Türkiye'yi sarsacak açıklama: Devletin parası bazı makamlara gitmiş

Türkiye'yi sarsacak açıklama: Devletin parası bazı makamlara gitmiş
Ekonomist yazar Dr. Fuad Sadeghi: Türkiye’nin kasasına girmesi gereken paralar, bazı makamlara gitmiş

Türkiye’nin gündemden düşürmek için her yolu denediği Zarrab ve Zencani dosyaları sadece İran siyaseti değil medyası ve kamuoyunun en çok tartıştığı konulardan biri. Ekonomistler, gazeteciler, İran’ın şartları için de son yılların en büyük yolsuzluk ve rüşvet davası kapanmasın diye çaba harcıyor. İktisadi Fesad’ın boyutları ve niteliği konusunda mesafeli ve diplomatik dil kullanan siyasetçiler dışında bir isimle konuşmak için bir dönem, eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rezai’ye çok yakın çalışan ünlü aktivist, gazeteci ve ekonomist Dr. Fuad Sadeghi  tam ifadesiyle sözünü hiç esirgemeyen bir uzman. İran siyasi kültürünün çok sevdiği dolambaçlı, üstü örtülü anlatımlara prim vermiyor. Sadeghi’den yolsuzluk, kara para ve rüşvetin çerçevesini çizmesini istiyoruz. Şöyle diyor: “Zencani, karmaşık İran siyasetinin kriz dönemlerinde kullandığı enstrüman... Bir ambargo tüccarı… İran devrimden bu yana ambargo altındaydı ama özellikle 2012-2013’te yeni bir ambargo ekonomisi oluştu. Yeni ekonominin esası, ambargo altında olduğu için İran’ın ihtiyaçlarını yurtdışındaki özel şirketlerin karşılamasıydı.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Dr. Sadeghi, İran’da kayıt dışı ticaret ve kara paranın önünü açan bu ticaretle ilgili hayati bir noktaya dikkat çekiyor: “İran petrolü dellallere satmadı, sadece satış için onları kullandı. Onlar sadece komisyonlarını aldı. Ticareti yapan yine İran devletiydi. Bu dönemde büyük yolsuzluklar oldu. Tahsil edilemeyen para -Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cihangiri’ye göre 20 milyar dolar civarı-. Ancak bana göre para bundan çok çok daha fazla. Bu paraların Zarrab ve Zencani gibi isimler aracılığı ile İran’a gelmesi gerekiyordu. Ancak Zencani, petrol paralarını ödemediği için hapse girdi.”

 İki soruşturmanın da başından bu yana çok tartışılan ve gizemini koruyan Zencani ile Zarrab arasındaki ilişki konusunda çarpıcı bilgiler veriyor Dr. Sadeghi. Şöyle diyor: “Zarrab, Zencani’nin sarrafı. Zencani’nin petrol satışından elde ettiği kara parayı aklama işini Zarrab yaptı. Çark şöyle işledi; ambargo döneminde İran’ın Türkiye, Çin, Hindistan ve G.Kore’ye petrol satışına izin verildi. İran’ın Türkiye’ye petrol satışı Halkbank üzerinden gerçekleşti, yani paralar Halkbank’a yattı. Zarrab’ın görevi bu parayı bir şekilde İran’a aktarmaktı. Zarrab bu dönemde milyar dolarlar transfer etti. Büyük komisyonlar aldı. Ancak petrol satışına girmedi. Zencani ise petrol satışına da girdi ve büyük bir yolsuzluk ağı kurdu. İran’dan 200 gemi petrol aldı ama bu petrolü ne yaptığı belli değil.”

Zarrab’ın para transferi sebebiyle İran’da yargı önüne çıkarılması gerektiğini söyleyen Sadeghi’ye göre dosyada asıl fesat ve yolsuzluk Türkiye ve Türk hükümeti ile ilgili. Gerekçesini şöyle izah ediyor Sadeghi: “İran petrol satışından Çin, Kore ya da Hindistan’a yüzde 5 veriyor. Amaç paranın İran’a dönmesini garanti altına almak. Resmi hesaplara yatan paranın yüzde 2’si komisyon olarak o ülkeye kalıyor. Kalan miktar bir şekilde İran’a banka, özel şirket ya da para transferi yapan sarraflar eliyle İran’a aktarılıyor. Bizim bilgilerimize göre Halkbank’taki İran parasının yüzde 5’ni Türkiye komisyon olarak alıyor. Petrol alan ülkeler kendi menfaatleri için bu para transferine göz yumdu. Mesela Çin’de büyük sorun yok. Çünkü Çin, Zarrab gibi aracılara ihtiyaç duymadan transferi bizzat kendisi yapıyor. Komisyonu devlet alıyor. Türkiye’de ise devletin kasasına gitmesi gereken paranın devlet yetkililerinin hesabına gittiği ortaya çıktı.”

 Sadeghi, ambargoların arttığı bu dönemde ülkelerin ve aracıların aldığı komisyonun yüzde 5’lerden yüzde 20’ye çıktığına dair rivayetler olduğunu, bu yüzden kullanılan aracıların devletin güç merkezlerine çok yakın isimlerden seçildiğini söylüyor. Gerekçesini de açıklıyor: “İran’ın alacaklarının Zarrab ve Zencani gibi aracılarla geri dönmesi yasal değil. Çünkü onlar ambargo tüccarı. Hepsinin istihbarat ile yakın ilişkileri var. Zencani, Ahmedinejad’ın İstihbarat Bakanı Muslihi ile yakın arkadaştı. Devrim Muhafızları kadrolarıyla çok yakın ilişki içinde. Zarrab işte bu sistemin içinde. Onun istihbarat ya da Devrim Muhafızları ile ilişkisi olmaması mümkün mü.”

“Zencani tutuklanmışken Zarrab’a dokunulmazlık sağlayan şey ne?” sorusuna ise tebessümle karşılık veriyor Dr. Sadeghi ve ekliyor: “Zarrab İran’da da en az 4 bakana rüşvet vermiş olabilir. Çünkü İran makamlarının ilgili birimlere ‘Tüm paralar Zarrab kanalıyla gelecek’ diye talimat verdiğine dair bilgiler aldık. En az Merkez Bankası nezdinde Zarrab’la ilgili talimat var. Bu nedenle İran’da korunuyor olabilir. Petrol satışı ile ilgili 80 milyar Euro’luk bir paradan söz ediyoruz. Komisyonu bile 5 milyar Euro. Bunun bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı İran’da kullanıldı. İşte o para destek ve dokunulmazlık zırhı sağlıyor.” Sadeghi’ye göre ABD ile anlaşılır ve ambargolar biterse İran’ın petrol paralarıyla ilgili yolsuzluklar öncelikli olarak Erdoğan hükümetinin sorunu olur. Çünkü diyor Dr. Sadeghi ‘Görünen o ki çok büyük miktarlarda petrol parası cebe indirildi. İran, bu parayı resmi olarak isteyebilir. 10 milyar dolara yakın olduğu sanılan parayı herhalde Reza Zarrab İran’a getirmeyecek. Türkiye kendisi ödeyecek. İran bu paraları tahsil için uluslararası dava açabilir. İran’ın parası Halkbank dışında başka bankalar ya da özel şirketler üzerinde olabilir. Bu suç mu? Evet suç. Ama zaten suç olmasa bu kadar kazançlı bir iş olmazdı.”

Dr. Sadeghi’ye “Zarrab konusunda İran’dan Türk makamlarına bir baskı gitmiş olabilir mi?” diye soruyoruz. Cevap imalı ve net: “Baskı gitmiş olabilir, bu mümkün. Ama zaten Türkiye müdahaleye gerek kalmadan kendisi konuyu hemen kapatmak istedi. Demek ki ucu bir yerlere uzanıyordu.”

Halkbank, Zencani’ye teminat mı verdi?

Uzun süre Zencani’nin en yakınında bulunan -İran medyası kimliğini açıklamadı- bir tanığın tutuklama kararından sonra verdiği uzun mülakatta söyledikleri Dr. Sadeghi’nin anlattıklarını ve tezlerini doğrular nitelikte. İşte o ifadeler: “Başından itibaren Devrim Muhafızları ve istihbaratla iç içe olan Zencani, tüm adımlarını onların himayesinde attı. Tahran’daki büyük inşaat projesini bir bankadan aldığı kredi (LC) ile başlattı.  Devrim Muhafızları’na yakın bir banka için Türkiye’den para transferi yaptı. Aynı şirket için -Hatem-ül Enbiya Şirketi- iş makineleri satın aldı, para Zencani’nin Halkbank’taki hesabına aktarıldı. Şubat 2012’de petrol satışına başladı. Ambargo listesine girmesini bile kullandı, miktarı belli bu para üzerinden banka kredileri aldı. Şirketlerinin tüm yöneticilerini eski istihbaratçılardan oluşturdu. Sorinet, Devrim Muhafızları’na bağlı bir şirket. Öyle olduğu için Zencani ‘Ben de bu şirketin maaşlı bir çalışanıyım’ derdi. Ahmedinejad döneminin Merkez Bankası Başkanı Bahmani, yüz milyonlarca dolar borcu varken ‘Zencani’nin hiç borcu yok, tüm petrol parasını ödedi’ açıklaması yaptı. Zencani, Türkiye’de Rus mafyasıyla birlikte çalıştı. Reza Zarrab’ın Türkiye’de çevre yapması çok işine yaradı. Halkbank ile Türk-Arap Bankası Zencani’ye birçok kez teminat verdi, yardımcı oldu.” ZAMAN

26 Temmuz 2014 08:42
DİĞER HABERLER