Yayımlanan iki yeni bilimsel inceleme, şimdiye kadar 5G teknolojisine yönelik yapılan bütün önceki araştırmaları destekliyor ve bu yeni nesil bağlantı standardının, sağlık açısından herhangi bir tehlike oluşturmadığını gösteriyor.
Avustralya Radyasyondan Korunma ve Nükleer Güvenlik Ajansı (ARPANSA) ile Avustralya’daki Swinburne Teknoloji Enstitüsü’nün yönetiminde yürütülen incelemelerde, milimetre dalga frekanslarındaki (6 GHz’in üzerindeki düşük seviyeli radyo dalgaları) muhtemel tehlikelerin bulunması amacıyla daha önce yapılan 138 bilimsel çalışmaya bakılmış ve 100’den fazla deney yeniden analiz edilmiş.
Araştırmaların ve bilimsel analizlerin gelecekte devam etmesi muhtemel olsa da, 5G ve ilişkili teknolojiler hakkında şimdiye kadar bildiklerimizin derinlemesine incelendiği bu yeni çalışmaya göre insanların maruz kalacağı sinyal seviyeleri mükemmel derecede güvenli.
ARPANSA Değerlendirme ve Tavsiye Kurulu başkan yardımcısı Ken Karipidis şöyle aktarıyor: “Önceden yapılan tüm çalışmaların incelenmesi sonucunda, 5G şebekesinde kullanılanlar gibi düşük seviyeli radyo dalgalarının insan sağlığına tehlikeli olduğunu gösteren hiçbir kanıtlanmış bulguya ulaşılmadı.”
6 GHz ve üstü frekanslar her ne kadar radarlarda, tıbbi cihazlarda ve güvenlik cihazlarında (havaalanında içerisinden geçmiş olabileceğiniz tarama cihazları gibi) sürekli olarak kullanılsa da, 5G şebekeleri dünya genelinde yaygınlaştıkça çok daha geniş bir şekilde kullanılacaklar.
Veriler ile genotoksisite (mutasyonlar), hücre çoğalması, gen ifadesi, hücre sinyali, zar fonksiyonu ve diğer biyolojik etkiler üzerinde bildirilen sonuçları derinlemesine inceleyen araştırmacılar, “5G şebekesinde kullanılanlar gibi, 6 GHz üstü düşük seviyeli radyo dalgası alanlarının insan sağlığına zararlı olduğunu gösteren hiçbir doğrulanmış bulgu” bulamamışlar.
Araştırmacıların söylediğine göre bazı biyolojik etkiler olduğu belirtilse de, bunlar genel olarak bağımsız şekilde tekrarlanmamış ve titiz kalite kontrol yöntemlerinin olmadığı çalışmalarda görülmüşler; yine de önümüzdeki yıllarda 5G’ye yönelik daha fazla değerlendirmenin yapılmasını kesin olarak bekleyebiliriz.
“Gelecekte yapılacak deneysel çalışmalarda, tasarımın dozametreye ve ısı kontrolüne özel şekilde dikkat edilerek geliştirilmesini ve gelecekteki epidemiyolojik çalışmalarda, popülasyon üzerinde kablosuz iletişimle ilişkili uzun vadeli sağlık etkilerinin gözlenmeye devam edilmesini öneriyoruz” diyor Karipidis.
Araştırma takımının bulguları, Uluslararası İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu’nun (ICNIRP) ortaya koyduğu ve dünya çapında geniş biçimde benimsenen güvenlik standartlarıyla da uyum gösteriyor.
ARPANSA’nın derlediği güncel bir standart ise, kablosuz iletişimde kullanılan radyo dalgalarının ne zaman zararlı olabileceğini vurguluyor: Maruz kalınan WiFi dalgaları bu standardın 100 milyon kat altındayken, cep telefonu baz istasyonları ise 500.000 kat altında bulunuyor.
Araştırmacılar yeni teknolojinin güvenliğine yönelik duyulan endişelerin haklı ve anlaşılabilir olduğunu belirtiyor. Fakat sosyal medyada okumuş olabileceklerinize karşın, şimdiye kadar toplanan bütün sağlam deliller 5G kullanımının güvenli olduğuna işaret ediyor.
ARPANSA program müdürü Sarah Loughran, ZDNet’e şöyle aktarıyor: “Bu histerinin aktarılması bağlamında sahip olduğumuz temel farklılıklardan biri de kaynaklar. Bu sebeple, özellikle sosyal medya, geçmişte çok daha büyük bir şeydi ve 2G çıktığı zaman yoktu.
“Dolayısıyla eskiden endişelenen insanların, şimdi olduğu gibi endişelerini ifade edecekleri fazla bir platform veya seslerini duyurma imkanları yoktu. Şimdiyse bu teknolojiye yönelik endişelerini dile getirmede kullanabildikleri bir sürü farklı ortam var.”
Her iki çalışma da Journal of Exposure Science and Environmental Epidemiology bülteninde; burada ve burada yayımlandı.