AB Bakanı'ndan hukuk dışı uygulamalara tepki

AB Bakanı'ndan hukuk dışı uygulamalara tepki
AB Bakanı Ali Haydar Konca, Türkiye'de hükümet eliyle yaşanan gayri hukuki eylem ve uygulamaların AB üyelik sürecine zarar verdiğini söyledi.

Konca, “İç Güvenlik Yasası'nı, sulh ceza hâkimliklerini, MİT Kanunu'nu, Hidayet Karaca'nın tutuklanmasını Avrupa'da kim savunabilir kardeşim!” ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı Ali Haydar Konca, Türkiye'de hükümet eliyle yaşanan hukukdışı eylem ve uygulamaların AB üyelik sürecine zarar verdiğini söyledi. Batı'nın  uyarılarının ‘dış güçler' söylemiyle örtülemeyeceğini belirten Konca, medya ve muhaliflere  yönelik susturma girişimlerinin ülkenin itibarına ağır zarar verdiğini ifade etti. “İç Güvenlik yasasını Avrupa'da kim savunabilir kardeşim! MİT Kanunu, dershane düzenlemesi de aynı şey. Hidayet Karaca'nın tutuklanmasını kime izah edebilirsiniz? Sulh ceza hakimliklerini kimseye anlatamazsınız.” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu seçim hükümetinde AB bakanı olarak görev verilen HDP'li Ali Haydar Konca, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zaman'a konuşan Konca'nın açıklamaları, hükümet temsilcilerinin hukuksuzlukları savunmak için kullandığı söylemleri boşa çıkarıyor. Son dönemde çıkarılan antidemokratik kanunları ve yaşanan hukuksuzlukları hatırlatan Konca, bunların Avrupa'da savunulamayacağını anlatıyor. Konca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

HUKUKSUZLUK ‘DIŞ GÜÇLER' SÖYLEMİYLE ÖRTÜLEMEZ: “AB ilerleme raporları, Batı'dan gelen ikazlar ‘dış güçler' söylemiyle savsaklanıyor. Savsakladılar da ne oldu! Türkiye'nin gerçeği değişti mi? Batı dünyası Türk hükümetini basına yönelik baskılardan dolayı eleştiriyor. Nokta Dergisi bir kapak fotoğrafı yüzünden toplanmadı mı! Süreli yayınların yasaklanması basın özgürlüğüne girer mi? Keza hükümet insanların gösteri, yürüyüş haklarını engelliyor. Bırakın Avrupa değerlerini Anayasa'mıza bile uymuyor bu müdahaleler. Dolayısıyla iktidarın ‘dış güçler' söylemi sadece mazeret üretme çabasından öte bir şey değil. Brüksel'e dış güçler izahı yapmak zorunda değilim.”

MİT KANUNU, DERSHANE YASASINI KİM İZAH EDEBİLİR!: “Ülkenin gerçeklerini tespit benim görevimdir. İç Güvenlik Yasası'nı Avrupa'da kim savunabilir kardeşim! MİT Kanunu, dershane düzenlemesi aynı şey. Anayasa Mahkemesi dershane kanununu iptal etti; hadi çözün bakalım! Keza (gazeteci) Hidayet Karaca'nın (bir televizyon dizisinin senaryosunun gerekçe gösterilerek) tutuklanmasını kime izah edebilirsiniz!”

SULH CEZA HAKİMLİKLERİNİ AVRUPA'DA ANLATAMAZSINIZ: “Yargıdaki tek tipleştirme, sulh ceza mahkemelerinin kurulmasını Avrupa'da hiç kimseye anlatamazsınız. Önümüzde 23. ve 24. fasıllar var. Temel haklar ve yargı reformlarını kapsıyor. Fasıl açılırsa Türkiye bu haliyle yargı reformlarını nasıl yapacak! AB sütten çıkmış ak kaşık değil elbette, kendi içinde çatışmaları var. Ama orada nesnelleşen değerleri, evrensel değerleri bizim yansımamız, görmeyeceğiz anlamına gelmez. AB'ye girelim girmeyelim, Türkiye kendi için demokrasiyi, insan hak ve özgürlerinkileri hayatın normuna dönüştürmek zorunda.”

AB'NİN YOLU ARTIK CİZRE'DEN GEÇER!: “1999 yılında dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Diyarbakır ziyaretinde ‘AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer.' demişti. Doğru bir tespitti. Bugün Cizre'de, Silvan'da, Sur'da yaşananlar bize AB yolunun doğunun normalleşmesinden geçtiğini gösteriyor. Doğunun 1990'lara geri götürülmesi, kana bulanmasının, parçalanmasının hiç kimseye faydası yok. Cizre bu haldeyken Brüksel ile konuşmanın anlamı var mı! Cizre'de sulh sağlansa Brüksel'e başımız dik, göğsümüz gere gere gideriz. Seçim sath-ı mailine giren ülkede sadece Cizre'de değil, tüm ülkede güvenliğin, istikrarın sağlanması gerekiyor. Batıdan doğuya giden insanların, araçların durdurulması bölgede seçim güvenliğinin olmadığını gösteriyor. PKK da devlet de elini tetikten çekmelidir. Herkes sağduyu için çabalamalı. Sorunları konuşarak çözmeliyiz.”

BRÜKSEL ZİYARETİMİN ENGELLENMESİ SKANDAL OLUR: “HDP'yi temsilen, Anayasa gereği seçim hükümetinde AB bakanı olarak görev aldım. Hükümetin, yurtdışı ziyaretlerimi kısıtladığı yönünde bana resmi bir bildirimde bulunulmadı. Durum, yakın zamanda düzenleyeceğim Brüksel ziyaretinde netleşecek. Zira AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini aradı. Üyelik sürecini, mülteci sorunu ve küresel meseleleri birlikte ele alma konusunda sözleştik. Bizi ilk fırsatta Brüksel'e davet etti. Müsteşarımla ziyaret programı üzerine çalışıyoruz. Günü geldiğinde teamül gereği Başbakanlık'ı bilgilendireceğim. O gün ortada dolaşan ifadeleri test edeceğiz. Eğer hükümet bana ‘yurtdışına gidemezsin' derse skandal olur. Bu tavrı tüm dünyaya duyururuz.”

HDP'YE SALDIRI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI: “Cizre'de kriz patlayınca HDP grubu ile birlikte oraya hareket ettim. Ancak kente girişim engellendi. Hükümetin 120 bin nüfuslu kentin tamamını cezalandırmaya matuf uygulamaları yanlıştır. Orada yaşananlar insan haklarının ihlali niteliğindedir. Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 400 merkezi/ofisi yerle bir edildi. Bir taraftan düğmeye basıldı gibi yapıldı bu iş! Ardından Cumhurbaşkanı'nın beyanı üzerine Hürriyet Gazetesi iki kez basıldı. Sonra kapak fotoğrafı yüzünden Nokta Dergisi basıldı, dergi yayınlanmadan toplatıldı. AB'nin bunlara kayıtsız kalması elbette mümkün değil. Yaşananlar Türkiye için çok parlak sayfalar da değil.”

17 Eylül 2015 07:59
DİĞER HABERLER