AA, İzmirdeki Çocuk ve Gençlik İnfaz Kurumunu görüntüledi
-Kişi başına kullanım alanı bakımından diğer ceza infaz kurumlarına
göre 3 kat daha geniş olanaklara sahip olan, klasik infaz
kurumu mimarisinden oldukça farklı tasarlanan İzmir
İZMİR (A.A) - Tolga Albay - Adalet Bakanlığının ceza infaz
anlayışı modernleştirme çalışmaları kapsamında hayata geçirdiği Aliağa Ceza İnfaz
Kurumları Kampüsü bünyesindeki 33 bin metrekare alan üzerine kurulu 360 kişi
kapasiteli İzmir Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu, kapılarını Anadolu Ajansı
(AA) ekiplerine eçtı.
Kişi başına kullanım alanı bakımından diğer ceza infaz kurumlarına göre 3
kat daha geniş olanaklara sahip olan cezaevinin klasik infaz kurumu mimarisinden
oldukça farklı olarak tasarlanması dikkat çekiyor. Pencereler ve koridor
geçişleri dışında parmaklıkların görülmediği binada, hükümlü çocukların
kullandığı tüm iç mekanlar, otel ve özel hastanelerde kullanılan malzeme ve
eşyalarla donatılmış.
Çocukları hayattan koparmama anlayışıyla 8 iş atölyesi, derslikler ve çok
amaçlı salonun bulunduğu binada halı futbol sahası, kapalı spor salonu,
hayvanlarla rehabilitasyon için hobi bahçeleri de bulunuyor. 220 ceza infaz
memurunun görev yaptığı kurumda tüm personelin genç ve eğitimli olması ve mahkum
çocuklara kardeş anlayışıyla yaklaşması dikkat çekiyor.
İzmir Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumunda Türk cezaevi tarihinde ilk kez
bilişim tabanlı bireysel izleme programı hayata geçiriliyor. 10 kişilik
ünitelerde tek kişilik odalarda kalan çocukların tüm faaliyet ve programları,
bilgisayar üzerinde özel bir yazılıma işleniyor. Her ünitenin ağabeyi olarak
tanımlanan lideri, mesaisinin tamamını ünitenin içinde, çocuklarla geçiriyor. Her
çocuğun hikayesi, sağlık durumu, geliştirmesi gereken yönleri, istekleri, kurs,
eğitim ve spor programı bilgisayar ortamına kaydediliyor. Çocuklar istekleri
doğrultusunda, psikolog yönlendirmesiyle tüm günlerini aktivite alanları içinde
geçiriyor.
Çocuklara diğer cezaevlerinde de bulunan müzik, enstrüman, bilgisayar,
yabancı dil gibi kursların yanında cam kumlama, unlu mamuller ve pasta yapımı,
müzik aleti yapımı ve dünyada bir ilk olduğu belirtilen süs balığı
yetiştiriciliği eğitimi veriliyor. Çocukları rehabilite etmenin yanında cezaevi
sonrası istihdam fırsatı yaratmayı da amaçlayan eğitim kapsamında boya badana,
ebru gibi kursların açılması için de hazırlıklar sürüyor.
Türkiyenin çeşitli ceza infaz kurumlarında 22 yıllık görevinin ardından
İzmir Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumunda 1 yıldır görev yapan Kurum Müdürü
Emrullah Turan, kurumda misafir ettikleri bir çok çocuğun normal hayatta
ulaşamayacağı imkan ve olanaklara sahip olduğunu, kurumu bir cezaevi değil eğitim
evi olarak gördüklerini, cezasını tamamlayan çocukları girdiklerinden daha
sağlıklı, donanımlı ve iletişime açık insanlar olarak göndermeye gayret
gösterdiklerini söyledi.
Turan, henüz 1 yıllık bir süre olmasına rağmen uygulanan modelin net şekilde
faydalarını görmeye başladıklarını, farklı kurumlardan yaramaz oldukları için
sevk edilen bir çok çocuğun kısa bir süre içinde örnek gösterilen biri hale
geldiğini ifade etti.
-Baba evlat ilişkisi-
Kurumda bireysel gelişim programı kapsamında uygulanan projelere dikkati
çeken Turan, şu bilgileri verdi:
Ceza infaz kurumunda ilk defa dilekçe ve diğer aracıları ortadan kaldırmak
için bir yazılım hazırlandı. Bu sistemle çocuklar problemlerini ünite liderlerine
rahatlıkla iletebiliyor, bilgisayara girilen bu talep anında ilgili birimin önüne
düşüyor. Ayrıca ünite lideri çocuklarla ilgili gözlemlerini bilgisayardaki
sayfasına giriyor. Örneğin psikolojik bir sorunu varsa psikolog hızla devreye
giriyor. Bu sistemle süreci hızlandırıyoruz ve kayıt altında olması nedeniyle
izleyebiliyoruz.
Kurumda cezadan çok eğitim ve iyileştirme faaliyetlerini ön planda
tutuyoruz. Burada bir aile havası yaratmaya çalışıyoruz, benimle çocuklar
arasında baba-evlat ilişkisi var. Daha önce çeşitli projeler kapsamında
Avrupadaki 30a yakın ceza infaz kurumunu ziyaret ettim. Biz çocuk ve gençlik
konusunda Avrupaya bir model oluşturuyoruz. Genç bir kurum olmamıza rağmen çok
mesafe aldık. Bizi bir çok ulusal ve uluslararası heyet ziyaret ediyor. Hepsinin
görüşleri, burasının model bir infaz kurumu olduğu yönünde.
Bir AB projesi kapsamında Almanya ve Hollandadaki infaz kurumu heyetlerinin
kendilerini ziyaret ettiğini, Alman heyetinin çocuk ceza infaz kurumu konusunda
onlardan ileri olduklarını söylediğini, Hollanda heyetinin ise buradaki sistemin
benzeri uygulamak üzere ülkelerindeki makamlara rapor hazırladığını anlatan
Turan, Çocukların topluma yeniden kazandırılması konusunda iddialıyız dedi.
-Akvaryum salonunda balık yetiştiriyorlar-
Çocukların topluma kazandırılması noktasında kendilerinin ancak ilk adımı
atabileceklerini, sivil toplum örgütlerinin bu konuda desteğini beklediklerini
ifade eden Turan, Sivil toplum kuruluşu üyelerimiz buraya gelsinler, gezsinler.
Kapımız sonuna kadar açık. Çocuklarımızı, gençlerimizi birlikte eğitelim, bizim
eksik kaldığımız yönleri onlar tamamlasın istiyoruz diye konuştu.
Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde kurulan iş atölyeleri içinde tasarımı en ilgi
çekici olanı ise süs balığı yetiştiriciliği atölyesi. Duvarları dev akvaryum
görüntüleriyle kaplanan atölye içinde büyük boyutlu çok sayıda akvaryum içinde
yavru balık yetiştirilerek satışı yapılıyor.
Atölyede eğitim veren Beyza Ateş, kursa katılan çocukların uygulamalı olarak
tropikal su balıkları yetiştiriciliğini öğrendiklerini, buradan ayrılan
çocukların akvaryumcular, petshoplar ve balık çiftliklerinde rahatlıkla iş
bulabileceğini ifade etti. Ateş, kursa devam eden çocukların iş öğrenmenin
yanında akvaryumun dinlendirici özelliği nedeniyle stres attığını, cezaevi
ortamından uzaklaşma fırsatı bulduğunu da sözlerine ekledi.
İnfaz kurumu bünyesinde kurulan cam kumlama kursuna devam eden 17 yaşındaki
M.A, İzmir ceza infaz kurumundaki olanakların diğer kurumlarda bulunmadığını,
daha geniş alanlara sahip olduklarını, sürekli eğitim aldıklarını ve spor
yaptıklarını söyledi. M.A, Daha önce farklı cezaevlerinde kaldım. Çok daha ufak
ve düzensiz alanlarda kaldık. Burası daha güzel, düzeni çok iyi. Burası
diğerlerine göre lüks otel gibi. Eski cezaevinde ufacık televizyon vardı, burada
büyük plazma televizyonumuz var dedi.
Kurum bünyesinde Sabancı Vakfı ve Türkiye Görme Engelliler Kütüphanesi
Derneği işbirliğiyle kurulan stüdyoda görme engelli çocuklar için kitap okuyan 17
yaşındaki Ş.S ise cezaevinde kendilerine sağlanan imkanlardan memnun olduklarını,
burada kendilerini geliştirme fırsatı bulduklarını belirterek, kitap okumayı çok
sevdiğini, günlerini stüdyoda okuyarak geçirdiğini söyledi.
Yayıncı: Şükran Yücel