Tuncay Özkan defterini kapatmıştım ama hakaret dolu açıklamasından sonra bir iki kelam zaruret oldu.
Tuncay’ı Servet’e havale ediyorum
Yazımdaki hiçbir iddiaya maalesef yanıt yok. Düşük ücretli üç beş muhabir üzerine 20 trilyon lira sermayeli beş şirketin nasıl kurulduğuna açıklık getirilmiyor. ‘75 metrekarelik küçücük ev’ dediği dairenin Polat Towers’da binlerce dolarlık bir ev olduğundan söz edilmiyor. 17 milyon dolara ne oldu, anlatılmıyor.
23 yıl önce üniversitede tanıdığım yıllarda saf Anadolu çocuklarını kandırmak için kullandığı ‘faşistler’ ve ‘egemen güç’ gibi sözcüklerle bezediği jargonundan hala kurtulamamış olması ise üzdü beni. Okul kantinindeki tek telli bağlama eşliğinde Emrah gibi boyun büküp içi boşaltılmış kavramlarla devrimcilik yapma dönemi artık gerilerde kaldı Tuncay. Televizyonundaki Gaffur özentin de seni kurtarmaz.
Kaldı ki, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ve bazı emekli generallerle ‘ağabey-kardeş’ ilişkilerini kamuoyunun yakından tanıdığı birinin, egemen güçten şikayetçi olması da manidar değil mi?
Gelelim, ‘cahil, şuursuz ve şerefsiz’ sözüne. Bir defa kötü söz sahibine aittir. Ama eski bir okul arkadaşı olarak seni uyarmak da görevim. Bak komik çocuk, zihin kabızlığından lavmanla kurtulabilirsin, ancak eksikliğini duyduğun hasletlerle başkalarına bir daha hakaret etme.
Son söz: Seni Servet’e havale ediyorum.
Şamil TAYYAR - Stargazete