Ülke gündeminin bir numaralı ismi Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’yi nasıl bilirsiniz? Devleti ele geçirmeye çalışan bir örgütün başı ya da dünyaya yön veren hakim güçlerin güdümünde bir işbirlikçi veyahut da Pensilvanya’da her türlü imkanın içinde yüzen bir tarikat lideri olarak mı? Yoksa tek derdi iman hizmeti olan bir Alim, derinliğinin yanında tevazuu ile yürekleri fetheden bir Mütefekkir, çağını aydınlatan bir Müceddid mi bilirsiniz? 

Muştu Yayınları’nca hazırlanan ve Emre Eren’in kaleme aldığı ‘Bir Gönül İnsanı’, yıllardır göz önünde olan bir hayatın kısa ve öz bir icmali mahiyetinde. Hani,‘yeni başlayanlar için’ derler ya; tam olarak öyle bir kitap. Hocaefendi kimdir? Nasıl bir aile ortamında yetişti? Eğitim hayatına nerede başladı ve nasıl devam etti? Edirne, İzmir, Manisa, Edremit, Almanya gibi hayatının önemli evrelerine ev sahipliği yapan yerlerde neler yaptı? 12 Mart ve 12 Eylül’de nasıl bir duruş sergiledi? Diyalog sürecini nasıl başlattı? En uzun Şubat olarak nitelendirilen 28 Şubat’ta neler yaşadı? Amerika’ya neden gitti? Bu ve benzeri pek çok sorunun cevap bulduğu kitabın son bölümünde, Hocaefendi’nin hayat kronolojisi ve mini bir fotoğraf albümü de yer alıyor. 

Bir insanın neredeyse 50 yıldır söylediklerinin ve yazdıklarının, konjonktür sebebi ile yöntem değişiklikleri saklı kalmak kaydıyla, yörüngesinde yön değiştirme bir yana, küçücük bir kaymanın bile olmaması onun düşünce yapısının ne derece güçlü olduğunun, zamanın şartlarını çok iyi değerlendirmesindeki hünerinin, problemleri ve çözümlerini tespitteki maharetinin ayrı bir göstergesidir. İdeolojilerin sık sık rötuşlanmaya ihtiyaç duyduğu; önde gelen ideologların, fikirlerinde zamanla değişik oynamalarda bulunduğu; söylenenlerin çok sık renk ve biçim değiştirdiği hareketli bir çağda, Hocaefendi'nin söylediklerinin bütün bu oynaklıklardan çok beride olduğunu tasdik etmek yanlış olmayacaktır.Tarih, bir hayali, bir rüyası olan insanların omuzlarında yükselir. Tarihe yön veren, hadiselere damga vuran, toplumlara örnek olan kişiler, hep bu türden insanlardır. Peygamberler, Cenab-ı Hakk’ın emriyle görevli oldukları vazifeleriyle bu insanların başını teşkil ederler. Peygamberlerin varisi olan âlimler ise, edindikleri kutsal vazife ile insanlık adına çabalar, hayaller kurar, bu hayallerin rüyasını görürler. Son iki üç asrı devamlı olarak yıkımlar, mağlubiyetler içerisinde geçen İslam dünyasında bu vasfa sahip çok az sayıdaki insandan biridir Fethullah Gülen Hocaefendi. Bir insanı önemli kılan nedir? Bir mümin için bu sorunun cevabı, “İyi bir Müslüman olmasıdır.” Şeklinde düşünülebilir. ‘İyi bir Müslüman’ olmanın şartları, âyet-i kerimelerde, hadis-i şeriflerde genişçe anlatılmış, gösterilmiştir. İyi bir Müslüman, Allah için yaşar, Allah için işler, Allah için düşünür… İyi bir Müslüman’ın hayatında karanlık bir nokta, Allah’tan uzak an, nefsi etrafında kurulan bir dünya yoktur. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hayat hikâyesini bizim için önemli kılan husus da budur. Bilebildiğimiz dönemlerden itibaren günümüze kadar tarihin gelişim seyrine baktığımızda, Hocaefendi’nin geleceğin tarih yazıcıları için esaslı bir mesele olacağı rahatlıkla söylenebilir. Çünkü onun hayatını okumak, yazmak, anlamak biraz da geleceğin dünyasının ana renklerinden biri üzerinde düşünmek demektir. Çocuk yaşlardan itibaren Müslümanların meselelerinden başlayarak, İslam’ın bütün cihanı kapsayan misyonunauygun şekilde insanlık için dertlenen, bu derdiyle hayaller kuran, bunun rüyalarını gören Hocaefendi, kendine biçtiği kutlu vazifeye gölge düşürmeyecek şekilde yaşadığı gibi etrafındaki herkese de İslam’ın yüzüne en küçük bir leke düşürecek hareketlerden uzak durmalarını telkin eder. Hocaefendi’nin hayatına baktığımızda karşımıza imanla, edeble, iffetle, sadakatle örgülenmiş bir hikâye çıkmaktadır. Kendine rehber edindiği Efendimiz’in(s.a.s.) yolundan giderek tüm insanlara O’nun getirdiği kutlu mesajın güzelliğini ve insan için ne kadar büyük bir şans olduğunu, yaşayarak ve anlatarak göstermeye çalışmıştır. Hazreti Mevlana’nın “Ya göründüğün gibi ol; ya olduğun gibi görün.” sözünün temsil ettiği hakikate uygun şekilde, yaşadığı gibi görünmüş, göründüğü gibi de yaşamıştır. Daha 17-18 yaşından itibaren cami kürsülerinde haftada birkaç kere insanların önüne çıkan ve hayatının hemen her anı, milletin gözü önünde yaşanan Hocaefendi’nin bu samimiyeti ve bütün bunları yaparken hiçbir maddi manevi beklentiye girmemesi, onun en büyük zenginliğidir. Konuşmalarının, yazılarının bu kadar etkili olması, bu samimiyette yatıyor olmalıdır. Onu tanıyan insanların, hakkında söyledikleri de bu samimiyetin ayrı bir göstergesidir. Nitekim bütün bu özellikleriyle Hocaefendi, İslam ahlâkının en güzel temsillerinden biri olarak karşımıza çıkar. 

Hocaefendi’nin en dikkat çeken yönlerinden biri de çok yönlü ilgi dünyasıdır. O, sadece dinî ilimler alanında çağının takdir gören şahsiyetlerinden biri değildir. Aynı zamanda diğer ilimlerde de fikir beyan edecek, orijinal çıkarımlar yapabilecek bir donanıma sahiptir. Bu sebepledir ki onun sohbetleri ve kitapları, hakikatin bütün cepheleriyle kavranma çabasının derin birikimi ile doludur. Onun dili ve üslubu ise ayrı bir bahistir. Hocaefendi, konuya hâkim çoğu kimsenin belirttiği gibi Türkçeyi bütün zenginliği ile kullanabilen çok az sayıdaki isimden biridir. 

Hocaefendi’nin hayatının ana hatlarıyla şahsiyetinin temel çizgilerini öne çıkartarak anlatmayı hedefleyen bu kitapta, biyografinin yanında beslenme kaynakları, dünyayı yorumlayışı, hayatını örgülediği temel değerler, kendisine yöneltilen bir takım suçlamaların bugüne kadar nasıl yersiz kaldığı, güncel bazı meseleler hakkındaki yorumları ve bakış açısı gibi konular üzerinde duruluyor. 

Hocaefendi’yi okumak, anlamak ve tanımak insanlık adına ideali olan herkes için ilham kaynağı olabilecek bir imkândır. Onu tanımak ve anlamak ise nasıl bir ortamda yetiştiğinden başlayarak şahsiyetini anlamaklamümkündür. Onun eserlerine, şahsiyetini şekillendiren dünyanın kavranmasından başlamak, o eserlerdeki fikirlerin zenginliğinin daha derinden yakalanmasına yardımcı olacaktır. Bu yönüyle onun hayatı, sadece bir biyografi değil; bütün insanların kucaklaştığı, herkesin birbirini sevdiği ve saygı gösterdiği ‘yeni bir dünyayı’ kurmak için yola çıkan sevdalıların ilham kaynaklarının da çekirdeğini teşkil eder.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin çocukluk yıllarını, tahsilini ve hizmetle örülmüş yaşamını anlatan “Bir Gönül İnsanı”, Hocaefendi’yi daha iyi tanımak ve anlamak için okunması gereken önemli bir eser…

Bir Gönül İnsanı, Emre Eren, Muştu Yayınları, 280 Sayfa