Merhum başbakanlardan Adnan Menderes, idam edilişinin 51. yılında mezarı başında anıldı.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından Topkapı'daki Anıtmezar'da düzenlenen törene, Türkiye'nin dört bir yanından binlerce vatandaş katıldı. Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende, Menderes ve onun gibi idam edilen arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan'a dualar edildi.
Cevdet Ören: Adnan Menderes, köylüye medeniyeti, refah içinde yaşamasını öğretti. İnsana insanca yaşamayı öğretti. İdam edildiği gün derin bir üzüntü yaşadım. Halk, o günü hiç unutmadı.
Leman Berk: O dönem Bulgaristan'da yaşıyorduk. Olayları radyodan takip ediyorduk. Menderes ve arkadaşlarının idam edildiğini radyodan duyduk, Bulgaristan'da yaşayan tüm Türkler gibi ben de çok ağlamıştım. Daha sonra 1989 yılında rahmetli Turgut Özal bizi Türkiye'ye getirdi. İkisine de çok şey borçluyuz.
Neslihan Doğdu: Menderes'ın iktidarı, Türkiye için dönüm noktasıdır. Ezanı Türkçeden Arapçaya çevirmesi, idam edilmesinin sebeplerinden biridir. Buradayız çünkü ona vefa göstermek bizim borcumuzdur.
Hayati Özay: Almanya'da yaşıyorum. Merhum başbakanımız katledilmeseydi, bugün biz el memleketinde çalışmayacaktık. Avrupa'yı çoktan geçmiş olacaktık. Darbeciler sadece onu asmakla kalmadı, bizi elaleme muhtaç etti.
Çiğdem Ünal: Çocuklarımla birlikte geldim. Bugün ezan-ı Muhammediyi dilinden dinliyoruz. Biz çocuklarımıza da büyüklerimizden dinlediklerimizi anlatıyoruz. Bu günlere gelmemize vesile olan merhum başbakanımızdan Allah razı olsun. Yarınlar daha güzel olacak.
Emine Kır: Babam yargılamalar sırasında Yassıada'da teknisyen olarak çalışıyordu. Menderes'in küçücük bir hücrede yattığını ve buna tahammül edemediğini söylerdi. İdamdan sonra çok etkilendi. "Böyle bir insana bu yapılır mı?" diyordu. Ben de 65 yaşındayım, bir vakit namazım yoktur ki Menderes'e Fatiha göndermeyeyim. Ben diyorum ki, böyle bir insana bu revâ mıydı?
İşçi emeklisi Sabit Çelik: Darbe olduğunda ilkokul 5'i bitirmiştim. Bu kadar yıl geçmesine rağmen, hâlâ Menderes'i andığımda tüylerim diken diken olur. Hizmetleri ölümünden sonra bile devam etti. 1970'li yıllarda İzmir'de büyük bir yol inşaatı vardı. Bunun plan ve projeleri Menderes döneminde çizilmişti.
Millet kendisine hizmet edeni yarım asır da geçse unutmuyor
27 Mayıs 1960 darbesi, Türkiye'nin demokrasi tarihinin en kara günlerinden biriydi. Bir avuç cuntacı ve destekçisi kimi siyasi çevreler, tek parti iktidarının sona ermesiyle başlayan demokratikleşme ve özgürlükleri bir türlü içine sindirememişti.
Önce darbe, sonra Yassıada cunta mahkemesinin yargılamalarıyla adeta milletin kendisi idam sehpasına çıkarıldı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay başkanı ve milletvekilleri tekme tokat hapse tıkıldı. 17 Eylül'de nihayetinde bir buçuk sene sonra önce iki bakan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan sonra Başbakan Menderes hakkındaki idam kararları infaz edildi. Yasaklı tek parti günlerinden sonra ezanları minarelerle tekrar buluşturanları, Anadolu insanını din, vicdan, fikir, teşebbüs özgürlüğüne kavuşturanları asıyordu cunta. Millet olup bitenin farkındaydı. Menderes'in idamından hemen sonra yapılan seçimlerde sandıkta idamlara en sert cevabını verdi. DP'nin devamı Adalet Partisi'ni tek başına iktidara taşıdı.
Ağlamanın bile yasak olduğu o günlerin üstünden tam 51 yıl geçti. Millet Menderes'i ve kendisine hizmet edenleri Sultanahmet'te tekrar bağrına bastı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın organize ettiği mevlit ve anma töreni, Menderes'in adını belki de ilk kez duyan çocuklardan, o günlerin sızısını yüreğinden hâlâ atamamış 1950 ve 60'lı yılların kuşağını bir araya getirdi.
Bursa'dan gelen 7 yaşındaki Mehmet Han, Fatiha okumaya geldik, diyordu. O günlerin acılarına şahit olan 70 yaşındaki Adnan Kalaycı ise Menderes'in idamını gazetelerden öğrendiğinde yaşadıklarını hatırlatıyordu: "Çemberlitaş'ta gazete manşetlerinden resmini gördüm. Hüzünle ağladım yanıma bir teğmen gelip neden ağlıyorsun diye çıkışıp bana hakaret etmeye başladı. Resmine bile baktırmadılar." Bir başka vatandaş "Bir daha o zulümler yaşanmasın diye buradayız" diye ekledi.
Önce demokrasi şehitlerine, Menderes ve dava arkadaşlarına, sonra Güneydoğu'daki şehitlere, Afyonkarahisar cephaneliğinde yitirdiğimiz 25 askere dualar gönderildi. Birlik, dirlik, kardeşlik duasını yapan imam hatipler tercüman oldu ellerini semaya açan herkese:
"Onlar, Menderes ve dava arkadaşları bedel ödediler, millet yarım asır sonra da olsa kendine hizmet edenleri unutmadığını gösterdi. Allah'ım onları ve bu millete hizmet edenleri sevdiklerinin arasına kat...(âmin)..."