Küle, “Yani aslında karardan tam 7 ay önce, bugün karara konu olan ihlal tespitlerinin yer aldığı rapor taraflarla paylaşılmıştır. Konu bugünün konusu değildir. 2018 yılına kadar geriye giden delil niteliğindeki yazışmalar ele geçirilmiştir. Bildiğiniz üzere nihai karar 28 Ekim’de alınmıştır.” ifadelerini kullandı.
Fahiş fiyat konusuna da açıklık getiren Küle, “Soruşturmada rekabet hukukunda fahiş ya da aşırı fiyat olarak geçen bir ihlal türü incelenmemiştir. Nitekim bu ihlal türü kanunumuzda 6’ncı maddesindeki hâkim durumun kötüye kullanılması kapsamında bir ihlaldir. Oysa mevcut soruşturma, kanunun 4’üncü maddesi çerçevesinde yürütülmüştür. Soruşturma sürecinde, fahiş fiyat ya da fiyatların seviyesi değil, bu fiyatların rakipler arasında doğrudan veya dolaylı temaslar yoluyla sağlanan koordinasyon/eşgüdüm sonucunda belirlenip belirlenmediği araştırılmıştır.”
“PİYASAYI ORGANİZE ETMİŞLER”
Küle, beş perakendeci teşebbüs arasında doğrudan veya ortak tedarikçiler aracılığıyla dolaylı temaslar yoluyla satış fiyatlarının ve fiyat artışlarının koordinasyonunun sağlandığını tespit ettiklerini söyledi.
Küle şunları kaydetti: “Elde edilen belgelerde ‘piyasanın organize edildiği’, ‘artırılan fiyatların rakiplerle eş zamanlı raflara yansıtılacağı’ yönünde ve benzer nitelikte pek çok ifade bulunduğu, zincir marketlerin fiyat hareketlerinin de bu bulguları büyük ölçüde teyit ettiği görülmüştür.”
Küle, “Ayrıca yine doğrudan veya ortak tedarikçiler aracılığıyla geleceğe dönük fiyatlar, fiyat artış tarihleri, dönemsel kampanyalar ve indirimler gibi rekabete ilişkin hassas bilgilerin paylaşıldığı, fiyat indirimine giden veya pazar genelinde fiyatların arttığı dönemde henüz fiyat artışı yapmayan zincir marketlerin fiyatlarına tedarikçiler aracılığıyla müdahale edilerek söz konusu zincir marketlerin fiyatlarının tüketiciler aleyhine yükseltilmesinin sağlandığı, nitekim bu durumun genellikle ‘bozuk fiyatların düzelttirilmesi’ şeklinde belgelere yansıdığı tespit ediliyor. Tabii ki buradaki bozuk fiyat ifadesinden düşük fiyatların kastedildiğini açıklamama sanırım gerek yok.” dedi.
“KARTEL ANAYASAYA GÖRE SUÇTUR”
Öncelikle bazı kesimlerin, kendilerinin “kartel” olarak nitelediği davranışları “Piyasanın olmazsa olmazı”, hatta “Düşük fiyatların garantisi” şeklindeki savunmalarını gülümseyerek takip ettiklerini belirten Küle, anayasanın “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır, piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.” maddesine işaret etti.
“Her şeyden önce kartel Anayasamıza göre suçtur.” diyen Küle, “Bu durumun Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a göre de hukuka aykırı ve yasak olduğuna dikkati çeken Küle, kanunun maksadının da mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları, piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek olduğunu dile getirdi.
TÜKETİCİ ZİNCİR MARKETLERİ MAHKEMEYE VEREBİLİR
Anadolu Ajansı’na mülakat veren Küle, tüketicilerin zincir marketlere karşı dava açabileceğine dair haberleri de şöyle yorumladı: “Tüketiciler tarafından zincir marketlere karşı tazminat davası açılması mümkündür, ancak bu konu özel hukuk ispat vasıtaları ve usul hükümleri kapsamında adli yargı mahkemelerinde ileri sürülmesi gereken bir husus olup, Rekabet Kurumu’nun bir dahli söz konusu değildir.”