'ABD gemileri Karadeniz'e girer'

'ABD gemileri Karadeniz'e girer'
Prof. Dr. Selami Kuran: Montrö kalkarsa ABD savaş gemileri Karadeniz’e girer
Uluslararası deniz hukuku uzmanı Prof. Dr. Selami Kuran, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin kaldırılmasının hem Türkiye’nin hem de Rusya’nın işine gelmeyeceğini söyledi. Kuran, “Montrö yürürlükten kalkarsa Amerika Birleşik Devletleri’nin savaş gemileri Karadeniz’e girer.

Boğaz’da silah gösterilmesi Montrö’nün ruhuna aykırıdır. Pek yakın savaş tehdidinde Türkiye boğazları kapatabilir.” dedi. Uçak düşürme krizinin Rusya’ya yaradığını belirten Kuran, “Rusya, Akdeniz’deki yeni komşumuz oldu.” ifadelerini kullandı.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selami Kuran, Rusya ile yaşanan krizin ardından gündeme gelen Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklamada bulundu. Montrö’nün hükümlerine işaret eden Kuran, bu anlaşmanın hem Rusya’nın hem de Türkiye’nin lehine bir anlaşma olduğunu söyledi. Rusya’nın Montrö’nün kaldırılmasından yana olmayacağına vurgu yapan Kuran, şöyle konuştu: "Montrö Boğazlar Sözleşmesini yürürlükten kaldırmak istemesi askeri ve siyasi açıdan akla gelebilecek en son seçenektir. Çünkü Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletleri ağır savaş gemileri, uçak gemileri Karadeniz’e açılamazlar. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin bugün dünyada tek kuvvetli askeri deniz gücü bulundurmadığı yer Karadeniz’dir. Montrö’den dolayı. Montrö kalkarsa bütün Amerikan savaş gemileri Karadeniz’e açılır. Rusya böyle bir şey ister mi? Örneğin Ukrayna ve Kırım krizinde Amerikan savaş gemileri gitti –ki küçük savaş gemileri gidebilir- Montrö’ye göre 21 günden fazla kalamadı. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerin de güvenliğini koruyor. Bu yüzden Montrö Ruslar için de çok önemli bir sözleşmedir. Montrö’nün ihlal edilmesi en başta Rusya’nın askeri ve stratejik çıkarlarına aykırı olur. Rusya da Montrö’nün ihlal edilmesini, ortadan kaldırılmasını veya da askeri gemilerin geçişine ilişkin hükümlerin değiştirilmesini hiç istemez. Çünkü bu şekilde ABD’nin askeri deniz gücüne yol açmış olur. Montrö, hem Türkiye’nin, hem de Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliği açısından önemli bir sözleşmedir." 

‘SAVAŞ DURUMUNDA BİLE NATO’NUN BÜYÜK HARP GEMİLERİ KARADENİZ’DE BULUNAMAZ’

“Bir savaş durumunda Türkiye’nin müttefiklerinin Karadeniz’e girme hakkı var mıdır? sorusuna Kuran, “Müttefik gemilerinin de Karadeniz’e açılması ancak küçük savaş gemileri, yardımcı gemiler açılabilirler. Karadeniz’e girebilirler fakat 21 günden fazla kalamazlar. Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin gemileri yani Japonya, ABD gibi ülkelerin büyük savaş gemileri, uçak gemileri Karadeniz’e açılamazlar. NATO’ya ait büyük harp gemilerinin Karadeniz’e açılması Rusya’nı çıkarlarını ciddi şekilde zedeler.” cevabını verdi. 

‘RUSYA, AKDENİZ’DEKİ YENİ KOMŞUMUZ OLDU’

Akdeniz’in durumuyla ilgili de bilgi veren Kuran, “Akdeniz’de hangi ülkeye ait olursa olsun herhangi bir askeri gücü bulundurma sınırlaması yoktur. Yani Karadeniz’de olduğu gibi. Aslında Rusya, gerek uçağın düşürülmesi olayını da bahane ederek Doğu Akdeniz’de etkinliğini ciddi şekilde artırmıştır. Rusya bilerek bu krizi büyütüyor, tırmandırıyor. Çünkü Doğu Akdeniz ve Suriye’deki askeri gücünü daha da kuvvetli hale getirmek için bu yolu seçiyor. Önümüzdeki dönemlerde Doğu Akdeniz’de bu gibi gelişmelerin ciddi bir krize yol açacağını düşünüyorum. Umarım bu iş sıcak bir çatışmaya varmaz! Bugün itibariyle Rusya, 100 yıldır amaçladığı siyasi amacına ulaşmış görünüyor. Akdeniz’de yeni komşumuz Rusya’dır.” şeklinde konuştu.

'BOĞAZ'DA SİLAH GÖSTERİLMESİ MONTRÖ'NÜN RUHUNA AYKIRI'

İstanbul Boğazı'ndan geçen Rus savaş gemisinden silah gösterilmesine değinen Kuran, şu bilgileri verdi: "Bu sözleşmeye göre yabancı bandıralı gemilerin geçişleri serbestlik ilkelerine dayanır. Yabancı gemiler hiçbir denetime tabi olmadan, sağlık denetimi dışında bayrağı ve yükü ne olursa olsun geçebilir. Yalnız harp gemilerinin Türk boğazlarından geçişlerine belirli sınırlamalar getirilmiştir. Montrö’ye göre Boğazlar’dan geçecek olan savaş gemilerini Türkiye’nin güvenliği çerçevesinde geçiş yapmaları öngörülmüştür. Bu çerçevede Montrö’ye göre yabancı savaş gemilerinin geçişi Türkiye’nin güvenliği çerçevesinde gerçekleşmesi gerekir. Rus savaş gemisinin geçişi sırasında sözleşmenin öngördüğü Türkiye’nin güvenliği kavramına uygun şekilde geçiş yapmaları lazım.

Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek şekilde silah gösterilmesi, füze gösterilmesi olayları, bu tür eylemler sözleşmenin lafzına ve ruhuna aykırıdır. Montö’nün öngördüğü serbest geçiş ilkesi Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmeyecek, kamu güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde gerçekleşmesi lazım. Boğazlardan geçiş yapan savaş gemilerinin Türkiye’nin güvenliğine, kamu güvenliğine zarar verici eylemlerde bulunmaları durumunda Türkiye kıyı devleti olarak bir takım önlemler alabilir. Geçişi tamamen kapatamaz ki bu Montrö’ye aykırı olur. Ancak geçiş esnasında 1999’dan beri geçerli olan Boğazlar Tüzüğü’ne göre deniz trafiğini düzenleme yetkisi vardır. Bu trafiği düzenlerken de geçişi zararlı hale getiren, güvenlik açısından tedirgin edici hale getiren bir takım eylemlerin sonlandırılması hususunda önlemler alabilir. 

Silah gösterilmesi bu tür önlemler alması için gerekçe sayılabilir. Silah göstererek füze göstererek geçiş yapmak uluslararası teamüllere aykırı olduğu gibi, Montö’nün de ruhuna aykırıdır. Çünkü silah göstererek bir bölgeden geçiyorsanız, bu o Boğaz’da bir silahlı çatışma, savaş durumunun olması durumunda mümkündür. Şu anda Türkiye’de savaş hali yoktur. Dolayısıyla silah göstererek, füze göstererek geçiş yapmak uluslararası hukuka, teamüllere tamamen aykırıdır." 

'PEK YAKIN SAVAŞ TEHDİDİNDE BOĞAZLAR KAPATILABİLİR'

Savaş durumunda Montrö'ye göre iki durumun söz konusu olduğunu vurgu yapan Kuran, "Bunlar Montrö’nün 20. ve 21. maddesinde düzenlenmiştir. Türkiye’nin savaşan taraf olması durumunda sözleşmede öngörülen geçişleri askıya alma hakkı vardır. Karadeniz’e kıyıdaş olsun olmasın bütün savaş gemilerine Türkiye Boğazları kapatabilir. İkinci durum ise 21. maddede düzenlenmiştir. Türkiye’nin kendisini pek yakın savaş tehdidi altında hissetmesi durumunda yine 20. Madde geçerlidir. Burada da geçişleri askıya alma hakkı vardır. Ancak savaşan devletlerin ticaret ve savaş gemilerine Boğazları kapatabilir. Pek yakın savaş tenhdidi Türkiye’nin değerlendireceği bir husustur. BM Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirmek kaydıyla Montrö sözleşmesi hükümlerini askıya alabilir." diye konuştu. 

Bütün bunlara rağmen krizden sonra aklıselim ile hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Kuran, şöyle devam etti: "Netice itibari ile ciddi bir krizdir. Önemli bir krizdir. Ancak krizi de bir araç olarak gören Rusya bunu tırmandırma yolunu seçiyor. Bu olayı bahane ederek 100 yıldır amaçladığı Akdeniz’e inme, güç bulundurma fırsatını da eline geçirmiş bulunuyor. Türkiye’nin burada suhuletle, sakin bin şekilde hareket etmesi gerekir. Ancak olayların provokasyon haline gelmesi, Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermesi durumunda da doğal olarak uluslarrası hukuktan ve Montrö’den ileri gelen haklarını kullanabilir." 

'TÜRKİYE'NİN VETO HAKKI VARDIR'

Rus gemisinden silah gösterilmesinin 1936'dan yana ilk kez yaşandığını belirten Kuran, "Şimdiye kadar böyle bir şey yaşanmamış olması, krizden sonra böyle bir durumun ortaya çıkması düşündürücüdür. Rus savaş gemilerinin bu şeklide geçmesi sözleşmeyi ihlal anlamına gelir. Fiili bir savaş durumu söz konusu değildir, savaş gemisinin kendisini koruması gibi de bir düşünce olamaz. Karadeniz’e açılacak savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçecek savaş gemilerinin haklarına ilişkin yapılacak bir değişiklikte Türkiye'nin veto hakkı vardır. Türkiye kabul etmeden yabancı savaş gemilerinin Karadeniz’e açılmaları, Karadeniz’e kıyıdaş gemilerin Boğazlar’dan geçişine ilişkin bir değişiklik Türkiye’nin rızası olmadan yapılamaz." dedi. 

'2016 TARTIŞMALARI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN'

1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 20 yıllık geçerlilik süresi olduğu ve her 20 yılda değişme ihtimali bulunduğu tartışmalarına da değinen Kuran, "Montrö’nün 2016 yılında değişeceği gibi yorumlar tartışmalar var. Bunların hukuki alt yapısı yoktur. 1936’da yürürlüğe girmiştir, 20 yıllık bir geçerlilik süresi vardır. Ancak 2 yıl önceden taraf devletlerin sözleşmenin feshini ihbar etmeleri lazım. Şimdiye kadar bu olay hiç yaşanmamıştır. Montrö halen yürürlüktedir, 2016’da sona erecektir şeklindeki düşünceler tamamen hukuki dayanaktan yoksundur." değerlendirmesinde bulundu. 

12 Aralık 2015 12:55
DİĞER HABERLER