6 bin 500 yıl önce de

6 bin 500 yıl önce de sınıf ayrımı varmış -Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden Yumuktepe Höyüğü kazılarında, geç kalkolitik döneme ait katmanda bulunan mimari yapıda, insanlar arasında sınıf ayrımının izlerine rastlandı
MERSİN (A.A) - Veli Gürgah - Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden Yumuktepe Höyüğü kazılarında, geç kalkolitik döneme ait katmanda bulunan mimari yapıda, insanlar arasında sınıf ayrımının izlerine rastlandı.
     Milattan önce 7000li yıllardan 13. yüzyıla kadar kesintisiz yerleşim yeri olması nedeniyle önem taşıyan Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğünde, İtalyanın Lecce Üniversitesinden Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsabella Caneva başkanlığında 10 kişilik ekiple yürütülen çalışmalarda, önemli buluntulara ulaşıldı.
     Geç kalkolitik döneme ait tabakada, tabanı kerpiçle kaplı, ortasında havuz bulunan salon ile içlerinde çok sayıda çanak ve çömlek parçası bulunan büyük bir mimari yapıya ulaşan ekip, yapıdaki buluntuların işaret ettiği insanlar arasındaki sınıf ayrımını araştırıyor.
     Kazı başkanı Prof. Dr. Caneva, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Ağustosta başlayan kazıların, iki alanda 10 kişilik ekiple sürdüğünü söyledi.
     İlerleyen günlerde neolitik dönemde de çalışmalara başlayacaklarını belirten Caneva, bu yılki kazılarda geç kalkolitik döneme ait önemli buluntulara ulaştıklarını ifade etti.
     Yumuktepe Höyüğünde geç kalkolitik tabakanın daha önce tam olarak bilinmediğine işaret eden Caneva, Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden olan Yumuktepede 1936-1937 yıllarında sistemli arkeolojik kazıları gerçekleştiren İngiliz John Garstang başkanlığındaki ekibin yayımladığı kitapta, önemli yapı ve buluntuların yer aldığı geç kalkolitik tabakaya rastlanılmamıştı. Bu yıl ulaştığımız bu tabaka, bizim için önemli bir sürpriz oldu dedi.
     Yumuktepenin dünyada meşhur bir sit alanı olduğunu vurgulayan Caneva, Daha önce de kazı yapılmıştı. Ama önemli mimari yapı ve buluntulara ulaşılmamıştı. Fakat yeni kazılarda geç kalkolitik döneme ait bir tabaka bulundu. Buluntular önemli bir tabaka olduğunu gösteriyor. Çünkü toplumda değişiklik oluyor ve hiyerarşi başlıyor. Elit binalar, elit evler ortaya çıkıyor diye konuştu.
    
     -Mimari yapı sınıf ayrımına ışık tutacak-
    
     Geç kalkolitik döneme ait tabakada buldukları mimari yapının toplum yapısında önemli değişikliğin izlerini taşıdığını vurgulayan Caneva, şöyle devam etti:
     Toplum bakımından şimdiye kadar prehistorik dönemde herkes aynı seviyede, yani eşitti. İnsanlar arasında sınıf farkı yoktu. Ama bu dönemde insanlar arasında hiyerarşi başlıyor. Kazılarda büyük bir mimari yapı bulduk. Bir yerleşim yerinin merkez binası olduğunu tahmin ediyoruz. 1,5 metre yüksekliğinde kerpiç duvarlarına ulaşılan yapının salon olarak tahmin ettiğimiz bölümünün tabanında, teknolojik bakımdan çok iyi yapılmış kerpiç döşeme var. Ortada ise boşluk var. Bu kerpiçsiz dikdörtgen boşluğun havuz olması lazım. Ne için yapıldığını bilmiyoruz. Ancak boş olan salonda seronomi, tören gibi benzeri şeyler yapıldığını düşünüyoruz.
     Burası belki tapınak değil, ama özel bir ev olduğunu düşünüyoruz. Yandaki odalarda 100ün üzerinde çanak, çömlek parçası bulundu. Bunların çoğu kase. Normal bir evde bu kadar kase kullanılmaz. Demek ki burada organizasyon yapılıyordu ve bu kaseler insanlara yemek vermek için kullanılıyordu. Ya da yemek pişiriliyor ve işçilere para yerine yemek veriliyordu. Çünkü o dönemde para yoktu. Salonun diğer yanındaki simetrik odalarda da seri üretim olduğunu tahmin ettiğimiz çok sayıda çanak çömlek parçaları çıkıyor.
     Bu tür yapılara Mezopotamya döneminde rastlanıldığına işaret eden Caneva, Anadoluda ilk defa sınıflar arası farka burada rastlanıyor. İnsanlar arasındaki sınıf ayrımına, milattan önce 3 bin 500lü yıllara denk gelen Mezopotamya-Uruk uygarlığında rastlanılmıştı. Ancak bulduğumuz mimari yapı, milattan önce 4 bin 500lü yıllara denk gelen geç kalkolitik döneme ait. Bu da sınıf ayrımının bu çağlarda başladığına işaret ediyor. Uruk uygarlığında yazı var, her şey var. Ama geç kalkolitik dönemde bunların hiçbiri yok. Fakat sınıf sisteminin izleri başlıyor dedi.
    
     -Kazı çalışmalarının geçmişi-
    
     Anadolunun en eski yerleşim yerlerinden olan ve Soğuksutepe adıyla da anılan Yumuktepede sistemli arkeolojik kazılar, İngiliz John Garstang başkanlığında 1936-1937 yıllarında yapıldı.
     İkinci Dünya Savaşının başlaması nedeniyle ara verilen kazılara, 1946da yeniden başlanıp 1947de sonuçlandırıldı. 1992 yılında hazırlanan ve 1993 yılında başlanan Yumuktepe Arkeolojik Kazısı İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Veli Sevin ve İtalyanın Lecce Üniversitesinden Prof. Dr. Isabella Caneva tarafından başlatıldı.
     Her yaz sürdürülen kazılar, yaklaşık 11 yıldır Caneva başkanlığında gerçekleştiriliyor.
    
     Yayıncı: İsa Sansar
14 Eylül 2012 11:18
DİĞER HABERLER