Sahur baskınıyla ilgili gözlerden kaçan şok detay

Sahur baskınıyla ilgili gözlerden kaçan şok detay
Yolsuzluk operasyonunu yürüten polisler gözlatına alındı. Oluşan tepkiyi kırabilmek için Selam-Tevhit Örgütü soruşturması bir paravan olarak kullanılıyor ve polislere casusluk ithamı yapılıyor. Bu pek çok açıdan hukuksuz ve suç niteliğinde bir eylem. Neden?

Zaman Gazetesi'nden Bülent Korucu, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında adli kolluk olarak görev yapan ve sahur vakti bir operasyonla gözaltına alınan polislerle ilgili çarpıcı bir yorumda haber bulundu. İşte Korucu'nun "Kılıf hazır sıra minarede" başlıklı değerlendirmesi...

17 ve 25 Aralık soruşturmalarında adli kolluk olarak görev yapan polisler gözaltına alındı.

Oluşan tepkiyi kırabilmek için Selam-Tevhit Örgütü soruşturması bir paravan olarak kullanılıyor ve polislere casusluk ithamı yapılıyor. Bu pek çok açıdan hukuksuz ve suç niteliğinde bir eylem. Neden?

    1) Adli kolluk görevi sırasında polis tamamen savcının yönetimindedir. 17 Aralık yolsuzluk ve Selam operasyonları da savcı hatta hâkim talimatlarıyla icra edildi. Bir suç ya da ihlal varsa emir kulu polisler değil, öncelikle amir konumundaki savcı ve yargıçlar sorumludur. Nitekim Selam dosyasının savcısı Adnan Çimen, farklı mahkemelerden 10’a yakın hakimden alınmış kararlardan bahsetmişti. İşlem yapılması kolay ve zaten çoğu itibarıyla 17 Aralık’tan sonra görevden alınan polislerin günah keçisi seçilmeleri; yeni bir algı operasyonu tezlerini güçlendiriyor. İsrail, Irak ve Suriye politikalarındaki sıkışmışlığın cumhurbaşkanlığı seçimine etkilerini minimize etmek için gündem değiştiriliyor.

    2) 17 Aralık’tan itibaren polislere yapılan yegâne suçlama mülki amirlerine haber vermedikleri yönündeydi. Darbe iddialarının altına konulan çürük bir payandaydı, gizlilik. Hatta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltı haberini televizyondan öğrenmesinden daha acı bir şey olabilir mi?” sözleriyle tepkisini dile getirmişti. Bundan sonra haber vermek zorunlu olsun diye adli kolluk yönetmeliği değiştirildi. Ama hukukçular aksine haber vermenin suç olduğunu vurguladı. Nitekim Danıştay da yönetmeliğin yürürlüğünü durdurdu. Bu karar, polislerin en üst yargı tarafından aklanmasıydı.

    3) 17 ve 25 Aralık soruşturmaları iki koldan devam ediyor. Hem ilk derece mahkemesi savcıları hem de bakanlar hakkında soruşturma yapma yetkisini tekelinde bulunduran Meclis, soruşturma yapıyor. Hukuka uygun biçimde sonuçlandırılmadan o soruşturmalarda ilgili başka bir işlem yapılamaz. Savcının söz konusu işlemi, henüz çalışmaya bile başlayamamış Meclis komisyonunun ve sonrasında bağlayıcı kararı verecek olan Genel Kurul’un iradesine ipotek koymaktır. Hukuku geçtik yazılı mevzuatın bağlayıcılığının gereği mezkur soruşturmalar sonuçlanmadan bu polislerin ihlallerini nasıl tespit edeceksiniz? Paravan olarak kullanılan Selam soruşturmasının apar topar takipsizlikle sonuçlandırılmasının sebebi de bu galiba.

    4) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ve hatta baskısı ile zorlama bir gözaltı işlemi yapıldığı açık. Başbakan da bunu gizleme ihtiyacı hissetmiyor, bilakis defalarca söyledi. Bu talimat veren kadar alan açısından da suçtur. “Şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hâkimleri bu süreci götürecek.” ve “Şimdi yaptığımız bazı yasal düzenlemeler Cumhurbaşkanı’nın önünde. Onaylanınca hızlı adımlar atılacak. Bir proje geliştiriyoruz. O bitince süreç hızlanacak. Onlara yüzlerce, binlerce dava açacağız.” sözlerinin sahibi Başbakan. Nitekim operasyon kararı birkaç gün önce göreve atanan sulh ceza hâkimi Hulusi Pur tarafından verildi. Tipik bir adil yargılanma ve tabii hâkim güvencesi ihlali ile karşı karşıyayız.

OPERASYONDAKİ 9 HUKUKSUZLUK

17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında adli kolluk olarak görev yapan polisler gözaltına alındı. Bu pek çok açıdan hukuksuz ve suç niteliğinde bir eylem. Neden?

1. Özel Yetkili 2 No’lu Sulh Ceza Hâkimi Hulusi Pur, daha ikinci iş gününde 115 polis hakkında arama ve gözaltı kararı çıkardı.

2. İTİRAZLARA, sosyal medyada Başbakan Erdoğan’a hayranlığını açıklayan 3. Sulh Ceza Hâkimi İslam Çiçek bakacak.

3. İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu, Yargıtay’ın ceza verdiği Selam Tevhit terör örgütü için ‘sözde’ ifadesini kullandı.

4. Eski İstanbul Terör Müdürü Yurt Atayün’e kanuna aykırı şekilde arkadan kelepçe takıldı.

5. Hükümet medyasına bir gün önceden bilgi verildi. Bazı gazeteciler operasyon başlamadan sosyal medyadan kirli propaganda yaptı.

6. Polisler, 17 Aralık’ta savcılığın emrini yerine getirdi. Buna rağmen emri veren hâkim ve savcılar değil, yerine getirenler gözaltına alındı.

7. Meclis ve ilk derece mahkemelerde soruşturması devam eden 17 Aralık’la ilgili karar çıkmadan polislere işlem yapılması skandal.

8. OPERASYONUN niteliği ve kapsamı Başbakan Erdoğan’ın talimat gibi açıklamaları ile örtüşüyor.

9. Kanuna göre GÜN IŞIĞINDA yapılması gereken arama ve gözaltılar gece 01.30’da başladı.

ZAMAN

23 Temmuz 2014 08:08
DİĞER HABERLER