8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefatının 23. yılında adının verildiği üniversitede düzenlenen sempozyumla anıldı. Özal üzerine çalışmaları bulunan ünlü araştırmacı Prof. Dr. William Hale, "Cumhurbaşkanı olarak Turgut Özal, hükümeti kontrol etmeye çalışmadı. Daha önceki liderler bunu yapmaya çalışmıştı." dedi. Oğlu Ahmet Özal da, "İnternete girin konuşmaları var, bugün yaşanan sıkıntıların sebeplerini anlatıyor." diye konuştu.
'1. Uluslararası Turgut Özal Sempozyumu' Turgut Özal Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Vefatının 23. yılında isminin verildiği üniversitede anılan 8. Cumhurbaşkanı Özal için düzenlenen sempozyuma, ünlü araştırmacı Prof. Dr. William Hale, oğul Ahmet Özal, Türkiye'nin halk oyuyla seçilmiş ilk kadın bakanı İmren Aykut, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Abdülkadir Şengül, Mütevelli Heyeti Başkanı ve hukukçu Sacit Adalı, öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, o dönemdeki yapılan reformlardan bahsetti. Babasına siyasete niye 56 yaşında girdiğini sorduğunu anlatan Özal, 'siyaseti sevmiyorum, isteseydim 1960'lı yıllarda siyasete girerdim' cevabını aldığını söyledi. Özal, "Siyasete niye girdiğini anlattı. 'Ben bugün Türkiye'nin çıkmaz sokakta olduğunu görüyorum' dedi. O dönemlerde sayın Deniz Baykal Enerji Bakanı iken Türkiye'de 18 saat benzin kuyruklarında bekledik. Babam, 'Siyasete meraklı değilim, beni bu ülke yetiştirdi. Ben bugün bununla ilgili bir şey yapmazsam öbür dünyada Allah'a hesap veremem' dedi. Kendisi hiçbir zaman ille de başbakan olma derdinde olmadı." şeklinde konuştu.
"İNTERNETTEKİ KONUŞMALARINDA BUGÜN YAŞANAN SIKINTILARIN SEBEPLERİNİ ANLATIYOR"
'O dönem yüzde 2 oy alabilir' tahmininin yapıldığını kaydeden Özal, şöyle devam etti: "Ama yüzde 46 ile geldi. Ondan sonra Türkiye büyük bir değişim içerisine girdi. Türkiye'de televizyonlar siyah beyazdı. Siyah beyaz ülke renklendi. İnternete girin, hala konuşmaları var ve gerçekten bugünleri de anlatıyor. Bugün yaşanan sıkıntıların sebeplerini anlatıyor."
KAMUOYUNA 'GENERALLERİN ŞAMAR OĞLANI' OLMADIĞINI GÖSTERMİŞ OLDU"
Araştırmacı William Hale ise Özal'ın askeri yönetimle olan ilişkisine dikkat çekti. Hale, "Çünkü askeri darbeden sonraki dönemde siyaset arenasına geldi. Daha önceki partilerin çözülmesi boşluk yaratmıştı. Onun deneyimlerine sahip başka bir lider yoktu. Generallerden bir tanesi de bunu itiraf etmişti. 1982 yılında Ulus hükümetinden istifa ederek askerle arasına mesafe koydu. 1983 yılında kamuoyuna generallerin şamar oğlanı olmadığını göstermiş oldu." diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI OLARAK TURGUT ÖZAL HÜKÜMETİ KONTROL ETMEYE ÇALIŞMADI"
Özal'ın cumhurbaşkanlığı dönemiyle ilgili anekdotlarını paylaşan Hale, şunları kaydetti :"Cumhurbaşkanı olarak Turgut Özal hükümeti kontrol etmeye çalışmadı. Daha önceki liderler bunu yapmaya çalışmıştı. En azından anayasal olarak cumhurbaşkanına verilen yetkileri tanıdı. Bazı temel siyasi sorunlar üzerinde çalıştı. Özellikle Kürt sorunu ve Türkiye'nin ulusal kimliğinin yeninden tanımlanması. Etnik ve kültürel farklılıkları ve çeşitlilikleri ulusal benlik altında yeninden tanımlamaktı."
"ALİCENAP, HOŞGÖRÜLÜ, KABULLENİR, NEZAKETLİ BİR LİDER OLMAK KOLAY DEĞİLDİR"
Turgut Özal Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sacit Adalı ise her insanın sıfatlarıyla anıldığını dile getirdi. 'Karizmatik lider, öncü, reformcu lider' diye sıfatları sıralayan Adalı, Özal ile anısını anlattı. Adalı, Özal'ın 1988'de Fransızca bir kitap yayımladığını hatırlattı. Kitabın bir öğretim üyesi tarafından merak edilip okunduğunu ve büyük bir tepkiyle karşılandığını ifade eden Adalı, şöyle konuştu: "O kitapta Turgut Özal Türk milletinin, devletinin teşrifatçılığının, musikisinin, yemek kültürünün, bütün yaşayış tarzının Bizans'tan gelme olduğunu iddia ediyordu. İslamiyet bile önce Hristiyanlığın, arkasından Yahudiliğin devamı olduğunu söylüyordu. Bu kitabı okuyan öğretim üyesi çok sert bir yazı kaleme aldı. 3-4 sayfalık bir makale yazdı ve bir dergide yayınlandı. 1989'da mahalli idare seçimleri oldu. Sonradan öğreniyorum, bu yazı sebebiyle Turgut Özal'ın partisi ve o partinin belediye seçimlerindeki adayları büyük oy düşüşü oldu. O seçimde parti kaybetti. Aradan yıllar geçti, Özal 1983'te rahmete gitmeden evvel bir gün önce yemin merasimini yaptırdığı kişiyi, yani o yazıyı yazıp da seçime kaybetmesine sebep olan hocayı Anayasa Mahkemesi üyesi yaptı. Ertesi günü vefat etti. Bu olayı yaşayan kişi bendenizdim. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen görmemezliğe gelmesi, unutmuş olması mümkün değildi. Kendisine zarar veren bir kişiyi ben böyle bir makama seçen kişiye bir tek isim taktım, 'alicenap bir cumhurbaşkanı' dedim. Pek çok sıfatı var fakat böyle bir sıfata sahip lideri bulmak zordur. Alicenap, hoşgörülü, kabullenir, nezaketli, edepli ve kuşatıcı bir lider olmak kolay değildir."
Cihan CİHAN