulaştırmak olduğunu söyleyince, şaşkınlığım iki katına çıktı. İhtilalden sonra ben cezaevine girdim, Kemal Bey Danimarka'ya taşınmış. Fakat 36 yıldır 4 günlük alın terimi hiç unutmamış ve ödemek için uzun süre bena ulaşmaya çalışmış. Geçtiğimiz yıl bir haberde beni görünce hatırlamış ve televizyon programı aracılığı ile bana ulaşmış." dedi.
Kemal Serinci'nin 4 günlük ücret için çocuklarına dahi vasiyet ettiğini öğrendiğini kaydeden Mehmet Vergili, "Ben o çalıştığım günleri unutmamıştım ama böyle bir şey için bir gün telefonumun çalacağını hiç düşünmemiştim. Çok şaşırdım. Telefonun ardından Kemal Bey ile internetten görüşmeye başladık. Yevmiyelerimin karşılığı olan emeğimin ödenmesi için çocuklarına dahi vasiyet etmiş. Fakat kendisi hayattayken bana ulaştı." şeklinde konuştu.
Danimarka'nın Randers kentinde yaşayan Kemal Serinci'nin, 36 yıl önceki emeğini ödemek için kendisine para göndereceğini söylediğini dile getiren Mehmet Vergili, "1980 yılındaki 4 günlük demir bağlama ustası yemiyesi için Kemal Bey bana 2 bin TL göndereceğini söyledi. Kabul etmedim. Hakkımı helal ettiğimi para istemediğimi kendisine söyledim. Fakat kabul etmedi. Ben de olayın ibret alınması gerektiğini düşünüp 3 çocuğum ve eşime vermek için ücretin yalnız 400 TL'sini kabul edebileceğimi belirttim. Ve PTT hesabına Kemal Bey 400 TL yatırdı." ifadelerini kullandı.
ATM'den Kemal Serinci'nin yatırdığı 400 TL'yi çeken Vergili, "Bu olay beni çok şaşırttı. Dürüstlük ve emeğe saygının tarifi bu olsa gerek. Dünyada böyle insanlar varmıymış deniliyor ya, işte o kelime bu beyefendi için kullanılabilir. Konu hakkında 3 çocuğuma ve eşime bilgi verdim. Yaşantılarının bu yönde şekillenip sürmesi için her birine 100'er lira verdim. Kemal Serinci'ye çok teşekkür ediyorum. Parayı gönderdiği için değil. İnsanlığın hala ölmediğini, emeğe saygının ne kadar ince bir konu olduğunu bana ve bizlere anlattığı ve hissettirdiği için." dedi.
Danimarka'da yaşayan Serinci ise telefonla yaptığı değerlendirmede, "Okul döneminde bizde çalışıyordu. Sıkıyönetim öncesi inşaatta çalışanın adını sordukları için isimlerini yazıyorduk. Mehmet'in adını yazdım. O gün yevmiyeleri aylık, haftalık veya günlük veriyorduk. Bir gün kalktık her yer kapalı, sıkıyönetim olmuş. Bir iki gün sonra işe gittim, bekliyoruz Mehmet yok, gelmedi. Mehmet'ten haber alamadık. Bende hakkı kalmıştı, sürekli rahatsız ediyordu. Çocuklarıma da söyledim. Egeli Mehmet Vergili diye birisi var. Onun bende hakkı vardı. Bulup verin dedim. Bulmak için uğraştım. Başına bir şey geldi diye korkmuştum o zaman. İşine bağlı çalışkan biriydi. Mehmet Bey alacağını unutmuş olabilir ama ben unutmadım. Daha sonra öğrendim ki Mamak Cezaevi'ne atmışlar. Askeri cezaeviydi, gidersem başıma iş açarım diye gidemedim. Parasını vermek için gitsek bile başımız belaya girerdi.
Yıllar sonra buldum Mehmet Vergili'yi, konuştuk. Çalıştığı yevmiyeleri vereyim dedim, istemez dedi. Zorla gönderdim, hakkını helal et dedim. Helalleştik. Artık huzurluyum, kimsenin bir lirası bende kalsın istemem. Bundan sonra da kendisiyle görüşeceğim." şeklinde konuştu.
Cihan CİHAN