Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Atina-Makedon Haber Ajansı'na (AMNA) gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye'ye yönelik mesajlar gönderdi.

Jean Asselborn, Türkiye'nin, Ukrayna ve Rusya arasındaki görüşmeleri kolaylaştırmaya çalıştığına, ateşkes sağlanması için çabaladığına ve Ukrayna tahılının ihracatını kolaylaştırmak için diplomatik girişimlerde bulunduğuna dikkat çekti.

Asselborn, tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin, "Türkiye'nin yapıcı rolü olmasaydı bu anlaşma mümkün olmazdı. Bu nedenle anlaşmayı canlı tutmak için sarf edilen tüm çabaları memnuniyetle karşılamalıyız" diye konuştu.

Asselborn, Türkiye'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni uyguladığını ifade ederek, "Türkiye, Rus savaş gemilerinin Türk Boğazları üzerinden Karadeniz'e girmesini engellemek için Montrö Sözleşmesi'ni, olması gerektiği gibi uygulamaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

AB'nin, Türkiye'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmadığının farkında olduğunu belirten Asselborn, "Bu durumdan büyük üzüntü duyuyorum. Bu durum, eninde sonunda AB'ye katılmak isteyen bir ülke için bir dizi soruyu gündeme getirmektedir. Bu uyumsuzluk, AB'nin kısıtlayıcı tedbirleri açısından bir risk teşkil etmektedir ve AB yaptırımlarının uygulanması için Avrupa Komisyonu tarafından atanan yeni uluslararası özel temsilci de dâhil olmak üzere, bu konuda Türkiye ile temas halinde olmaya devam etmeliyiz" dedi.

Asselborn, AB'nin Türkiye ile yürüttüğü katılım müzakerelerinin çıkmaza girdiğini savunarak, "Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı konularında daha fazla gerileme yaşanmaktadır. Dolayısıyla, bir yandan Türkiye'nin AB üyeliği hedefleri ile diğer yandan AB öncelikleriyle birçok açıdan çelişen bir dış politika arasında önemli bir uçurumla karşı karşıyayız" diye konuştu.

Asselborn, Türkiye-Yunanistan gerilimine ilişkin, "NATO söz konusu olduğunda, ittifakın bir üyesinin diğerini tehdit etmesi kabul edilemez. NATO, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırı savaşı bağlamında her zamankinden daha fazla birlik halindedir. NATO, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın katılım başvurularını 2023 yılında mümkün olan en kısa sürede onaylamasını beklemektedir" dedi.

Göç meselesi konusunda "Belarus, Türkiye ve Fas gibi ülkelerle birçok krizle baş etmek zorunda kaldıklarını" aktaran Asselborn, "AB her zaman en büyük yükü taşıyan ülkelere yardım etmiştir. Örneğin, Türkiye ile durum AB-Türkiye deklarasyonu ile iyileşmiştir ve Komisyon bu işbirliğini devam ettirmek üzere 1.2 milyar Avroluk bir dilimi daha serbest bırakmıştır" ifadelerini kullandı.