Avrupa Birliği tarihinde ilk kez, elektrik üretiminde güneş enerjisi başlıca kaynak konumuna yükseldi. 2025’in ikinci çeyreğinde, AB’de üretilen elektriğin yarısından fazlası yenilenebilir kaynaklardan elde edildi.
Eurostat verilerine göre nisan-haziran döneminde yenilenebilir enerji payı yüzde 54’e ulaştı. Bu oran geçen yılın aynı dönemine göre 1,3 puanlık artış anlamına geliyor. Artışın en büyük nedeni, güneş enerjisinde kaydedilen rekor seviyedeki üretim oldu. Yalnızca bu çeyrekte 122 bin 317 gigavat-saat elektrik üretildi; bu miktar yaklaşık üç milyon hanenin ihtiyacını karşılamaya yetiyor.
güneş enerjisinin yükseliş nedeniAvrupa’nın önde gelen güneş enerjisi geliştiricilerinden Rob Stait, Euronews Green’e yaptığı açıklamada bu gelişmeyi “cesaret verici” olarak nitelendirdi. Stait’e göre, güneş enerjisinin cazibesi birkaç temel noktaya dayanıyor:
Maliyet avantajı: Enerji faturalarında ciddi tasarruf sağlıyor.
Kurulum hızı: Bir güneş enerjisi santrali bir yıl içinde tamamlanabiliyor. Karşılaştırıldığında rüzgar türbinleri en az 5 yıl, nükleer santraller ise 10 yıl sürüyor.
Temizlik ve bağımsızlık: Fosil yakıt ihtiyacını azaltıyor ve Avrupa’yı petrol ile gaza olan bağımlılıktan kurtarıyor.
Haziran 2025’te AB elektrik üretiminde ilk kez güneş enerjisi birinciliği aldı ve toplam elektriğin yüzde 22’sini sağladı. Onu yüzde 21,6 ile nükleer enerji, yüzde 15,8 ile rüzgar, yüzde 14,1 ile hidroelektrik ve yüzde 13,8 ile doğal gaz izledi.
Ülkeler bazında rakamlar
Yenilenebilir enerji payında en önde gelen ülke Danimarka oldu; elektriğinin yüzde 94,7’sini yenilenebilir kaynaklardan üretti. Onu Letonya (yüzde 93,4), Avusturya (yüzde 91,8), Hırvatistan (yüzde 89,5) ve Portekiz (yüzde 85,6) takip etti.
Lüksemburg yıllık bazda en hızlı artışı kaydetti; yüzde 13,5’lik yükselişin temelinde güneş enerjisi yatırımları yer aldı. Belçika da yüzde 9,1’lik artışla öne çıktı.
Yenilenebilir enerji payı en düşük ülkeler ise Slovakya (yüzde 19,9), Malta (yüzde 21,2) ve Çekya (yüzde 21,1) oldu.
Enerji güvenliği ve stratejik boyut
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında enerji piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, özellikle fosil yakıta bağımlı ülkeleri ağır şekilde etkiledi. Uzmanlar, yenilenebilir altyapının artık yalnızca çevresel değil, aynı zamanda stratejik bir gereklilik olduğunu vurguluyor.
Stait’e göre, eğer ülkeler daha hızlı ve kararlı adımlar atarsa yenilenebilirin yaygınlaşmasıyla tüketici maliyetleri düşebilir. Ancak projelerde aksama yaşanırsa fiyatların aynı kalması veya yeniden yükselmesi mümkün.
“Şebeke sorunlarının çözülmesi, Avrupa’da üretim fırsatlarının artırılması ve büyümenin korunması için kararlılık şart,” diyor Stait.