Hükümet hakkında çok vahim iddia

Hükümet hakkında çok vahim iddia
Muhalif sesleri susturma girişiminin bahanesi yapılan Tahşiyeciler'e operasyonun perde arkası aydınlanıyor.

Basında muhalif sesleri susturma girişiminin bahanesi yapılan Tahşiyeciler grubuna yönelik operasyonun perde arkası aralanmaya başladı. 2009-2010 arası ABD-Türkiye ilişkileri ve Wikileaks belgelerindeki ayrıntılar, El-Kaide bağlantılı Tahşiyecilere yönelik operasyonun, ABD’ye karşı ‘pazarlık malzemesi’ olarak kullanıldığını akla getiriyor.

Zaman'ın haberine göre, ‘Basına darbe' operasyonlarının gerekçesi olarak gösterilen ‘Tahşiyeciler'e yönelik Ocak 2010'daki El-Kaide soruşturmasıyla ilgili tarihî belgeler havuz medyasının iddialarını yalanlıyor. Geçmiş belge ve konuşmalar bu operasyonu ‘Erdoğan hükümetinin ABD'ye karşı pazarlık malzemesi' olarak kullandığını gösteriyor. Operasyonun Erdoğan ve Obama'nın karşılıklı ziyaretlerinin ve teröre karşı ‘model ortaklık' sözlerinin hemen ardından gelmesi dikkat çekiyor.

Tarihler 6 Nisan 2009'u gösterdiğinde ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye ziyaretinde TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine konuştu. Terör örgütü El-Kaide ile ilgili Pakistan ve Afganistan'daki tehlikeli duruma dikkat çekerek şunları söyledi: “Bizlerin hedefi El-Kaide'yi yenmek olmalıdır. Türkiye bu anlamda güçlü bir ortağımız. Uluslararası destek çerçevesinde bölgeye giden ilk güçlerden biri. Bu görevde büyük sorumluluk aldınız, fedakârlıkta bulundunuz. Artık hedeflerimize birlikte ulaşmalıyız. Bize bu anlamda, eğitim ve destek için verdiğiniz yardımı çok takdir ediyorum.''

ERDOĞAN'IN ABD ZİYARETİNİN HEMEN ARKASINDAN OPERASYON YAPILDI

7 Aralık 2009'da ise Erdoğan ABD'ye gitti. Bu görüşme basına şu cümlelerle yansıdı: "ABD'den bir ilk; Obama, El-Kaide ile PKK'yı aynı kefeye koydu. Senin teröristin, benim teröristim devri bitti." Erdoğan da Obama'nın Ankara ziyareti sırasında açıkladığı ‘model ortaklık' konusunda atılacak adımları anlattı. İki lider, terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı. İşte bu görüşmede Obama; "Nerede meydana gelirse gelsin terörist eylemlere son verme hususunda ortak taahhüdümüzü tekrar teyit ettik." dedi. Erdoğan ise "Amerika'daki ikiz kuleler vurulduğu zamanki tavrımız bizim terörizme hassasiyetimizi ve yanıtımızı sergiler. Terörist saldırı nerede olursa olsun, reaksiyonumuz her zaman aynıdır, çünkü terörizmin vatanı ve dini yoktur." şeklinde konuştu. Erdoğan'ın ABD ziyaretinden hemen sonra da Ocak 2010'da El-Kaide operasyonu gerçekleşti. Kamuoyuna bu operasyonda HSBC ve sinagog saldırılarıyla irtibatlı kişilerin yakalandığı açıklandı. Böylece ABD ile işbirliğinde adım atıldığı gösterilmiş oldu. Dönemin içişleri bakanı ise Beşir Atalay'dı. Açıklamayı yapan İstanbul Valisi Muammer Güler, daha sonra İçişleri Bakanlığı'na getirildi, operasyon talimatını veren dönemin Emniyet Müdürü Oğuz Kağan Köksal da AKP'den milletvekili oldu.

WIKILEAKS BELGELERİNDEKİ AYRINTI: ERGENEKON

Wikileaks belgelerinden ise Erdoğan hükümetinin operasyonu ABD'ye pazarlamak için yakalananların hedefinde ABD çıkarları olduğunu söylediği anlaşılıyor. 27 Ocak 2010 tarihli Wikileaks belgelerinde James Jeffrey imzasını taşıyan raporda, ‘22 Ocak'ta yapılan El-Kaide operasyonunda alınanların direkt olarak Amerika'yı hedeflemediği' notu yer alıyordu. Rapor aslında olayın perde arkasını yansıtıyor. Çünkü dönemin Valisi Muammer Güler, bunun kodlarını vermişti. Bu yapının Ergenekon'la direkt bağlantıları bulunduğunu resmî bir dille tüm basın karşısında açıklamıştı. Yani aslında Tahşiyeciler, El-Kaide içerisindeki bir hücre olmakla birlikte daha çok Ergenekon'un taşeronu olarak çalışıyordu. Örgüt yöneticilerinin, Ergenekon sanıklarıyla irtibatını alt kadrolardan gizlediği iddia edilmişti.

Muammer Güler, El-Kaide operasyonlarında yakalananların, ikinci Ergenekon iddianamesinde adı geçen bazı şahıslarla irtibatlı olduğunu söyledi. Örgüt yöneticileri, Mehmet Doğan ve Mustafa Kaplan'ın iddianamede adı geçen bir şahısla ve yurtdışında bulunan başka bir şahısla Almanya ve Azerbaycan üzerinden irtibat kurdukları belirtildi. Bu irtibatların diğer örgüt üyelerinden gizlendiği, örgütün Türkiye sorumlularından Mehmet Doğan'ın altında çalışan Mustafa Kaplan'ın da sık sık yurtdışına çıkarak Ergenekon sanığıyla dolaylı yönden iletişime geçtiği iddia edildi.

HSBC SALDIRILARIYLA İRTİBATLI

Muammer Güler, yakalananların; 27 kişinin öldüğü, 300 kişinin de yaralandığı HSBC ve sinagog saldırılarıyla da ilgili olduklarını ifade etti. Zanlıların bazılarının yurtdışındaki cihat bölgeleri olarak belirttikleri yerlerde askerî eğitim aldıkları belirtildi. Bazı örgüt üyelerinin Ergenekon sanıklarının yanı sıra El-Kaide terör örgütünün Avrupa, Türkiye ve Suriye sorumlusu Louai Sakka ve 15-20 Kasım 2003 tarihinde bombalı saldırılardan dolayı aranan ve Irak'ta öldürülen Habip Aktaş'la da geçmişte irtibatlarının olduğu tespit edildi.

18 Aralık 2014 08:19
DİĞER HABERLER