8 ay önce 'bu yazıyı kesip saklayın' demişti...

8 ay önce 'bu yazıyı kesip saklayın' demişti...
AKP'nin yasa ile kapatmak istediği dershaneler PKK'nın da hedefinde.

Bugün Gazetesi Yazarı Adem Yavuz Arslan, 8 ay önce Cemaati PKK üzerinden vurma planını deşifre etmişti. O planın benzeri önceki gün Muş Bulanık'ta hayata geçirildi.  Muş'un Bulanık ilçesinde bir dershaneye PKK'lılar tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Molotof bombaları ile yapılan saldırıda dershane tamamen yandı. İçinde bulunan öğretmenler ölmekten son anda kurtuldu.

İşin vahim tarafı ise PKK'lılar bombalarla dershaneye saldırırken, polislerin PKK'lılara müdahale etmemesi ve seyretmesiydi. Dershanede görev yapan öğretmen saldırı anını ve durumun vehametini şu sözlerle özetlemişti: "Polis ayağını TOMA'ya uzatmış bekliyordu, Allah'a sığındık..."

Çözüm Sürecinde olunmasına rağmen binlerce genci dağa çıkaran PKK'nın önündeki en büyük engelin o çocukların dağ yerine üniversiteye gitmesine olanak sağlayan dershanele PKK'ı rahatsız etti.

Bugün Gazetesi Washington Temsilcisi Adem Yavuz Arslan bundan 8 ay önce "Bu yazısı kesip saklayın" dediği analizinde bugün olanları önceden işaret etmiş, MİT içindeki dar bir ekibin Cemaati PKK üzerinden vurma planını deşifre ederek şöyle yazmıştı: "Güneydoğu ve Doğu'da Cemaat'e karşı saldırılar düzenleyecek. Cemaat devlet tarafından korunmayacak. Tüm hizmet müesseseleri saldırıya açık halde bırakılacak"

Muş Bulanık'ta yaşanan olay, Adem Yavuz Arslan'ın 8 ay önceki yazısında dikkat çektiği 'Cemaati PKK üzerinden vurma planı' işleme mi konuldu?' sorusunu sordurdu. Cemaate ait dershanelere bombalı saldırı düzenlendi. İçeride bulunan öğretmenlerin defalarca polisten yardım istemesine rağmen yardım gelmedi. Geldiklerinde de belli bir süre PKK'lılara müdahale etmedikleri ortaya çıktı.

İşte Adem Yavuz Arslan'ın 8 ay önce yazdığı yazı...

Cemaat'i PKK üzerinden vurma planı

Bu yazıyı kesip saklayın.

 
Zaman zaman dönüp 'eylem planının hangi aşamasındayız' diye bakabilirsiniz.
 
Her ne kadar istenen seviyede olmasa da çözüm sürecindeyiz ve bir yıldır cenaze gelmiyor.
 
Bu bile başlı başına kazanım.
 
Fakat 'gerçekte bir çözüm sürecinde miyiz yoksa seçimlere kadar üzerinde mutabakata varılmış bir eylemsizlik mi var' orası tartışmalı.
 
Çünkü söz konusu dönemde PKK tarihinde olmadığı kadar çok alan kazandı. Psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.
 
KCK fiilen bölgeyi kontrol eder hale geldi.

 
Daha önce bu köşede henüz adaylar bile belli değilken 'BDP tulum çıkaracak' diye de yazdım.
 
Cemaat'e Uludere taktiği
 
Türkiye PKK ile mücadelede zaman zaman sıkıntılı dönemler geçirdi. Zor durumlarda kaldığımız anlar oldu.
 
Büyük zayiatlar verdik.
 
Fakat hiçbir dönemde ümitsizliğe kapılmamıştık. Bir kenetlenme, bütünleşme hali vardı.
 
Son dönemde ise terörle mücadele eden güvenlik bürokrasisinde ciddi bir moralsizlik/ümitsizlik var. Hiç kuşkusuz bu ümitsizliğin farklı sebepleri var.
 
Fakat en temel sebep devlet kurumları arasındaki görüş ayrılıklarının derin olması. Maalesef terörle mücadelede ortak bir devlet aklı yok.
 
Şu anda PKK ile mücadele stratejisi MİT'teki dar bir ekibin inisiyatifine terk edilmiş durumda.
 
Siyaset kurumu da buradan gelen strateji ve yol haritasına göre hareket ediyor.

 
Bu ekip ise bugünlerde terörle mücadeleden çok 'PKK eliyle Cemaat'e nasıl zarar verebiliriz' çalışmaları yapıyor.
 
Cemaat'i PKK üzerinden yapılacak psikolojik harekatla zor duruma düşürmeyi planlıyorlar.
 
Bir bakıma İmralı sürecine mesafeli olan TSK'nın Uludere'de düşürüldüğü duruma düşürmek istiyorlar.
 
Uludere'den bahsetmişken şunu da ifade etmek şart: Uludere olayı, bombardımandan bir gün önce karargaha giden MİT'in iki üst düzey yöneticisinin terör dairesinin başında olan Tuğg. Ali Rıza Kuğu ile görüşmesinin sırrı çözülmeden anlaşılamaz.
 
Şu anda hükümetin tüm gücüyle Cemaat'i bitirmeye çalıştığını düşünürsek MİT merkezli bu ekibin de 'zamanın ruhuna uygun' bir çalışmaya girişmesi kimseyi şaşırtmamalı.
 
Hizmet kurumları savunmasız bırakılacak
 
Peki uygulamaya da geçilen eylem planında neler var?
 
1. Öcalan, hükümeti destekler mahiyette açıklamalar yapacak. (Bir süredir yaptığı gibi. Dolayısıyla bu maddenin kenarına çentik atabiliriz.)
 
2. BDP, politik olarak AK Parti'yi hafif tonda eleştirirken öbür taraftan Cemaat'e karşı AK Parti'ye destek olacak. Öcalan vekiller üzerinden bu yönde telkinlerde bulunacak. (Paris suikastı ile ilgili ortaya çıkan verilere rağmen BDP'nin çekingen tavrı buna dayanıyor.)

3. Cemaat Kürt sorununun çözümü konusunda çok ciddi adımlar attı. Fethullah Gülen 'Sulhta hayır vardır' diyerek sürece en büyük desteği verdi.
 
Gerçekler böyleyken PKK 'Cemaat sürece karşı çıkıyor' söylemi ile, Güneydoğu ve Doğu'da Cemaat'e karşı saldırılar düzenleyecek. Cemaat devlet tarafından korunmayacak. Tüm hizmet müesseseleri saldırıya açık halde bırakılacak. Topluma 'sürecin karşısında yer alan Cemaat bu durumu hak etti' anlayışı pompalanacak.
 
4. Cemaat ile iltisaklı ya da bir zamanlar Cemaat'in içinde yer almış kişiler kullanılarak bir taraftan 'Cemaat İmralı sürecine karşı' görüntüsü oluşturulurken diğer taraftan Cemaat, 'AK Parti'yi bitirmek için Kandil ile işbirliği yapıyor' görüntüsü verilecek.
 
Bu durumu sağlamak için örgüt mensupları telsizlerden Cemaat'i zor duruma düşürecek kurgulanmış görüşmeler yapacak. İçinde silahtan uyuşturucuya her türlü iftiranın bulundu bu kurgulanmış telsiz konuşmaları medyaya servis edilecek.
 
Kamuoyunda 'Cemaat'in örgütle iç içe olduğu kanısını' oluşturacak fotoğraflar dolaşıma sokulacak.
 
5. Böylece son dönemde uyguladığı politikalarla AB'de zor durumda kalan AK Parti, "biz size söylemiştik, biz bu uygulamaları devlet içindeki örgütü tasfiye etmek için yaptık" tezlerine dayanak oluşturmaya çalışacak.
 
Diğer taraftan milliyetçi camiayı Cemaat'in aleyhine harekete geçirmiş olacaklar.
 
Plan ana hatlarıyla böyle. Şu ana kadar yaşadıklarımız da planın uygulamaya konduğunu teyit ediyor.
 
Şurası açık ki, Cemaat'i bundan sonra zor günler bekliyor.
 
Güneydoğu, Doğu Anadolu, Kuzey Irak ve özellikle de Avrupa'daki Cemaat'e yakın herkesin bu süreçte dikkatli olması gerekiyor.
 
Halihazırda politik başarı için her yolu mubah gören bir zihniyet var.
 
Öyle ki; kendileriyle ilgili yüz kızartıcı bir durumu örtmek için her yeri ateşe vermekten kaçınmıyorlar.
 
"Eylem planındakileri de yaparlar mı" diye tereddüde düştüğümüz an bazı iftiralardan kurtulmak için zaman geçmiş olabilir.
 
Son iki aydır yapılan iftiraları gözünüzün önünden geçirdiğinizde, PKK üzerinden hazırlanacak, medya üzerinden servis edilecek iftiraların, andıçların boyutunu tahmin etmek zor değil.

25 Ağustos 2014 11:17
DİĞER HABERLER