"Osmanlı Sultanları, halkın içine çıktıkları zaman onlara “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!” diyerek ikazda bulunurlardı. Onlar da bu uyarılardan memnun olur, nefislerine çekidüzen verirlerdi."
(...)
Üstad Hazretleri Hubâb Risalesi’nde şöyle diyor: “İnsanların en büyük zulümlerinden biri de şudur ki: Büyük bir cemaatin mesâisine terettüp eden hayır ve iyilikleri netice veren meyveleri, bir tek şahsa isnad ederler ve ona mâl edip onun yaptığını söylerler. Bu zulümde bir gizli şirk (Allah’a ortak koşma) vardır. Çünkü, bir cemaatin cüz’î iradeleriyle ortaya koydukları mahsûlatı bir şahsa atfetmek, o şahsın, yaratma derecesinde harikulade bir kudrete mâlik olduğuna delâlet eder. Hatta, eski Yunanlıların ve Puta tapanların tanrıları işte böyle zâlimâne bir şeytanî tasavvurların mahsulüdür…”
Evet insanlar böyle böyle yoldan çıkarlar. Onun için Osmanlı Sultanları, halkın içine çıktıkları zaman onlara “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!” diyerek ikazda bulunurlardı. Onlar da bu uyarılardan memnun olur, nefislerine çekidüzen verirlerdi. Şimdi ise bakıyoruz ki: “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diyen goygoyculara, büyük bir enaniyet ve gururla karşılık veriliyor. Enaniyet ve nefisler şiştikçe şişiyor nemrutların ve firavunların yoluna girilmiş oluyor… Çünkü artık, Allah’ın bütün vasıflarını taşıdığını söyleyenler çıkıyor da, “Yok öyle şey; nasıl böyle bir şirke girebilirsin” diye ağzının payını veren de çıkmıyor. Gidişât hiç iyi değil...