ABD ve İngiltere'nin Yemen operasyonu Kızıldeniz'de neler olacak?

ABD ve İngiltere'nin Yemen operasyonunun Orta Doğu'daki çatışmayı daha da genişletmesinden endişe ediliyor.
İran destekli Husilerin Kızıldeniz'de gemilere yönelik haftalardır süren saldırılarının ardından ABD ve İngiltere isyancıların kontrolündeki Yemen'e operasyon düzenledi.

Uzmanlar, saldırıların Husileri ortadan kaldırmasının zor olduğunu ve isyancı grubun bölgede daha sert önlemler almayı tercih edebileceğini söylüyor.

Kızıldeniz saldırılarında ne oldu?

ABD Merkez Komutanlığı, savaş uçakları ve Tomahawk füzelerinin kullanıldığı saldırıda 100'den fazla hassas güdümlü mühimmatın 16 noktada 60 hedefi vurduğunu duyurdu.

İngiltere hava kuvvetleri, Typhoon savaş uçaklarının Yemen'in kuzeybatısında yer alan Bani'deki bir insansız hava aracı fırlatma alanına ve Abs'taki bir havaalanına güdümlü bombalar attığını kaydetti.

Husiler, başkent Sanaa ile Hodeida, Taez, Hajjah ve Saada vilayetlerindeki bölgeleri hedef alan 73 saldırı düzenlendiğini; beş kişinin öldüğünü, altı kişinin de yaralandığını bildirdi.

Operasyon ne kadar etkili oldu?

Analistler ABD-İngiltere bombardımanlarının ne kadar etkili olacağı konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Zira, Suudi liderliğindeki askeri koalisyon yıllarca süren hava saldırılarında Husileri yenilgiye uğratamadı.

AFP'ye konuşan Sanaa Stratejik Araştırmalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunun kurucularından Maged Al-Madhaji, "Husiler hava saldırılarına karşı bağışıklık kazanmış durumda" dedi.

Al-Madhaji, "Yıllardır bölgenin zorlu coğrafyasından faydalanarak saldırılardan kaçınmayı ve cephaneliklerini gizlemeyi öğrendiler. Dolayısıyla bu saldırılar askeri kapasitelerinin bir kısmını yok edebilir ama onları ortadan kaldırmaz ve tehdit yüksek kalmaya devam eder." şeklinde konuştu.

Orta Doğu Enstitüsü'nden Fatima Abo Alasrar ise saldırıların Husilerin "özellikle uluslararası nakliye yollarını tehdit eden askeri yeteneklerini önemli ölçüde bozacağını" söyledi.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan Fabian Hinz, saldırıların etkinliğinin ABD'nin Husi mevzileri hakkındaki istihbaratına bağlı olacağının altını çizdi.

Hinz, "Husiler tarafından kullanılan sistemlerin çoğu oldukça küçük ve hareketli, dolayısıyla bunları ülkenin dört bir yanına dağıtmak kolay" dedi.

Araştırma görevlisi, "Husiler, Yemen'deki savaş sırasında adapte oldular. Varlıklarını gizleme konusunda oldukça iyiler. Dolayısıyla depolama alanlarının nerede olduğunu, fırlatma alanlarını ya da yüksek rütbeli kişilerin kimler olduğunu bilmek için istihbarat çok önemli." dedi.

Bundan sonra ne olacak?

Saldırıların ardından Husilerin ABD'nin Körfez'e dağılmış askeri üsleri de dahil olmak üzere Washinton'ın çıkarlarını hedef almasından ve Orta Doğu'daki çatışmayı daha da genişletmesinden endişe ediliyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde misafir araştırmacı olan Cinzia Bianco, bunun Husiler için çok ileri bir adım olacağını söyledi.

AFP'ye konuşan Bianco, "Bu çok büyük bir provokasyon olur ve onlar da İran da bunun Yemen'de ABD öncülüğünde çok daha geniş bir uluslararası operasyonun başlamasını kaçınılmaz olarak tetikleyeceğini çok iyi biliyor" dedi.

Hinz, "İran gibi büyük oyuncular bölgesel bir savaştan kaçınmak istedikleri için bölgesel tırmanma riski düşük görünüyor." diye konuştu.

Navanti Group danışmanlık şirketinden Mohammed Albasha'ya göre Husiler bunun yerine Kızıldeniz'de daha sert önlemler almayı tercih edebilir.

Albasha, Husilerin Kızıldeniz ya da Arap Denizi'nde çok sayıda insansız hava aracı, füze, mayın ve el yapımı patlayıcı cihazlarla "daha koordineli bir sürü saldırısı tasarlıyor olabileceğini" kaydetti.

Hinz, "Husilerin ellerinde kalan imkanlarla gemilere saldırmaya devam etmesi çok muhtemel görünüyor. Onların da karşılık vermesini beklerim" dedi.

Husiler, dünyanın en işlek ticaret yollarından biri olan Kızıldeniz'de İsrail bağlantılı olduğunu düşündükleri gemileri hedef almaya devam edeceklerini söylüyor.
13 Ocak 2024 11:09
DİĞER HABERLER