'ABD, Türkiye'ye bayram sonuna kadar mühlet verdi'

Türkiye ile ABD arasında devam eden Rahip Andrew Brunson krizi giderek derinleşiyor. Brunson'un ev hapsinin kaldırılması talebi bir kez daha mahkeme tarafından red edildi.



ABD Başkanı Donald Trump ise bu kararın hemen ardından Türkiye'ye yine meydan okudu ve "Oturup bunu kabul etmeyeceğiz. İnsanlarımızı alıkoyamazlar, dolayısıyla ne olacağını göreceğiz" dedi. İki ülke arasındaki kriz derinleşerek büyüyeceğe benziyor.

Diken yazarı Amberin Zaman, yazısında 'Halkbank'a ceza geleceği' iddiaları dillendirilse de Washington’daki diplomatik kaynakların Türkiye’ye Kurban Bayramı’nın sonuna kadar ‘mühlet’ tanındığını öne sürdüğünü paylaşıyor.

Zaman'a göre "Türkiye’nin ABD’ye duyduğu kronik güvensizliğin gayet haklı gerekçeleri var."

"Ne var ki Brunson meselesi apayrı. Hikayenin özünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Fetullah Gülen arasındaki iktidar tepişmesi bulunuyor" diyen Zaman, şöyle devam ediyor:

"Bu kavganın akabinde ortaya saçılan Halkbank ve Rıza Sarraf üzerinden yürüyen devasa boyutlardaki yolsuzluk ve rant düzeni iddialarına ilişkin soruşturma… Kazançlar Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarını delerek sağlanınca doğal olarak ucu Türk-Amerikan ilişkilerine dokundu. 
Sonrası malum… ABD ve Türk basınına yansıyan iddialara göre Türkiye, Brunson karşılığında ilk etapta Sarraf’ı istemiş. Sarraf itirafçılığa soyununca da Sarraf’ın ifadelerine dayalı olarak genişletilen soruşturmaların durdurulmasını istemiş. Güvenilir kaynaklar bu iddiaları doğruluyor. Soruşturmalar iki koldan yürüyor. Biri ABD Hazinesi’ne bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC) üzerinden, diğeri ise Halkbank davasını gören New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından yürütülüyor."

Brunson pazarlıklarının basına konu edildiği dönemde ABD'nin Türkiye'ye Halkbank için makul düzeyde, düşük bir ceza verileceği şeklinde söz verdiği iddia edilmişti.

Amberin Zaman bu iddiaların doğru olmadığını söylüyor:

"Basına yansıyan iddiaların aksine Washington müzakereler sırasında Halkbank’a yönelik ceza için herhangi indirim sözü vermemiş. Soruşturmalara gelince, ‘yeni’ değiller ve ABD yönetiminin soruşturmayı sonlandırması yönünde ne mahkemeye, ne de OFAC’a müdahalesi söz konusu olabilir."

Zaman, Türkiye'nin pazarlık masasındaki en somut teklifinin ise ABD'de tutuklu bulunan eski Halkbank Genel Müdürü Hakan Atilla olduğunu belirtiyor ve sonrasında yaşananları şu şekilde aktarıyor:

"Bilindiği gibi Brunson için rehine pazarlığına oturan yönetimin Ankara’ya sunduğu en somut teklif ABD’de tutuklu olan eski Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla’yla ilgili olanıydı. Birtakım bürokratik prosedürler tamamlandıktan sonra Atilla, cezasının geri kalanını Türkiye’de çekmek üzere iade edilecekti. Bu arada Brunson da ABD’ye yollanacaktı.

Ama tüm bu hesaplar duvara tosladı. Birinci nedeni Trump’ın ABD Dışişleri’nden habersiz girişimi üzerine İsrail’in Ebru Özkan’ı Türkiye’ye iade etmesiydi. Özkan 16 Temmuz’da Türkiye’ye döndü. Brunson’un duruşması 18 Temmuz’daydı ve Trump serbest kalacağından emindi. Tersi oldu. Kıyamet ondan sonra koptu."

Zaman'a göre Türkiye hesap hatası yaptı:

"Anlaşılan Ankara hala Halkbank soruşturması konusunda garanti peşindeydi ve çantada keklik olarak gördüğü Trump’ın tepkisini öngörememişti. Kimilerine göre Erdoğan, çevresinin ve son dönemde türeyen arabulucuların kurbanıydı. Yanlış yönlendirilip bilgilendirilmişti. ABD’nin Türkiye’den asla vazgeçemeyeceğine inanan Erdoğan ‘tehlikenin’ farkında değildi.

Oysa halen devrede olduğu iddia edilen cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham 29 Haziran günü Erdoğan ile Ankara’da bir araya geldiğinde başta ABD Kongresi’nde olmak üzere Washington’da Türkiye aleyhinde oluşan sert havayı net ifadelerle aktarmıştı. Görüşme hakkında bilgi veren bir kaynağım Erdoğan’ın duydukları karşısında “Ah gerçekten mi, bilmiyordum havasındaydı” diyerek Graham ve beraberindeki heyete ‘minnetini’ ifade ettiğini öne sürdü."

Zaman'a göre ABD, Türkiye'nin Brunson'ı senatör Graham ile birlikte göndereceği beklentisindeydi:

"ABD tarafındaki beklenti – duruşmadan önce mi sonra mı öğrenemedim – Brunson’un Graham’e teslim edilerek ABD’ye geri yollanmasıydı. Trump ile yakın ilişkisi olan Graham F-35 savaş uçaklarının akıbetini tayin edecek olan Senato alt komitesinin başkanlığını yürütüyor. Eğer Brunson kendisine teslime edilseydi bin lobiciye bedel Graham Türkiye’nin ömür boyu dostu olacaktı.

Zaman, krizin bugüne kadarki baş aktörü Brunson gösterilse de bir başka isme işaret ediyor, "İktidar yanlısı basın ‘bu Brunson neymiş ki Amerika işleri Türkiye gibi eşsiz değerdeki bir müttefikiyle köprüleri yakmaya kadar götürüyor’ temalı kompozisyonlarını yaza dursun, esas cevaba muhtaç soru şu: Bu Sarraf neymiş ki Türkiye işleri dünyanın tek süper gücü Amerika’yla köprüleri yakmaya kadar götürüyor?" diyerek...

18 Ağustos 2018 09:42
DİĞER HABERLER