Ekonomist Ege Cansen, ‘IMF ile anlaşma yapılırsa döviz stabil hale gelir’ dedi. Borçları çevirmek için yurtdışından yüksek faizli borç alındığını söyleyen Cansen, sürdürülemez olan bu durumu bir hastanın kanama geçirmesine benzeterek, çözüm için IMF’yi işaret etti.
Ekonomide devreye alınan reform paketlerine rağmen beklenen iyileşmelerin sağlanamaması ve döviz kurlarındaki artışın sürmesi, Uluslararası Para Fonu (IMF) tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Türkiye'nin sürdürülemez bir dış borçlanma politikası yürüttüğünü söyleyen Sözcü Gazetesi yazarı iktisatçı Ege Cansen, çözüm için IMF'yi işaret etti.
Sosyalist camianın önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav'ın dahi artık IMF'yi gösterdiğini anlatan Cansen, IMF ile anlaşma yapılması halinde dövizin stabil hale geleceğini, enflasyonun düşeceğini ve yabancılar açısından güven oluşacağını kaydetti.
SÜRDÜRÜLEMEZ BİR DURUM
Cansen, şöyle konuştu: “Korkut Hoca hiç öyle IMF'den hoşlanan insan değildir. Ama geldiği noktada pratik, pragmatik olarak Türkiye'nin IMF ile anlaşması iyi olur diyor. Ben de aynı şeyi söylüyorum aslında. Ama benim tutumum farklı biraz. Benim bunu söylemekten maksadım, Türkiye çok yüksek faizle dış borç alıyor şu an. Yüzde 7.5-8 gibi dayanılmaz faizlerle borç alıyor. Türkiye iyi zamanında ortalama yüzde 4.5 büyüyor. Diğer bir deyişle bunu dolarla yüzde 4.5 büyüyor diye okuyabiliriz. Sanki dolar da bir nevi sabit rakamdır ya, birçok şeyi dolara dönüştürünce daha iyi kıyaslama çıkar. Şimdi bir oran alalım. Bu oranın pay paydasında, payına dış borç yazalım. Paydasına da dolarla milli gelir yazalım. Şimdi yukarıdaki pay sıfır cari açıkta yüzde 7.5 ile büyüyor. Dış borçları döndürmek için biz yüzde 7.5 faiz ödüyoruz. Alttaki payda ise yüzde 4.5 ile büyüyor. Yukarıdaki rakam yüzde 7.5 ile büyürken, aşağıdaki rakam yüzde 4.5 ile büyürse ne olur? Dış borcun milli gelire oranı her sene artar. İyi zamanda 4.5 büyüyor, şu anda sıfır büyüyor zaten. Şimdi bu tam tabiriyle sürdürülemez bir durum.”
Türkiye'nin şu anki durumunu hasta insana benzeten Cansen, “İlk etapta acile kaldırdık hastayı. Acilde nedir ilk kural, kanamayı durdur. Kanama devam ederse hastayı kaybederiz. Kanama durdurulur, sonra operasyona geçilir. Türkiye'nin kanamayı durdurması lazım. Yüksek faizle dış borç alıp var olan borçları çevirmek tuzağından kurtulması lazım. Dışarıya sürekli faiz ödüyoruz ve giderek daha fazla faiz ödeyeceğiz. Türk ekonomisi kanını dışarı akıtıyor. Bu, bir kanamadır. IMF gelirse bizim kredi itibarımız artar. Bugün 7.5 ile aldığımız borçları 3.5-4 ile almaya başlarız. O zaman büyümemizden daha düşük dış borçlarımız artar. Yine cari açığımızı sıfırladığımızı kabul ediyorum. Yani kanamayı durdururuz” diye konuştu.
EN AZ 50 MİLYAR DOLAR
IMF ile anlaşmanın 50 milyar dolar ve üstü olması gerektiğini ifade eden Cansen, “Bana göre 70 milyar dolar stand by anlaşması yapılmalı. Ertesi gün bu para gelmiyor zaten. O anlaşma yapılınca, Türkiye'ye borç vermiş alacaklılar daha kolay rollover (öteleme, aktarım) yapacaklar. Kefili IMF çünkü” dedi.
Popülist politikayı kabul etmez
“Bir tabir var ya, Medine'de dilenip, Mekke'de sadaka vermektedir” diyerek farklı borçlanma kanalları kullanıldığını hatırlatan Ege Cansen, şunları söyledi: “Londra'da, New York'ta roadshow yapıp borç arıyorsun, şu kadar finansörlerle bir araya geldim, sendikasyon yaptım diye davul zurna çalıyorsun, Londra'nın bilmem ne otelinde kokteyl veriyorsun, sonra IMF'ye borcumu ödedim diyorsun. Londralı bankerden borç alıp IMF'ye borç ödemenin mantığı nerede? Borçlu olacaksan IMF'ye borçlu ol. Biz IMF'nin ortağıyız zaten. Orası uluslararası kuruluş. Sen IMF'siz kendi politikanı geliştir, içine IMF'yi monte et. Ama IMF'ye şunu söyleyemezsin ‘Sen parayı ver gerisine karışma.' Böyle olmaz, IMF geldiğinde sana bir şeyler söyleyecek, 3 ayda bir denetleyecek. Popülizme engel olmaya çalışacak. AKP de diyor ki, o da benim işime gelmez. Ben sadaka ekonomisi kurdum, o benim tabanla olan ilişkimi bozar diyor. Mesela, IMF bu kanaldan vazgeç diyecektir. ”
Taylan Büyükşahin/Sözcü