Avrupa Birliği, dış güçleri Dağlık Karabağ krizine müdahale etmemeleri için uyardı. Rusya ise Azerbaycan ile Ermenistan arasında arabuluculuğa hazır olduğunu açıkladı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Dağlık Karabağ'daki çatışmalarla ilgili yaptığı açıklamada, "dışarıdan müdahalenin kabul edilemez" olduğunu belirtti.
Borrell, Azerbaycan ordusu ile Ermenistan destekli milisler arasındaki çatışmaların tüm Kafkasya bölgesinin istikrarı açısından "ciddi sonuçları olabileceği" uyarısında bulundu.
AB temsilcisi, bölgedeki aktörlerin, çatışmaların bir topyekûn savaşa dönüşmesini engellemek için "ellerinden geleni yapmaları" gerektiğini sözlerine ekledi.
Borrell, Türkiye'nin Ermeni güçlere karşı savaşmaları için Suriye'den Dağlık Karabağ'a milis gönderdiği yönündeki iddiaları ise doğrulayamacağını söyledi. "Bölgeye Suriyeli milisler ya da başka birlikler gönderildiğine dair iddiaları gördük" diyen Borrell, AB'nin bu iddiaları teyit edecek bulgulara sahip olmadığını belirtti.
Rusya arabuluculuğa hazır
Dağlık Karabağ'daki çatışmalarla ilgili Kremlin'den de yeni bir açıklama geldi. Açıklamaları TASS haber ajansı tarafından aktarılan Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Rusya'nın Azerbaycan ve Ermenistan arasında arabuluculuk yapabileceğini söyledi.
Rusya'nın "her iki ülkeyle de geleneksel olarak iyi ilişkilere sahip olduğunu" ifade eden Peskov, Rusya'nın bu sorunu çözmek için "nüfuzunu" kullabileceğini belirtti. Peskov, sorunun diplomatik yolla çözümünün, artık "kimin haklı ya da kimin suçlu olduğunu tartışmaktan" daha önemli olduğunu ifade etti.
Dağlık Karabağ'daki durumun "Rusya ve diğer ülkeler için endişe sebebi" olduğunu söyleyen Kremlin sözcüsü, "Husumetin bir an önce sonlandırılması gerektiğine inanıyoruz" dedi.
Rusya, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Dağlık Karabağ sorununun çözümü için 1992 yılında kurduğu Minsk Grubu'nun ABD ve Fransa ile birlikte üç eş başkanından biri. Üç ülkenin taraflar arasında bir barış anlaşması sağlanması için Minsk Grubu kapsamında yürüttüğü son girişim 2010 yılında başarısız olmuştu.