Destici: Havuz medyasının da özgürleşmesini istiyoruz

Destici: Havuz medyasının da özgürleşmesini istiyoruz
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici,medyaya darbe operasyonuna tepki gösterdi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 14 Aralık'ta yapılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile senarist, yönetmen, yapımcı ve emniyet mensuplarına yönelik ‘gözaltı ve tutuklamalara’ sert tepki gösterdi.

Destici, Türkiye’deki bütün medyanın, –yandaşlar dışındaki– muhalefet partilerinin, STK’ların topyekûn, operasyonun hukuki bir temelden yoksun, siyasi bir kararla, birilerinin talimatıyla gerçekleştiği hususunda fikir birliğine vardığını kaydederek," Basın özgür olmazsa ben zaten Meclis dışındayım. Yüzde 10 baraj karşımda, Hazine yardımı yok. Ben nasıl sesimi duyuracağım. Sen basına çökersen, kontrolüne alırsan, sesimi kim duyuracak. Millet beni nereden duyacak, nereden öğrenecek. Böyle demokrasi olur mu? Onun için biz özgür basının yanındayız. Basının özgürleştirilmesinden yanayız. Şu anda iktidarın yandaşı gözüken ‘havuz medyası’ diye isimlendirilen medyanın da özgürleşmesini istiyoruz." dedi.

BBP il Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, şunları ifade etti: “Sadece Türkiye’de değil, dünyada; Avrupa Birliği ve ABD’den gelen tepkiler değil; Uzakdoğu’dan, Asya’sına ve Ortadoğu’suna kadar pek çok ülkeden bu gözaltıların basın özgürlüğünü müdahale olduğu noktasında açıklamalar geldi. Dolayısı ile burada itibarı zedelenen, zarar gören muhataplarından çok maalesef ülkemiz oldu. Onun için biz ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz. Bir gruba olan kininiz öfkeniz, Allahü Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de buyurduğu gibi sizi adalet duygusundan ayırmasın. Adil olun. Ülkeyi yönetenlerin adil olma gibi bir yükümlülükleri var. Ülkeyi yönetenler adaletten ayrılır, hukukun dışına çıkarsa, hukukun bağımsızlığını yok ederlerse, zaman gelir, devran döner kendilerini vurur. Öyle bir noktaya gelir ki kendileri ülkeyi yönetemeyecek pozisyona gelirler.”

"HAVUZ MEDYASININ DA ÖZGÜRLEŞMESİNİ İSTİYORUZ"

BBP olarak basın özgürlüğünü çok önemsediklerinin altını çizen Destici, kimsenin medyaya müdahale etmemesini istedi. Buradan canı yanan bir hareket olduklarını vurgulayan Destici, “Bir grubu savunma adına söylemiyorum. Tüm basın için söylüyorum. Basın özgür olmazsa ben zaten Meclis dışındayım. Yüzde 10 baraj karşımda, Hazine yardımı yok. Ben nasıl sesimi duyuracağım. Sen basına çökersen, kontrolüne alırsan, sesimi kim duyuracak. Millet beni nereden duyacak, nereden öğrenecek. Böyle demokrasi olur mu? Onun için biz özgür basının yanındayız. Basının özgürleştirilmesinden yanayız. Şu anda iktidarın yandaşı gözüken ‘havuz medyası’ diye isimlendirilen medyanın da özgürleşmesini istiyoruz. Oradaki basın mensupları da içinde bulundukları durumdan çok hoşnut değiller. Dolayısı ile biz basının tümüyle özgürleşmesinden yanayız.” diye konuştu. 

Basın mensuplarının fikirlerinden, yazılarından ve haberlerinden dolayı –kişilik haklarına saldırmadıkları sürece– hiçbir şekilde bir operasyona muhatap olmamaları gerektiğini ifade eden BBP lideri Mustafa Destici, şunları söyledi: “Diyelim ki adam yazısında suç işlemişse bile, bu eroin kaçakçılarına yapılan muamele gibi operasyon olmaz ki, baskınlarla. Çağırırsın, gelir ifadesini verir. Tutuksuz bir şekilde yargılarsın. Pek çok basın mensubu bu şekilde yargılanıyor. Bizim de parti olarak dava ettiklerimiz var. Ama bu yargı içerisinde kendi sürecinde yürümesi lazım. Birilerinin talimatıyla apar topar gözaltın alıp, günlerce; 6 gün gözaltına alınıyor, icabında su bile verilmiyor, ilaç içmek için. Sonra ifadesi alınıp, serbest bırakılıyor. Bu 6 günün hesabını kim verecek. Türkiye’de bunun yüzenden gündem değiştiriliyor. Gerçek gündem konuşulmuyor. Ülke ekonomisinin bir haftada 10 milyar dolar üzerinden zarar ettiği söyleniyor. Tüm bunların bedelini kim ödeyecek. İnsanlar arasına nifak sokuluyor. İnsanlar sokağa dökülüyor. Toplum zaten gergin. Yeniden bir ayrışma ve kamplaşma kime ne faydası olabilir ki. Bizim birliği, bütünlüğe ve kardeşliğe ihtiyacımız var. Barışa ve huzura ihtiyacım var. Buna öncülük yapması gerekenler Türkiye’yi yönetenlerdir. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan hoşgörülü, affedici, kucaklayıcı olacak. İcabında kendisinden fedakarlık yapacak. Ama ülkesinin, milletinin birliğini ve varlığını her şeyin üstünde tutacak. Beklentimiz budur.” 

CİHAN

21 Aralık 2014 00:09
DİĞER HABERLER