Medyaya darbede 28 Şubat taktiği

Medyaya darbede 28 Şubat taktiği
Mahkemenin dünkü kararında Gülen'e; cebir, tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçlamaları yöneltildi.

Delil olarak da Samanyolu Yayın Grup Başkanı Hidayet Karaca ile yaptığı ileri sürülen yasa dışı dinleme ile elde edilmiş montajlı telefon görüşmesi gösterildi. Ayrıca Gülen'in herkul.org sitesinde yayınlanan ve 'dini kullanarak teröre yönelen' gruplara karşı uyarıların yer aldığı sohbeti de deliller arasında yer aldı. Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, yakalama kararına tepkisini “‘Bir sohbetinde El Kaide örgütüne karşı dikkatli olun' dedi diyeceksiniz herhalde. Yazık!!.” sözleriyle dile getirdi. Kumpasın bundan sonraki safhasını, kırmızı bülten çıkartılması çabalarının oluşturacağı konuşuluyor.

Bu mesnetsiz suçlamalar ve kimi hukuk dışı, kimi soyut delillerle sonuç alınması mümkün görünmüyor. Benzer bir süreç 28 Şubat darbe döneminde de yaşandı. Yine bir algı operasyonu sonucunda ATV'de yayınlanan montaj kasetle düğmeye basıldı. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel, 1999'da soruşturma başlattı. Medyadaki yalan haberler ve sahte ihbarlar delil olarak kullanıldı. Gülen, "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmakla" suçlandı. Tek kişilik örgüt suçlaması davaya dönüştü. İddianamede, sözde örgütün yayın organlarının kapatılması, buralarda çalışan gazeteciler, yazarlar, yöneticilerin hapse atılması da vardı. Ancak 8 yıllık yargı süreci Hocaefendi'nin beraati ile sonuçlandı. Gülen, ‘çete, örgüt kurma, devleti ele geçirme' dâhil bütün suçlamalardan aklandı. Beraat kararı en üst yargı mercii olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda onandı.

Dosyada küpürden başka bir şey yok

Nuh Mete Yüksel’in özellikle bürokrasi üzerinden devleti ele geçirme yönündeki iddialarının, 14 yıl sonra dillendirilenlerle benzeşmesi dikkat çekici. Bugün de Ankara ve İstanbul başta olmak üzere suç duyuruları üzerinden Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında onlarca soruşturma başlatıldı. Ancak hiçbir delil bulunmadı. Soruşturma dosyaları gazete kupürleri ve şikâyet dilekçelerinden ibaret kaldı. Bu defa sohbetleri mercek altına alındı. 2009’daki bir sohbeti üzerinden Tahşiye dosyası kurgulandı. Henüz yargılaması süren Tahşiye davasının Hocaefendi’yle bağlantılı olduğuna dair tek bir delil bulunmamasına rağmen yakalama kararı çıkartılması istendi.

Ekrem Dumanlı ve diğer 30 kişi hakkında verilen gözaltı kararında, tıpkı Yüksel’in iddianamesinde olduğu gibi, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemenliğini ele geçirme’ suçlaması yöneltildi. 28 Şubat iddianamesi tek kişilik bir terör örgütü isnadında bulunurken bugün de birbiriyle bağlantılı olmayan kişilerden terör örgütü oluşturuldu. O gün yapılan dershanelere ve yurtlara el koyma planı da bugün güncellenerek yürürlüğe konuldu.

Zaman

20 Aralık 2014 08:04
DİĞER HABERLER