ABD ve İngiltere'nin Yemen'de Husilere yönelik saldırılarının ardından ABD yine Husi hedeflerini vurdu. ABD'nin açıklamasında Tomahawk füzeleriyle Husilere ait radar tesislerinin hedef alındığı belirtildi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) İngiltere ile birlikte Yemen'deki Husileri hedef alan hava saldırılarının ardından Cumartesi sabaha karşı da bombardımanı sürdürdü. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamada savaş gemisi USS Canrey'den fırlatılan Tomahawk füzeleriyle Husilere ait radar tesislerinin vurulduğu belirtildi.
CENTCOM yerel saatle 03.45'te düzenlenen saldırının bir gece önceki bombardımanın devamı niteliğinde ve "belirli bir askeri hedefe" yönelik olduğunu kaydetti.
CENTCOM'un açıklaması öncesinde de ABD medyası ve Husilere ait El Masirah televizyonu Yemen'de yeni bir saldırı düzenlendiğini ve başkent Sana'daki El Dailami hava üssünün vurulduğunu duyurmuştu.
İran tarafından desteklenen Husi milislerinin, İsrail ile Hamas arasındaki savaşta Filistinlilere destek olmak için Kızıldeniz'deki ticari gemilere insansız hava araçları ve füzelerle çok sayıda saldırı düzenlemesi üzerine, Washington ve Londra, bir gece önce de Yemen'de Husilere ait yaklaşık 30 hedefi bombalamış, saldırıların yanıtsız kalmayacağını belirten Husiler de, misilleme tehdidinde bulunmuştu.
ABD'li Korgeneral Douglas Sims'in Cuma günü yaptığı açıklamada, Husilerin bir gemisavar füzesi ile saldırıda bulunduğu ancak füzenin hiçbir gemiye isabet etmediği duyuruldu.
Husilere saldırı BM Güvenlik Konseyinin gündemindeydi
Rusya'nın çağrısıyla toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi de dün Washington ve Londra'nın Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik saldırılarını ele aldı. ABD'nin son saldırısı öncesinde düzenlenen oturumda Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vasiliy Nebenzia, ABD ve müttefiklerinin İsrail ile Hamas arasında Gazze'de yürütülen savaşı "bizzat" bölgeye yaydıklarını savundu.
Bu iki ülkenin Yemen topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediğini ifade eden Nebenzia, "Burada belirli bir grubunu hedef alan bir saldırıdan söz etmiyorum, aksine ülkenin tüm halkına yönelik bir saldırı söz konusu" dedi.
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ise Yemen'de sadece "meşru müdafaa için sınırlı bir şekilde, gereken ve uygun adımların" atıldığını belirtti. Woodward, "Bu operasyonda sivillere yönelik riskleri en aza indirmek için titizlik gösterildi" dedi.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield de Husilerin saldırıları nedeniyle Kızıldeniz'de hiçbir geminin güvende olmadığına işaret ederek, "Bir gemi ABD bandıralı olsun veya başka bir ülkenin bayrağını taşısın, gemilerimiz savunmasız" şeklinde konuştu. Thomas-Greenfield, İran'ın desteği olmasa Husi milislerinin Kızıldeniz'deki ticari gemilere saldıramayacağını da sözlerine ekledi.
İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim'de başlayan savaşta Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmayı amaçladıklarını belirten Husi milisleri, Kızıldeniz'de ticari gemilere saldırılar düzenlemişti. Bunun üzerine Husilerin saldırılarını önlemek için ABD'nin öncülüğünde Refahı Koruma Operasyonu (Operation Prosperity Guardian) oluşturulmuştu. Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı, gemilerin güzergahında önemli bir rol oynuyor. Dünya ticaretinin yüzde 12'si Kızıldeniz güzergahı üzerinde gerçekleşiyor.