7 Haziran seçimlerinden sonra görülmemiş çark!

7 Haziran seçimlerinden sonra görülmemiş çark!
Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarının çözüm süreci kapsamında bugün ortaya koyduğu tavır, geçmişte söyledikleriyle taban tabana zıt.

Oysa 7 Haziran seçimleriyle birlikte adeta ‘U' dönüşü yapan Erdoğan ve AKP yetkililerinin PKK ve Abdullah Öcalan hakkındaki sözleri hafızalardaki yerini koruyor. Erdoğan'ın çözüm sürecini hedef alan ilk beyanı seçim sürecinde geldi. 28 Şubat'ta canlı yayında kamuoyuna duyurulan Dolmabahçe mutabakatı ilan edilirken anbean bilgilendirilen Erdoğan, 22 Mart'ta  “Ben oradaki toplantıyı doğru bulmuyorum. Açıklanan 10 maddelik metne gelince; o metinde bir demokrasi çağrısı yok. Bu metnin demokrasi adına neresini kabul edeceğim?” çıkışını yaptı. 28 Nisan'da  ise  “Artık ‘Kürt sorunu var' demek ayrımcılıktır. Çözüm sürecinde karşı karşıya oturulan bir masa yok. Olması devletin çökmesi anlamına gelir.” dedi. Erdoğan'ın bu çıkışında, önüne giden seçim anketlerinde HDP'nin barajı aştığını görmesinin etkili olduğu belirtiliyordu. Erdoğan, dün ise çözüm sürecinin bittiğini ilan etti. Çin seyahati öncesinde açıklama yapan Erdoğan, “Bu ülkede milli birliğimize, kardeşliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil. Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir. Fert fert, birey birey. Anayasa'nın 14. maddesi çok şeyler sağlıyor. Eğer o yeterli değilse, dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, bunların bedelini, şu açıklamaları yapanlar, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘sırtımızı şuraya dayıyoruz' diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler.” ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın bu sözleri sarf etmesinin sebebinin de yine ‘tek başına iktidar' planı olduğu vurgulanıyor. Siyasi analistlere göre Erdoğan bu çıkışıyla bir yandan MHP'ye giden milliyetçi oylara göz kırpıyor, bir yandan da HDP'yi yıpratıp mümkünse baraj altında bırakarak tek başına iktidar olmanın hesaplarını yapıyor.

"PKK İLE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZÜ SÖYLEYEN ŞEREFSİZDİR"


DÜN>> 23 Ağustos 2010: “PKK ile biz görüşmedik. Görüştüğümüzü söyleyenler şerefsizdir.”

19 Eylül 2011: “Terör örgütü PKK ile biz görüşmedik. Devlet görüştü.”

18 Ekim 2012: “PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim. Sıkıntısı olan bana söylesin.”

28 Aralık 2012: “İmralı ile MİT gibi kurumlar aracılığıyla görüşmeler yapılıyor, bu tür görüşmeler devam ediyor.”

30 Ocak 2013: “Halkımın İmralı sürecine bakışı çok olumlu, yaptırdığım kamuoyu araştırmalarında bunu görüyorum.”

1 Şubat 2013: “Bölücü terör örgütünün 4 boyutu var. İmralı, Kandil, Avrupa bir de Parlamento uzantısı var. Hepsi farklı farklı. Konuştuğunuzda İmralı ne derse onu yapacaklarını söylüyorlar. İmralı beklentilerimize cevap verecek noktaya adım atıyor. O da silahların bırakılması noktası.”

26 Şubat 2013: “Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehrini içmekse, biz o baldıran zehrini içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin.”

22 Mart 2015: “Ben oradaki (Dolmabahçe) toplantıyı doğru bulmuyorum. Açıklanan 10 maddelik metne gelince; o metinde bir demokrasi çağrısı yok. Bu metnin demokrasi adına neresini kabul edeceğim?

28 Nisan 2015: “Artık ‘Kürt sorunu var' demek ayrımcılıktır. HDP illegal yollarla işimizi sıkıntıya soktu. Çözüm sürecinde karşı karşıya oturulan bir masa yok. Olması devletin çökmesi anlamına gelir. Çözüm sürecinde taraf yoktur, devlet vardır.”

HDP'Lİ VEKİLLERİN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRILMALI

BUGÜN>>  28 Temmuz 2015: “Çözüm sürecinin başlangıcına bakalım, buraya geldiğimiz ana bakalım. Demokratik açılım olarak başlattık. Hükümetimizin samimiyetiydi. 30 Mart seçimlerine, giderken çözüm sürecinin istismarını gördük. Genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Bu hasarla birlikte artık ortada bir gerçek var. Bu ülkede milli birliğimize, kardeşliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil. Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir. Fert fert, birey birey. Anayasa'nın 14. maddesi çok şeyler sağlıyor. Eğer o yeterli değilse, dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘sırtımızı şuraya dayıyoruz' diyenler, bu ifadelerin bedelini ödemelidirler.”

ÖCALAN'IN OLAYLARI OKUMA KABİLİYETİ VE TECRÜBESİ VAR

DÜN>> 7 Haziran 2014: “Ben Öcalan'ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.”

5 Mayıs 2015: “Şimdi birileri diyor ki (HDP) barajın altında kalırsak şöyle olur, böyle olur. Hiçbir şey de olmaz. Süper olur, çok güzel olur.”

HDP ÇÖZÜM SÜRECİNİN ANCAK FİLMİNİ YAPAR

BUGÜN>>  8 Haziran 2015: “Bu süreçte yaşananlar, AK Parti'nin aslında güven ve istikrarın tek teminatı olduğunu, çözüm sürecinin tek teminatı olduğunu daha iyi bir şekilde herkese gösterecektir. HDP bundan sonra çözüm sürecinin ancak filmini yapar.”

25 Temmuz 2015: “Geçmişte bebekleri öldüren PKK, şimdi de hastaya giden ebeleri kaçırarak doğmamış bebekleri öldürmeye çalışıyor.”

DAĞA ÇIKIŞLAR DAHA NİTELİKLİ BİR HAL ALDI

DÜN>> 25 Temmuz 2013: “(Çözüm süreci döneminde PKK'ya katılımların arttığına dair iddiaların hatırlatılması üzerine) Bu kanaatte değiliz. Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğunu düşünüyoruz.”

24 Kasım 2014: “(HDP'yi kastederek) Öcalan'ı da zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan'ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?”

PKK, KANDİL'DEN GELEN TALİMATLA SİLAHLI EYLEMLERE BAŞLADI

BUGÜN>>  25 TEMMUZ 2015: “2009'dan beri, ama daha çok 2012 sonundan beri milli birlik ve kardeşlik projesi olarak veya daha meşru ismiyle çözüm süreci olarak ifade ettiğimiz ve bütün siyasi riskleri göze alarak hükümetin taşın altına elini tamamen koyduğu bir süreçte şehit cenazelerinin gelmemesi, gözyaşlarının dinmesi, büyük bir umut olmuşken, örgüt son zamanlarda Kandil'den verilen talimatların neticesinde silahlı eylemlere başladı.”

ÖCALAN KÜRTLERİN LİDERİ, MESAJLARI BİZİM DE DÜŞÜNCEMİZ


DÜN>> 7 Haziran 2014: “Abdullah Öcalan'ın İmralı'ya giden HDP heyetiyle verdiği mesajları önemli ve olumlu buluyoruz. Bunlar bizim de düşüncelerimiz.”

14 Ocak 2014: “Beğenin ya da beğenmeyin, Öcalan Kürtlerin lideri. Bir mekanizma oluşturduk. MİT, Öcalan'la görüşüyor. Biz BDP'lilerle görüşüyoruz, onlar da Kandil'le görüşüyor.”

ÇÖZÜM SÜRECİ DURDU

BUGÜN>>  28 TEMMUZ 2015: “Artık mecbur kalınan bir noktadayız. Çok istismar edildi çözüm süreci ve yürütülen çalışmalar. Türkiye Cumhuriyeti de bunların karşılığında gerekeni yapıyor. Hiçbir devlet bunları affetmez. Şiddet, terör bitene kadar devam edecektir. Terör unsurları ülkeyi terk eder, silah bırakılırsa çözüm süreci yine yürür. O çözüm süreci dediğiniz şu andaki yürüyen mekanizma durmuş olabilir.

ÖCALAN, ORTADOĞU'DA TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇIYOR

DÜN>> 18 TEMMUZ 2013: “Abdullah Öcalan, Ortadoğu'da Türkiye'nin önünü açıyor.”

BUGÜN>>  26 Temmuz 2015: “Son günlerde yaşananlar ve aslında ‘geç bile kalınan konularda' atılan adımlar, Türkiye'ye cephe halinde saldıranları başta malum medya ve Kandil kumandalı sözde siyasetçiler olmak üzere paniğe sevk etti.”

ÖCALAN, DÜNYANIN GELECEĞİNİ İYİ OKUYOR

DÜN>>  19 TEMMUZ 2013: “Öcalan, dünyanın geleceğini iyi okuyup Kürtlerin, PKK'nın, kendi tabanının önüne yeni bir hedef koymuştur.”

PKK, SİLAHI KÜRT HALKINA KARŞI KULLANIYOR

BUGÜN>>
5 Haziran 2015: “Şu anda silahın devlete karşı bir fonksiyonu yok. PKK silahı Kürt halkına karşı kullanıyor.”

ÖCALAN, TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİSİNE KATKI SAĞLIYOR

DÜN>> 31 Ocak 2014: “Öcalan'ın aslında durduğu yer, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yer. Öcalan'ın gösterdiği bu istikamete yönelik bir siyasetin henüz yürütülemediği kanaatindeyim. Öcalan, İmralı'da çok anlamlı, çok değerli şeyler söylüyor. Türkiye'nin demokratikleşmesine de katkı sunabilecek çok anlamlı şeyler söylüyor.”

PKK İLE YENİ BİR MÜCADELE KONSEPTİ BELİRLENMELİ

BUGÜN>> 14 Temmuz 2015: “PKK'nın tehdit ve şantaj politikasına boyun eğilirse Türkiye ebediyen kaybeder. Güvenlik-demokrasi denklemi yeniden kurulmalı ve PKK ile demokrasi temelinde yeni bir mücadele konsepti belirlenmelidir.” ZAMAN

29 Temmuz 2015 08:49
DİĞER HABERLER