AB'den Türkiye'ye: Basın özgürlüğü entegrasyon sürecinin odak noktasıdır

AB Komisyonu'nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri'nden sorumlu üyesi Johannes Hahn, basın özgürlüğünün Avrupa Birliği'ne entegrasyon sürecinin odak noktası olduğunu ve hiçbir şekilde müzakere edilemeyeceğini vurguladı.

Avrupa Komisyonu'nun ifade özgürlüğü konulu 'Speak Up' Konferansı'nın üçüncüsü Brüksel'de gerçekleşti. Türkiye ve Batı Balkan ülkelerinde ifade özgürlüğü konulu konferansın açılış konuşmalarını AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri'nden sorumlu komiseri Johannes Hahn, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks yaptı.

Konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'deki gazetecilerin çeşitli şekillerde tehditler edildiğini de söyleyen Hahn, Koza-İpek grubuna yapılanları 'endişe verici' olarak tanımladı.

Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğü ihlallerine sessiz kaldığı eleştirisine de cevap veren Hahn, şöyle konuştu: "Bizi, 'AB artık Türkiye ve Batı Balkanlar'daki basın özgürlüğü ile ilgilenmiyoruz' diye eleştiriyorlar. Hayır, geçtiğimiz hafta Türkiye'de basına yapılan müdahaleleri yakından takip ettik. Son derece endişe verici gelişmelere tanık olduk bu son haftalar içerisinde. Gazeteciler çeşitli şekillerde tehditler edildiler. Basın özgürlüğü AB entegrasyon sürecinin merkezindedir ve burada müzakere edilecek hiçbir nokta yoktur. Türkiye'de sadece hükümete karşı eleştirilerde bulundular diye gazetecilere dava açılmasını kabul etmiyoruz. Kanunların düzgün bir şekilde uygulanması ve gazetecilerin korunması gerekmektedir. Basının özgürlüğü Türkiye'nin AB'ye girişini doğrudan etkiler. Basın özgürlüğü vazgeçilmez bir temeldir ve toplumu daha güçlü kılar. Temel özgürlüklerle birlikte ve hatta ekonomik ve hukukla birlikte yürür. Türkiye'de önemli sorunlar var. Avrupa Komisyonu, basın özgürlüğü konusunda bütün gelişmeleri yakından takip ediyor ve bundan sonra da basın özgürlüğü için destek verecek."

MUIZNIEKS: TÜRKİYE'DEKİ DEVLET KURUMLARI HİÇBİR ELEŞTİRİYİ KABUL ETMİYOR

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de Türkiye'deki basına yönelik baskıların çok yakından takip ettiğini belirtti ve Koza-İpek medya grubuna ait televizyonların ve gazetelerin polisler tarafından basılarak ele geçirildiğine dikkat çekti.

Muiznieks, Hürriyet Gazetesi yazarı ve CNN Türk 'Tarafsız Bölge' programı sunucusu Ahmet Hakan'a ve Today's Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş'e ciddi baskıların olduğunu da hatırlattı ve şöyle konuştu:

"Gazeteci-Yazar Ahmet Hakan tehdit edildi. Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş ise bir tweet yüzünden gözaltına alınmıştı. Birçok insanın Erdoğan'a hakaret iddiasından dolayı tutuklandığını biliyoruz. Fakat Türk makamları bütün olanlara rağmen baskıları artırma niyetindeler."

Aralık 2013'te YouTube ve Twitter'ın mahkeme kararıyla kapatıldığını fakat Anayasa Mahkemesi tarafından bu kararın geri alındığını hatırlatan Nils Muiznieks, "Türkiye'de insanlar bir tweet gerekçesiyle gözaltına alınıyorlar. Sosyal medyada bazı eleştiriler yaptığı gerekçesiyle hakaretten gözaltına alınan birçok insan var. Twitter hesapları engelleniyor. Twitter hesaplarının kapatılması için Türkiye'den 700 talep geldi. Devlet kurumları kesinlikle eleştirileri kabul etmiyor." ifadelerini kullandı.

AP BAŞKAN YARDIMCISI: TÜRKİYE'DE ADİL BİR SEÇİM ENGELLENDİ

Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek de Avrupa Birliği üyeliği için son derece önemli olan ifade özgürlüğünün, demokrasinin ve hukuk devletinin temel taşı olduğunu ifade etti. Lunacek, özellikle yolsuzluklar, gücün kötüye kullanımı ve kamu ihalelerinin şeffaflığı konusunda özgür hareket edebilen gazetecilere büyük görevler düştüğünü söyledi.

Lunacek şöyle konuştu: "Bir ülkede kamu ihalelerini kim kazanıyor? Gazetecilerin bu tür şeyleri araştırması son derece önemli. Bazı hükümetler bunların yayınlamasını istemiyor. Bu yüzden araştırmacı gazetecilik çok önemli. Eleştirel olmayı öğrenebilmek çok önemli. Türkiye'de adil bir seçim yapılmasının engellendiğini gördük. Polisin muhalif bir televizyonu basması, ele geçirmesi ve ardından da kanalın tamamen propaganda yayınına geçmesi ağır bir şekilde eleştirilmeli. Gazetecilere çağrım lütfen eleştirel olmaya devam ediniz." CİHAN
04 Kasım 2015 15:09
DİĞER HABERLER