11. Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün bilinen ve bilinmeyen yönleri...
AİLESİ ve ÇOCUKLUK YILLARI
Abdullah Gül, 1950 yılının 29 Ekim günü Kayseri'de dünyaya geldi. Babası, Ahmet Hamdi Gül; annesi, Adeviye Hanım'dır. Eşi, Hayrunnisa hanımla 1980 Eylülünde evlendi. Çocukları Ahmet Münir, Kübra ve Mehmet Emre... Aile büyükleri, Kayseri'de bilinen ve çevresinde sevilen eşraftan insanlardır. Türkiye'nin kaderiyle yakından ilgili, geleneklerine, inancına bağlı, mütedeyyin bir aile. Ailenin önemli özelliği geçmişte "ilmiye" sınıfına, günümüzde "üniversite"ye çok sayıda insan kazandırması.
GENÇLİK YILLARI-SİYASETLE TANIŞMA-FİKRİ YAPILANMA
Abdullah Gül, gençlik yıllarından itibaren politikanın içinde yer alır. Aktif politikayla ilk sıcak teması, Erbakan Hoca'nın henüz MNP kurulmadan başlattığı "Bağımsızlar Hareketi" döneminde başlar. 1975 seçimlerinde, bugünün FP Genel Başkanı Recai Kutan Kayseri'den MSP Senatör adayı olur. Seçim kampanyasını genç ve dinamik bir kadro yürütür.
Bu kadroda kimler var? Abdullah Gül, Şükrü Karatepe, İrfan Gündüz, Bekir Yıldız ve Adem Baştürk. 25 yıl önce Recai Bey'in seçim kampanyasını yürüten kadronun tamamı daha sonra aynı siyaset çizgisinde üst düzey görevler alacak milletvekili, belediye başkanı seçileceklerdir. Abdullah Gül'de 22 yıl sonra Recai Bey ile birlikte Bakanlık ve Genel Başkan Yardımcılığı yapacaktır.
ÜNİVERSİTE YILLARI-AKADEMİK KARİYER-İŞ HAYATI
1968'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde üniversite öğrenciliği başlar. Bu dönemde, üniversiteler, politik gerilim ve şiddetin odağı haline gelmiştir. Gençliği kuşatan sağ-sol kutuplaşması, üniversite işgalleri, boykotlar ve kavgalar üniversiteden başlayarak topluma sıçramıştır. Bu yıllarda öğrenci liderlerinin çoğu ileride dünya görüşleri doğrultusunda ya siyaset yapacak ya da "kayıp kuşaklar" arasında yer alacaktır.
Abdullah Gül, üniversite yıllarında fikri mücadelesini aktif olarak Milli Türk Talebe Birliği çatısı altında sürdürmektedir. Gül ve arkadaşlarının fotoğrafları sol gruplar tarafından duvarlara asılır ve aylarca üniversiteye girmeleri engellenir.
68 kuşağının, 12 Mart 1971 Muhtırası'na kadar uzanan hazin öyküsü, bütün gençliği etki alanına almışken, üçüncü bir yol üzerinde yürüyüp şiddetin dışında kalmak, o dönemde neredeyse imkansızdır. 1971 sonrası siyasi atmosferi büyük ölçüde etkileyen bu dönemi Talebe Birliği'nin ön saflarında yönetici olarak yaşaması idealist her gence olduğu gibi Abdullah Gül'e de çok şey kazandıracaktır.
Düşünce ve sanata Necip Fazıl, Nurettin Topçu ve Sezai Karakoç gibi düşünür, şair ve yazarların temsil ettiği fikir çizgisi, yaşanan olayların etkisinde siyasal bir kimliğe bürünür. 1969 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın liderliğinde yeni bir siyasi akım doğar. Erbakan'ın yerli, milli ve manevi değerlere vurgu yapan sesi kitlelerden önce gençlikte yankı bulur. Prof. Erbakan'ın kimlik ve değerlerimizi koruyarak yeni bir kalkınma hamlesi başlatması toplumda büyük bir heyecan dalgası oluşturur.
MİLLETVEKİLLİĞİ DÖNEMİ
1991 yılında Türkiye ye gelir. Geliş nedeni, büyük oğlu Ahmet Münir'in sünnet merasimini memleketi Kayseri de yapmaktır. Tam o günlerde ,erken seçim kararı alınır. İslam Kalkınma Bankasındaki görevi devam ederken, Abdullah Gül' e Refah Partisi Kayseri teşkilatından milletvekili adaylığı için bir teklif gelir. Kayseri İl Başkanı Şaban Bayrak, Tayyip Erdoğan, Azmi Ateş gibi 1969'dan beri yakın dava arkadaşlarının ısrarlı teklifleri, teşkilatın talebiyle de birleşince: Gül, Refah Partisi'nden liste başı olarak seçime girer.
BAKANLIK DÖNEMİ
Abdullah Gül, Erbakan Hükümetinde Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğü yaptı. Devlet Bakanlığı esnasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Cumhuriyetleri ve Yurt Dışı İnsani Yardımlardan sorumlu oldu. Hükümet Sözcüsü ve Bakanlığın yanısıra dış politikadaki gelişmelerle yakından ilgilendi. Yabancı devlet başkanları, bakan ve diplomatlarıyla hükümet adına yaptığı görüşmelerde, her zaman başbakanın yanında yer aldı.
Refahyol Hükümetinde iktidarın büyük ortağı Refah Partisi'nin dış politika alanında en büyük katılımı olarak gerçekleşen D-8 PROJESİ'nin hayata geçmesinde Erbakan Hoca'dan sonra birinci derecede rol aldı. İstanbul'da yapılan D-8 Zirvesinin gerçekleşmesi için gösterdiği çabalarıyla kamuoyuna Refahyol Hükümetinin alternatif Dış İşleri Bakanı olarak yansıdı.
Keza, TRT ve Türkiye Kalkınma Bankası gibi kurumlar da Refahyol Hükümeti'nde Abdullah Gül'ün Devlet Bakanlığı'na bağlıydı. Sonraki hükümetler de bu görev ve sorumluluklar, dört ayrı Devlet Bakanlığının uhdesine verilecektir.
FP'Lİ YILLAR ve GENEL BAŞKAN ADAYLIĞI
Abdullah Gül, Refah Partisi kapatıldıktan sonra arkadaşlarıyla birlikte Fazilet Partisi'ne geçti. 18 Nisan 1999 Seçimlerinde Fazilet Partisi'nden üçüncü dönem milletvekili oldu.
Fazilet Partisi, göründüğünden daha büyük bir partidir. Türkiye'nin kökleriyle örtüşen güçlü geleneği, bu partinin hak ettiği temsili gerektirir. Partisinin öncelikle, kendi önünü açarak siyasi misyonunu gerçekleştireceğine inanan Abdullah Gül, 14 Mayıs 2000 tarihinde yapılan Fazilet Partisi I. Olağan Büyük Kongresi'ne FP Genel Başkan Adayı olarak katıldı.
50 yıllık hayatı, aynı düşünce ve siyaset çizgisinde geçen bir mücadele adamı olarak Abdullah Gül'ün, Fazilet Partisi Genel Başkanlığı'na aday oluşu aslında kendi tercihi olmaktan çok, uzun yıllar birlikte yürüdüğü arkadaşlarının isteğiydi. Millete hak ettiği hizmetleri sunabilmenin yolunun, teşkilatın gücünü parti merkezine ve siyasete taşımakla mümkün olduğuna inanan Gül, bu amaçla katıldığı kongreden, 633 oyla Genel Başkan seçilen Sayın Recai Kutan'ın karşısında, 521 oy alarak çıktı. Bütün bu kongre sürecini en baştan beri bir "Hayırda Yarış" olarak değerlendiren Abdullah Gül'e göre, "Hayırda Yarışın" kaybedeni, mağlubu yoktu; önemli olan Fazilet Partisi'nin kazanması ve partinin hakettiği yerlere taşınabilmesiydi.
AK PARTİ ve BAŞBAKANLIK DÖNEMİ
Fazilet Partisi'nin kapatılmasından sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)'nin kurucuları arasında yer alan Abdullah Gül bu partide Kayseri Milletvekili ve Siyasi ve Hukuki İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde AK Parti'nin kazandığı büyük seçim galibiyetini takiben Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafından 16 Kasım 2002 tarihinde Başbakan olarak 58.Hükümeti kurmakla görevlendirildi.
9 Mart 2003 Siirt seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi üzerine 11 Mart 2003 tarihinde Cumhurbaşkanı Sn.Ahmet Necdet Sezer'e istifasını sundu. Aynı gün yeni kabineyi kurma görevini alan Sn.Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mart 2003 tarihinde açıkladığı kabinede Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldı.
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından 24 Nisan 2007 tarihinde AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladığı Abdullah Gül, 22 Temmuz seçimlerinden sonra da AK Parti'nin adayı oldu. Gül'ün zorlu adaylık süreci 24 Nisan'daki AK Parti TBMM Grup Toplantısı ile başladı. Gül'ün Nisan ayından bu yana devam eden 'adaylık' süreci şöyle gelişti:
"Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül'ün partisinin Köşk adayı olduğunu 24 Nisan'da gerçekleştirilen AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda açıkladı. Adaylık başvurularının sona ermesine 1 gün kala Gül'ün ismini kamuoyuna açıklayan Gül, 'Kardeşim Gül' diyerek Abdullah Gül'ün adaylığını ilan etti. Gül'ün adaylığına CHP, DYP ve ANAVATAN destek vermedi. En az 367 milletvekilinin katılacağı bir toplantıda seçime geçilebileceği görüşünü dikkate alan CHP, ANAVATAN ve DYP, TBMM Genel Kurulu'na girmedi. 27 Nisan'da yapılanoylamada yalnız kalan AK Parti, 367'ye ulaşamadı. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusu üzerine cumhurbaşkanlığı seçiminde toplantı yeter sayısı için 367 oyun şart olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi'nin kararının ardından aynı gece AK Parti Merkez Yürütme Kurulu olağanüstü toplanarak 'erken seçim' kararı aldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasının yapıldığı gece Genelkurmay Başkanlığı geceyarısı yazılı bir açıklama yaparak, 'laiklik' vurgusu yaptı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt,seçimlerin ardından katıldığı KKTC resepsiyonunda da Cumhurbaşkanı adayının 'laikliğe sözde değil özde bağlı' olması gerektiği yönündeki düşüncelerinde aynı noktada olduklarına vurgu yaptı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, TBMM'deki 2. tur oylamada da 367 sayısını bulunmayınca adaylıktan resmen çekildiğini açıkladı. Ancak Gül, seçim kampanyası boyunca adaylığının fiilen sürdüğünün mesajını verdi. Gül, bu süreçte 'Adaylığım hala geçerli' diyerek fiilen Köşk adaylığının sürdüğünü söyledi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 25 Temmuz'da Dışişleri Bakanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek, 'devam' sinyali verdi. Gül, basın toplantısında 'Meydanların işaretini görmezlikten gelecek halim yok' diyerek adaylığının sürdüğünün mesajını verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerden sonra 59. Hükümet'in istifasını sunmak üzere çıktığı Çankaya Köşkü'nde gazetecilere, 'Bu noktada Abdullah Gül Bey'in iradesi benim için çok çok önem taşıyor' diyerek topu Abdullah Gül'e attı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den 'Köşk' tartışmaları sürerken, AK Parti'ye sürpriz destek geldi. Bahçeli, 26 Temmuz'da 'MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM'de olacaktır' diyerek Gül'e destek mesajı verdi. "
MHP'den gelen bu destekle Gül'ün bu kez '367' engeline takılmadan 11. Cumhurbaşkanı olmasına kesin gözüyle bakılıyor.